Şimdi hesaplaşıyorum

Remove the row

Column: 1

 

CHP başkanı K. Kılıçdaroğlu Maltepe mitinginde:

Özetleyerek, “(…..)Ülke elden gidiyor. Birlikte olmak, mücadele etmek zorundayız. Vatan da bayrak ta bizim. Kurtuluş Savaşındaki gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız” dedi. Bu yıllardan beri beklediğim bir çağrıydı, iyi ki yaptı, başarılar dilerim.

Nasrettin Hocanın testi kırılmaması için evvelden tokadı atması gibi, ben de Muhalefet bir seçim daha kaybetmeden bir kere daha uyarmak zorundayım.

8 Ekim 2007’de Cumhuriyet gazetesindeki yazımda karıncaların planlı ve düzenli olduklarını, bal arıları büyük bir birlik içerisinde nesillerinin devamı için çalıştıklarını örnek vermiştim. Sonra Afrika’da izlenen bir olayı, aslanların pençesinde öldürülmek üzere olan bir buzağın, birleşerek aslanlara hücum edip kurtaran öküzlerin başarısını nakletmiştim. Bu gerçek olaylardan alınacak ders için; bir öküz sürüsü kadar olup birleşerek hareket edemediğimizin üstüne basmıştım.

O zaman da CHP yıllardır tek başına seçim kazanmamıştı ve kazanamayacağı belliydi. Onlarca birleşme çağrıma ne CHP, ne diğer partiler, ne de basın kılını kıpırdatmamış, kayıplar devam etmişti. Hattâ D. Baykal, “Kimseyle birleşmemize gerek yok “ demişti. Bu basiretsizlikler de bizi ülkenin çöküşüne kadar getirdi.

Bu nedenle CHP’nin şimdi yapılmış olan çağrıyı yerinde buluyor ve kutluyorum. Ancak, bir seçimin daha kaybedilme olasılığına karşı, izlediğim yanlışları gene dile getirmekle sorumlu olduğumu düşünüyorum.

Kılıçdaroğlu’nun “Birlikte çalışmak çağrısı yerinde ve doğru. Ama, “Bize katılın” sözü yersiz ve gereksiz olduğu kadar, bazıları için itici. Şâyet parti yıllardır başkalarının katılabileceği ortamı yaratmış olsaydı, parçalanmış olmazdı, bütün seçimleri de kaybetmezdi.

Hâlbuki CHP 70 yıldır boş yere yol ararken, var olan yolunu şaşırdı ve dolayısıyla tabanının büyük bir kısmını kendinden uzaklaştırdı, seçilme olanağını da zayıflattı.

Eğer Atatürk ilkelerine, kendi altı okuna sadık kalmış ve sağda, solda, ortada yer arama gafletine düşmemiş olsaydı, bir bütün olarak kalır, tabanından kaybetmez ve yaşadığımız parçalanma var olmazdı.

Maalesef bu arayış 6’lı masadan yapılan bildiride de 1938 ayarları dururken açıklanan, ne olduğu belirsiz “güçlendirilmiş parlamenter sistem” ile devam ediyor. Sunum eksik ve bölücü bir hareket olarak da algılandı.

Maltepe konuşmasında Başkan ülkenin birçok sorununu sıralıyor ve “Bu söylediklerime inanıyorsanız bize katılın” diyor. Kullanılan “katılma” kelimesi oldukça yanlış çağrı yapıyor.

Değerli yazarımız Deniz Zeyrek’te, geçmişte ki hatâlar için şu sırada özür dilemeyi yersiz ve gereksiz bulmuştu.

Column: 2

 

Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın 6’lı bildiri için, “Metinde Anayasanın değişmez maddeleri, Atatürk ilkeleri olmalıydı, yok. “Bundan sonra herkes kendi kimliğiyle siyasal ve kurumsal yaşama katılacaktır diyor belge. Şimdiye kadar biz başkasının kimliğiyle mi katılıyorduk siyasal ve kurumsal yaşama? Diyerek yanlışları ve eksiklikleri işaret etmişti.

İki hafta önceki yazımda; antiemperyalist ve laik olmaktan bahsedilmemesinin korkutan bir başlangıç olduğunu yazmıştım. Ne yazık yukarıdaki konularda bir düzeltme veya aydınlatma sözünü hâlâ duymadık.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki ilerlemeler ile Atatürk ilkeleri, bağımsızlık ve özgürlüğün kalkınmamız için elzem olduğu çoğunluk tarafından benimsenmişti. Maalesef yobazlık onun vefatından sora devam etti.

CHP onun vefatından kısa bir süre sonra yolundan kısmen saptı. Bu nedenle de toplumumuz için birleştirici olan yegâne unsuru kaybetti. Ayrılmalar oldu.

“Bize katılın” çağrısı birleştiricisi olmayan bir toplumda çalışmaz, hattâ ayrılıma neden olur.

Bu toplumun çoğunluğunun beraber olduğu tek nokta; Atatürk sevgisi ve ilkeleridir. Ondan ayrılmanın da fecî sonuçları olduğunu yaşayarak görmekteyiz.

CHP yıllardır yaptığı hatâdan dönmeli ve ucu açık, muğlak vaatler ile herkesi memnun etmeye çalışan belirsizlik ortamını yok etmelidir. Halk neden ve hangi ana koşullarda, beraber seçime girmeye geldiğini bilmelidir. 15 yıl evvel önerdiğim gibi bir defa için de olsa Partiler beraber hareket etmeye çağrılmalıdır.

CHP’den ayrılanlar ve belirsizlikten başkalarına oy verenler, bu meyanda herkes, CHP’nin yeni girişimlerinin ve vaatlerinin Atatürk ilkeleri içinde olduğuna ve kalacağına şimdiden inandırılmalıdır.

Bir CHP başkan vekili, kazanmak için,  ”yeter ki seçim düzgün bir ortamda yapısın” dedi. Yeter ki şartını söylemek seçimi kaybetmek olasılığını kabul etmektir. Kaybedilebilmesi düşünülen bir savaş ta kazanılamaz. Hâlbuki bizler CHP’den, kaybetmemeyi garantileyecek işlemler bekliyoruz. Daha azını değil!

Ülke konularının parti erkânı ile Erdoğan arasındaki dalaşlara dönmesi CHP’ye oy kaybettiriyor. CHP, erkânını değil, Atatürk ilkelerini ve ana sorunları savunan olmalı. Konuşmaların eleştirilerin kişilere yönelmesi, AKP taraftarları nezdinde Erdoğan’ın söylediklerine değer katıyor. Yolsuzlukları,  yanlışları ve belgelerini açıklamayı kavga tonunda olmadan yardımcılar yapmalıdır. Başkan ise; şimdi ne önlemler aldıkları ve gelecekte neyi nasıl yapacaklarını halka açıklıkla anlatmalı, halkla fikir teatisi yolunu açmalı.

Şimdi hesaplaşmamın nedeni de; eğer bir seçim daha kaybedilirse, uyarı yapabilecek bir ortamın kalmayacağı gerçeğidir.

Başarılar dilerim.

Column: 3

 

 

 

 

About The Author

0 Comments