Bodrum’da yapılaşma ve sorumluluklar

 

Bodrum yarımadasında yıllardır yeni mahallelrin yapılmakta olduğunu izlemekteyiz. Mortgage sisteminin oturmasıyla, bu yapılaşmada büyük bir artış olacaktır.

Yarımadamızdaki belediyeler şayet ABD’de yıllardır uygulanan sistemlerden örnek alarak gereken önlemleri almazlar, ve yükü, mülkü yapanlara yüklemezlerse, verilen servislerin, ve yaşam kalitesinin, gün geçtikçe düşmesi de beraberinde gelecektir. Yegane çıkar yol, ABD de olduğu gibi, yapılan her mahelle ve tesisin, kendi yolunu yapmak, elektiriğini, suyunu, kanalizasyonunu getirmekle, yağmur suyunu kontrol ile, sorumlu olmalsıdır.

ABD’de, şayet proje ana yol üzerinde değilse, yapı sahibi, aradaki yolu, belediyelerin belirlenmiş standartlarına uygun olarak yapmaya mecbur edilir. Şayet elektrik, su ve kanalizasyon gibi servisler mevcut değilse, nekadar uzakta olursa olsun, onları da kendi projesi içerisine getirmeye mecburdur.

Eğer, elektrik, su ve kanalizasyondan, sonradan o yol üzerinde gelişecek başka mahaller de yararlanacaksa, ilk proje sahibi evvela bütün masrafı ödeyerek gerekenleri yapar, ancak hepsi tamamlandıktan sonra inşaata başlama izni verilir. Şayet daha ilerideki bir tarihte, yol ve alt yapı, aynı yol üzerinde olan diğer projeler tarafından kullanılacaksa, kullanılıma açıldığı zaman, proje sahibinin, yol, elektrik, su, varsa yağmur suyu kontrolüne, ve kanalizasyona harcaması gereken bedellere tekabül eden kısmı, işletmeler tarafından yeni projeden tahsil edilir, ve evvelki yatırımcının belediye servislerini kullanılımındaki harcamalarına mahsup edilir. Yeni Projeye bu bedelleri peşinen yatırmadan ruhsat verilmez.

Uygulanan bu yöntemlerle yeni bir pojenin geliştirilmesinden ötürü, belediyelere hiçbir ilave yük getirilemeyeceği gibi, belediyenin o civardaki ihtiyaçlarına, trafik sorunlarının çözülmesine, proje sahiplerinin katkıda bulunmaları da sağlanır.

Geçen yazımda belirrtiğim gibi, proje sahipleri kendi yarattıkları ilave yağmur sularını da kendi projeleri içerisinde, havuzlama ve benzeri sistemlerle kontrol etmeye ve belediyeye hiçbir ilave sorun yaratmamaya mecburdurlar.

ABD’de son otuz yılda meydana gelen konut patlaması nedeniyle, pis su tesisleri yetersiz olmaya başladığından, ileriye dönük çare olarak, o bölgelerde, yeni yapılan her konut başına, inşaatı yapanlardan, ruhsat verilmeden evvel, üçbin USD’den fazla bağlama üçreti alınmaktadır.

Bugüne kadar Bodrum yarımadasında yapılmış olan projelerin ve mahallelerin, bildiğim kadarıyla hiçbiri, yukarıdaki katkılarda bulunmamış, ve belediyeler çok kısıtlı olan gelirleri ile servisleri vermeye çabalamak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle birçoklarının hâlâ arıtmaları yoktur, veya kapasiteleri yetersiz kalmıştır.

Bu durum devam edemez, etmemelidir, etmesi kamu çıkarlarına ters düşer. Belediyeler çok kısıtlı olan kaynaklarıyla, kim olursa olsun, nasıl bir proje olursa olsun, hiçbir yatırımcının, veya ev sahibinin, yapacağı projeye kamu kaynaklarından, servisleriyle de olsa, katkıda bulunmaları da, kamu çıkarlarıyla ters düşer, belediyelerin buna hiçbir yasal hakkı da yoktur.

Her özel proje, bir tür kâr gayesiyle yapılmaktadır. Bu projenin maliyeti içerisine gereken alt yapının da dahil edileceği, mal sahibi tarafından evvelce bilinmelidir.

Belediyeler bu şartların dışında servislerini vermek yeteneklerine ve gelir kaynaklarına sahip değillerdir. Kendilerini de sorumlu hissetmeleri için hiçbir neden yoktur. ABD gibi zengin bir ülkede bile yarım asırdır uygulanan bu yöntemlerden ders almadıkça, gereken şartları uygulamadıkça, hiçbirzaman da yetenekli olmaları mümkün olmayacak, servislerimiz de hiçbirzaman tatminkar olamayacaktır.

Denizlerimiz temizliğinde hayâti önemi taşıyan arıtma tesislerini yapabilmek için, her yeni konutun, en az, üçbin YTL bağlama ücreti ödemesi, derhal uygulanmalıdır,

İnşaat yapmak isteyen, gereken altyapının tümünü yapmakla sorumludur.  Belediyelerin bu denklemde yeri yoktur. Heşeyi yukarıdan beklemek devri geçmiştir. Sorumlılukları paylaşmazsak, asırlardır olduğu gibi, olduğumuz yerde sayarız.

About The Author

0 Comments