Kalbur oyunu

 

Osmanlı’nın zayıflaması Batı’nın iştahını kabartmıştı. Yüz yılda, yediyüz yıllık İmparatorluğu delikdeşik edip kalbura çevirdiler. Sonunda ana vatanı savaşarak kurtarıp, Atatürk sayesinde çağdaş ülkeler sırasına girdik.

O zaman bütün deliklerin tıkandığını sanmıştık. Yanıldık. Atatürk ölür ölmez tekrar delinmeye başladık. Oyun ayn kaldı, oynatanlar ve oynatılanlar değişti. Evvela oynatılanları yetiştirdiler, sonra onları oynatmaya başladılar.

Özal, anayasayı birkere delmekle birşey olmaz diyerek, delinmeyi meşrulaştırdı. Ondan beri de çorap söküğü gibi gidiyor:

Sıkma baş, başörtüyü deldi, / Tesettür, Çankayayı deldi, / Referandum, oylamayı deldi, / Gülen, eğitimi deldi, / Takiyye, Laikliği deldi, / DTP seçim yasasını deldi, / Özelleştirmeler, varlıklarımızı deldi, / Sıcak para, cebimizi deldi, / İthalat, senayimizi deldi, / Borçlanma, bütcemizi deldi, / AB, gururumuzu deldi, / ABD, özgürlüğümüzü deldi, / Yunanistan, Kıbrısı deldi, / Sadakacılık, kişiliği deldi, / PKK, hudutlarımızı deldi, / CHP ve MHP, muhalefeti deldi.

Delikler saymakla bitmez. Deline deline kalbura döndük. Bukadar delik nasıl tıkanacak?

Delinmemiş gibi görülen bir TSK var. Onun da nekadar dayanacağı belli değil.

Altmışsekiz yıldır yanıldığımızı şimdi anlıyoruz. O zaman etkin olan asker gücüydü, şimdi karşısında bir de ekonomiden sorumlu durumuna gelme baskısı var.

Belkemiği yumuşaklar çıkarlarını herşeyin önüne koyuyorlar. Ekonomimiz çöker diye herkezi korkutuyorlar. Ekonomimizin zaten yapay ve batık olduğunu, kendileri yararlandıkça saklıyorlar, sakladıklarını sanıyorlar.

Gitgide içinden çıkılmaz hale gelen bu kalburdan bizi bugün de kurtaracaklar var.

Var da, ne zaman?

 

About The Author

0 Comments