Emperyalizme karşı

 

On Ağustos’ta önlenen büyük felaket, benzelerinin olasılığını yenilendi. Bugünki yöntem ve tutumlarla, bazılarını önlemenin mümkün olmayacağını, ve problemler temelinden hal olmazsa, ayrıntılarında hiç sonuca varılmayacağını bilmeliyiz. Terör yanlız silah ile önlenemez.

Artık teröre, Batı’nın tutumunun neden olduğunu, terörü de Müslümanların yaptığını biliyoruz. Batı’nın terörle mücadelesinin gizli gayesinin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olduğu ve gayeye erişmek için yaratılan düşman (terörist) ile mücadele etmek gerektiği inancını, hedeflerine varmak için kullandıkları, görülüyor.

Bu aşamada kimin saldırgan kimin korumada olduğunu saptamak ise zor değil.

Belki bir ideal peşinde terör benzeri hareketler yapılabilir, para karşılığında da katiller, veya kandırılan cahiller olabilir, fakat nedeni olmadan, eğlence için terörist olunmazsa;

Vatanlarını veya egemenliklerini kurtarmak, veya korumak için savaşanlara terörist denebilirmi?

Atatürk ve İstiklal savaşımızı verenler, Osmanlı yönetimine karşı, terörist mi idiler? George Washington ve ABD İstiklal savaşını verenler, İngiltere kıralına karşı terörist mi idiler? Bunların cevabı hangi taraftan baktığınıza bağlı değilmi?

O halde kimin saldırgan kimin korumada olduğun anlamak için, olayların temelinde yatan nedenleri bilmeliyiz. Ancak bunu bitaraf olarak yapabilirsek, gerçekleri görür ve cevabı verebiliriz.

Gandi pasif mücadelesi ile Hindistan’ı esaretten kurtarmıştı. Misalimizdeki G. Washington ve Ataturk, düzenli sayılacak bir ordu ve belirli bir parlemento ile savaşlarına başlamışlardı. Hamas ve Hizbullah için ayni şeyi söyleyebilirmiyiz? Arafat yıllarca, Filistin’in var olduğunu Batı’nın kanıtlaması için çabalamadımı? Hizbullah keyif için mi kuruldu?

Güçlü Batı’nın kendi kaynaklarını tüketmeden evvel Ortadoğu ve Hazer bölgesinin zengin kaynaklarını ve petrolünü, Çinden evvel, kontrolü altına almanın komplo teorisi olmadığı, BOP’nın yeni hudutlar ve ülkeler yaratmak olduğu, ABD tarafından dolaylı olarak açıklandı.

  1. Dünya Savaşı ardından Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması sonu, Ortadoğu’nun yaratılması, hesapta olmayan Lozan ile yarıda kaldığından beri devam etmekedir. Yüz yıldır Batı emperyalizminin tesirinde yaşayan bölgenin, Müslümanların elinde olması bir tesadüf olsa da, durumunu değiştiremez. Batı bütün dünyada, Batı karşıtı İslam, İslam=Terör, olduğu inancını yerleştirmeye çalışıyor.

Batı, yüz yıldır Ortadoğu’daki tutumu ile, Müslüman karşıtını yaratmışmıdır?

Terör saçan olarak İslam’ın gösterilmesi, BOP gayelerine ulaşmak için gerekli olan, çarpışılacak bir düşmanın varlığını yaratmıyormu?

Mısır’daki soykırımdan kaçan Museviler, ikibin yıl evvel Romalılar tarafından da yerlerinden sürüldükten sonra, dünyanın değişik ülkelerinde, en az üç defa, başka hiçbir kavim’e uygulanmayan aşırı soykırımına uğradı. Bunun nedenini onların tutumlarında aramak gerekmezmi? Batı’nın gücü ve baskısı ile kurulan İsrail devletinin oluşumuyla tekrar yerlerine dönnenlerin komşuları ile olan tutumu nereye varmıştır?

Komşularının İsraili yok etmek istemesiyle değilmi? Tarih tekerrür etmiyormu?

ABD’deki 6.5 Milyon musevi, ekonominin mühim bir kısmını, senato oylarını, medyayı ellerine aldığından, ABD yönetimi İsrail’in arkasında olmak zorundadır. ABD’nin Ortadoğudaki geyeleri de, İsraiil’in varlığını koruyabilmesi ile buluşmaktadır. İsrail- Kürt ekseninin yaratılması, BOP’nın bir parçasıdır. Beş haftadır, oynanan oyunun son safhasının ilk perdesini seyrediyoruz.

