Ross Perot etkeni

 

Ross Perot 1930 yılında doğmuş, EDS (Electronic Data Systems) in kurucusu, ABD’nin en saygın ve zengin iş adamları arasına girmiş,Texas’lı bir Dolar bilyoneridir. İran’da mollalar idareyi ele aldığında, EDS’in Tahran’daki elemenları yeni rejimin ABD’ye meydan okuması arzusuyla hapse atılmıştı. Bütün yasal çabalardan sonuç alınmayınca, Ross Perot yanına gönüllü olarak gelen iki CEO’sunu ve emekli bir komandoyu alarak, Irana gizlice girmiş, arkadaşlarını hapisten kaçırarak, Türk hududundan, selamete kavuşturmuş, gözü pek, bir iş adamıdır.

Ronald Reagan Başkan olduğunda, kendisinden evvel partiler arası çıkarlardan ötürü geçirilemeyen yasaları bir paket halinde senatoya sunmuştu. Gene partizanlık nedenleriyle önerilerin yüzde doksanı geçirilememişti. 80’lli yıllarda ABD ekonomik krize girince, Baba Bush’un aldığı önlemlerle kemerler sıkılmış, zorlanan koşullar piyasalarda sıkıntı yaratmıştı.

1992 seçimlerinden kısa bir süre önce, Ross Perot kendi cebinden ellibeş milyon Dolar harcayarak, en çok gözlenen zamanlarda, üst üste, tek başına halka hitap ederek, yarımşar saatlik TV konuşmaları yapmaya başladı. Çıkarılmayan yasalar, yapılmayan işler, yanlış alınmış olan kararlar neticesinde nasıl işlerin kötüye gitmiş, milli borcun nekadar büyümüş, ve ödenen faizin nasıl ekonomiyi çıkmaza sokmakta olduğunu, geleceğin de nekadar karanlıklara gittiğini, çok açık, basit garafikler ve levhalarla, halka anlattı.

Hiçbir oy alma gayesiyle yapılmayan bu uyarılar, çok yaygın alâka topladı. Bunun üzerine aynı şekilde düşünenler, ”Reform Party’yi (RP)” -sonradan “Independence Party” olarak adlandırdı- seçimlere iki ay kala, yasalarla uyuşan son dakikalarda, kayıt ettirmeyi başardılar. Ross Perot kendisi politikanın dışında kalarak bu seçime katılmadı.

ABD’nin tarihinde ilk defa iki aylık mazisi olan RP, 1992 seçimlerinde oyun 19.5’ini alarak, Baba Bush’a gidecek oyların çoğunu kaptı, onun seçimi kaybetmesine neden oldu. Ross Perot’nun uyarılarını ve eskiden Ronal Reagan’ın getirdiği önerileri, kendi fikirleriymiş gibi platform olarak kullanan William Clinton, seçimleri kazandı.

ABD’nin, son elli yıllık tarihinde, çok  önemli iki olayı izledik;

Birincisi, Watergate skandalı ile, Richard Nixon’un azledilmesiyle, Amerikan halkının hükümet organına olan sonusuz güveninin yok olarak, inişe başlamış olması,

Diğeri de, Ross Perot’nun iki ayda oluşan örnek başarısı ile, halkın bilinçlenmesinin politik alanda nekadar çabuk ve etkin değişiklikler doğurabileceğinin, anlaşılmış olmasıdır.

Bizde yapılmış olan son seçimlerde, halkın bilinçsiz ve şuursuz olarak, eski partilerden bıtkın yaklaşımı ile AKP’yi ikdidara getirmesini, az da olsa, buna benzetebiliriz.

Geçenlerde yazdığım bir yazıda ümidin kesilmemesi gerektiğini vurgulamıştım. Benim gibi Atatürk çocukları, bu yurdun ne zorluklarla kurulduğunu unutmadılar, onlar sadece biraz teşvik bekliyorlar. Türban bayrağı ile aşırı sağa hızla düşmekte olmamıza, ordunun etkinliğinin yok edilmeye çalışılmasına, etnik konuların güdümlü olarak yaratılmasına, AB sevdasında geri dönülmez tavizler verilmesine, ABD ve IMF’in peyki haline gelmiş olmamıza, yurdun parçalanmak yoluna girmiş olmasına, özelleştirme adı altında milli servetin yabancılara bedava denecek fiatlara verilmesine, medya’nın çoğunun etkisizleştirilmesine rağmen, ben hala:

Bizde de Ross Perot gibi vatanseverlerin çıkabileceğine,

Daynasor parti başkanlarının çekilerek yolu arkadan gelenlere açabileceklerine,

Partilerin, içine düşürüldüğümüz durumu idrak ederek bir cephe oluşturabileceklerine,

Medya patronlarının vatanın selametini parasal çıkarlarının önüne alacaklarına,

Yazarlarımızın halkı uyandıracak bilgileri vererek yol göstermeye başlayacaklarına,

Halkın durumu anlayarak iradesini göstereceğine, inanıyorum.

Arzum bunların hiç olmazsa birtanesinin, vakit geç olmadan gerçekleşmesidir.

Yolumuz uzun, fakat tünelin sonunda ışık yok değil, ışığa erişemezsek, karanlık çok kesif.

Mevlana’nın bir sözünü hatırlayalım:

Fikir ona derlerki bir yol açsın.

Yol ona derlerki gerçeğe ulaşsın.

About The Author

0 Comments