İstanbul Belediyesine sel hakkinda

Sayın Başkan:

Bu mektubumun, hiç bir politik içeriliği ve gayesi yoktur. Hiç bir karşılık beklenmemektedir, sık sık olagelen ve gelecek yıllarda artacağı belli olan sel sorunları üzerine size gönedermekteyim.
AFET “Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım”, FELAKET de, “Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan durum, yıkım, belâ”, anlamındadır. Amma alt yapı yetersizliği, alınmayan önlemler afet denerek mazur gösterilemez.
Irmaklar ve dereler, onların yatakları da, binlerce yıldır var. Gerektiği için oluşan bu yatakları daraltmak, yer altına sıkıştırmak, hatta yok etmek, insan oğlunun cehaleti. Uygar toplumlar sel felaketlerine maruz kalmamak için, artık önlemlerini 100 yıllık verileri hesaba katarak alıyorlar.
Yapılan yolların ve meydanların eğilimleri, kendi üzerlerinde oluşacak yüzyıllık fırtına suyunu, etrafına zarar vermeden taşıyabilecek nitelikde değilse; alt yapısı ve alt yapıya yönetecek yeterli regarları yapılmamışsa, oluşan zarar ve ziyan doğa afeti değil, insan’ın neden olduğu felâkettir. Can kaybı varsa, gerekenleri yapmayanların neden olduğu, cinayettir. Mal kaybının sorumlusu da, yönetimlerdir, devlettir.
Sel sularının bir de yöreyi, denizleri ve gölleri kirletme boyutu var. Uygar ülkeler artık bu nicelik yönünü de kontrol altına aldı ve yöreden gelen pis suların, denizlere göllere, pisliği durulanmadan kontrolsüz dökülmesini, önlüyorlar. Mavi bayraklı denizlerimize dökülen pislikler yüzünden (denize girmeyin) uyarısında bulunmaya mecbur kalmak, bir yüzkarasıdır.
Suçlunun, dolaylı olarak da olsa, kendimiz olduğunu anlamazsak, hiç bir zaman, hiç bir yere, varamayız. Yetkililer yıllardır olagelen şeyleri sanki bugün ilk defa olmuş gibi karşılamaktan vazgeçmelidirler.
İnsanının hayatına değer veren uygar toplumlar, teknoloji ve akıl kullanarak önlemler alıyor. Bilgiler sır değil, hepsi kitaplarda yazılı. Onlar da bu bilgilerden kurallar yaptılar, yetkilileri de kurallara eksiksiz uymakla yükümlüler. Aksi halde can ve mal kaybından doğrudan sorumlu oluyorlar.
Uygar ve çağdaş olmak için bilgiyle hareket etmekten başka yol yok!. Bunu anlayıp, tümüyle uygulamayı sağlamadıkça, hepimiz bu cinayetlere suç ortağı olmaktayız.
Yönetim sistemimizde halk tarafından seçilen yetkili siz olduğunuzdan, elinizdeki imkânlarla birçok ilerlemeye imza atabileceğinizi düşünüyorum.
Bu hususta gazetede de yayınlanmış olan teknik bilgileri, alınması gereken çağdaş yöntemleri, herzaman benden isteyebilirsiniz, bedelsiz olarak size gönderilecektir.

Çalışmalarınızda başarılar diler, alâkanıza teşekkür ederim.

Turgut A. Karabekir, Y. Mimar, AIA

About The Author

0 Comments