Bu perde ile İsrail birdefa daha dünyanın sabrını tüketiyor. Bu sefer ABD’yi de beraberinde, bu ikili de, bütün dünyayı felaket sürüklüyor.

Batı ne Ortadoğu’da ne kendi topraklarında, teröre mâni olamayacaktır.

Çünki batının gayeleri, Ortadoğu’nun egemenliği ve çıkarları ile çelişkidedir.

Türkiyenin bütünlüğü ve egemenliği, Batı’nın çıkarlarıyla çelişkidedir.

İsrail, Hizbullah kuvetlerine karşı kazanamayacağını anladığı savaşta, UN kuvvetlerini tampon olarak kullanmak istiyor. Bu güçler İsrailin müdafasında Hizbullah ile savaşmak zorunda kalacaklar. Türk ordusunun bu güç içerisinde yer alması çılgınlık olur.

Batı beğensin beğenmesin, Hamas halkın oyu ile ulusunun idaresine seçilmiştir. Hizbullah’ın mebusları da Lübnanın hükümeti içersinde bulunuyor.

Suriye ve İran’ın, Hamas ve Hizbullahı desteklemesi, ABD’nin İsrail’e yapmakta olduğu yardımlara benzemiyormu?

ABD gayelerin batı ekonomisi için kaçınılmaz sayılması, onun her türlü yöntemi uygulayacağını gösteriyor. Emperyalizmin kaba gücü ile durumun daha da kötüye gideceği ve BOP’nının uygulamasına devam etmelerini beklememiz yanlış olmaz.

Türkiye parçalanmaya, vakit geç olmadan, kayıtsız şartsız direneceğini açıklamazsa, ileride daha büyük güçlüklerle karşılaşacağı şüphesizdir.

Bu parçalama planı PKK’nın son eylemleriyle birleşmektedir. Şayet PKK bizden kesin bir tutum görmezse, çok yakında eylemleri büyük şehirlerimize, evlerimize girecektir. Batı’nı kullandığı tabiye budur, her yerde aynıdır, emsali çoktur. Bizde olmaz demek Devekuşu misalidir.

Kürt kökenli vatandaşlarımız ile yüzyıllardır etnik sorun olmadan yaşadığımız, yan yana savaştığımız halde, neden Ortadoğunun kuruluşunda baş kaldırmışlardır diye sormak gerekmez mi? PKK neden BOP ile berber doğmuştur?

Lozan ardından Batı’nın intikam almasi için başkaldırı olmuş, ve sonra da BOP için PKK kurulmuştur. Bu nedenle, diğerlerinin aksine, PKK Irak’ta ofisleri olan, kasitli bir terör örgütüdür.

Fakat PKK terörüne yaklaşım, aldatılmış olan vatandaşlarımızı vurarak değil, onları boş vaadler, para vb. ile kışkırtan unsurları açıklamak, ve aldatılanların hatalarını bağışlamak ile olmalıdır. Batı nasılki Ortadoğuda yarattığı terör ile savaşta başarılı olmayacaksa, biz de kandırılmış vatandaşlarımızı vurarak bir yere varamayız.

Yapılması gereken PKK terörünün nedenlerini ortadan kaldırmaktır.

Oyunun bizi ilgilendiren son perdesinde, ordumuzun Lübnana sürüklenerek yıpratılması, komşularımızla aramızın açılması, bizim yanlız bırakılmamız, PKK’nın eylemlerini son safhaya getirerek içimizde karışıklar çıkararak, çaresizliğe düşmemiz, ve parçalanmaya razı olmamızın planlanmış olduğu hiç şüphe götürmez.

Bu perde açılmadan, kulis arkasında çalışmalarımızı yapamazsak, yeni bir istiklâl savaşı ile karşı karşıya olacağımız kesindir.

Çünki bu millet bıçak kemiğe dayandığında emperyalizme karşı en değerli vasfı  olan egemenliğini korumuştur, gene de koruyacaktır, bunda kimsenin şüphesi olmasın.

Bugün şahsi çıkarları için bu milleti kan dökmeye sürükleyenler varsa, sırası geldiğinde bunun vebâlini öderler.

Türkiye BOP komplusunun nekadar dışında kalırsa okadar karlı çıkacaktır.

BM istese dahi, Almanya ve Fransa’nın Irak’a asker gödermeyi reddettiği gibi, bizim askerimizin de Lübnan’da vazife görmesini, biz kabul et(me)meliyiz.

Aksi felaketin başlangıcıdır,  teröre de davetiye göndermektir.

 

 

About The Author

0 Comments