AİDS ve Bodrum

 

Tarih boyunca bazı çevrelerde oğlancılık daima varmış, tersine ise çok kötü gözle bakılır, ortam kabul etmediği için eğilimi olanlar bile uzak dururlarmış. Bugün yeni kullanılan Eşcinsellik adıyla başka bir anlayış altına sokan, ve bütün batı ülkelrinde bir ticaret kolu haline getirip asilleştirlmeye çalışılan anlayış değişimi, hoşgörülere neden olarak, yeni asrın en yıkıcı bir belasını başımıza getimiş oldu. Bu hoşgörü propagandacıları da, sebep oldukları felekete çare bulunması için, henüz hiçbir olumlu netice alınamayan mücedelenin, şimdi şaşkınlık içinde çığırtkanlığını yapmakla kalıyorlar. Peki bu aşırı liberalizmin, bu hoşgörü sevdalılarının yarattığı, bu luzumsuz, artık eşcinsellerde sınırlanmayan, öldürücü salgının ceremesini kim çekecek?

29 Kasımda, 18. Dünya Aids gününde yayınlanan bilgilere göre, yanlız geçen yıl üç milyon insanın bu hastalıktan öldüğü, ve bu yıl beş milyon kişinin daha hastalığa yakalanmış olacağı açıklandı. Her yıl milyarlara mal olan mücadelenin de salgını önlemekte henüz başarılı olamadığı belirtildi. Halen HIV virisünü almış olanların yüzde doksanın bundan haberleri olmadığını, her gün, evet her gün, yaklaşık, onikibin kişinin virisü kapmış olacağı, bu kişilerin kabaca yedi yıl yakalanmış olduklarının farkına varmayacakları, ilave edildi.

Salgının durdurulamamasının en baştaki nedeni olarak da, bukadar uzun bir süre hasta olduklarını bilmeyenlerin, bu öldürücü virisü yıllarca başkalarını geçirdikleri gösterildi.

Doğal bir dünyanın gerçeklerinden uzak, aşırı liberallik sevdasıyla, daima insan hakları yaygarasını koparan akılsızlar, bu durum karşısında bir çıkmaza girmiş bulunuyorlar. Her fırsatta hususi hayatlarına kimsenin karışmasını uygun bulmadıklarını söyleyenler, şimdi korku içerisinde,- Acaba herkez mecburi olarak kan tahliline tabi tutulmalı mı?, diye düşünür oldular.

Erken anlaşıldığı zaman tedavisi bazen kâbil olan bu hastalık, ya en geri kalmış, veya çok açık fikirli toplumlarda süratle yayılmaktadır. Hernekadar önlemler alınmaya çalışılıyor olsa da, hasta olanların uzun zaman bilinmemesi, daha başlangıcında kaybedilmiş bir savaşa dönüşmektedir. Mecburi tükrük ve kan tahlili tesis edilmeden de, kazanmak ümidi yok gibidir.

AİDS Afrikada maymunlar arasında başlamış, sonra insanlara geçmiş ve bilhassa eşcinseller arasında süratle yayılmak imkanını bulmuş, eşcinsellerden de, olmayanlara atlamıştır, ve artık bugün herkez için büyük bir tehlikedir. Bir sivrisinek ısırmasından bile yayıldığı belirlenmiştir. Tutucu olmayan her toplumda büyük bir süratle arttığı da bir gerçek haline gelmiştir.

Bodrum, bazı çevrelerce bedroom (yatak odası) olarak tanılır, ve yıllardan beri yudumuzun en açık fikirli yöresi olarak kabul edilmiştir. Dünyanın her tarafından ucuz turist akınına uğramış, turistlerin birçok isteklerine cevap vermiştir ve vermektedir.

Gerek Avrupadan, gerekse parçalanmasından sonra sosyal zorluklara düşmüş olan Rusyadan gelen bazı kişilerin, bütün illerimizde bol ölçüde cinsi münasebetlerde bulundukları bilinen bir gerçektir. Bunların bazılarının meslek olarak faaliyette bulunduklarında, şayet hastalığı kapmış iseler, taşıyıcı olacakları da doğaldır. Rusyada büyük bir süratle yayılmaya başlayan bu hastalığın, yukardaki nedenlerle  bize de erişmemiş olmasını düşünmek gerçeği reddetmek olur.

Bodrum toplumunun açık fikirli ve uygar anlayışlı olmasını alkışlarken, aynı zamanda da bu tür düşüncelerin getirebileceği sıkıntıları da düşünmek akıllıca bir tutumdur. Bodrum ayni açık fikirliliği ve uyanıklığı bu olası felaketi vaktinde önleyebilmek için, aynı ileri görüşle hereket etmek, ve önlemler almak zorundadır. Namını koruyarak, turizmdeki yerini kaybetmemesi için mimarisinde, yapılaşmasında, alt yapısında olumlu bir şekilde gelişmesi için geyret ettiğimiz Muğla’nın, yukarıdaki konuda da hazırlıklı olması gerekir.

Bu yönde turistlerin arzularını karşılamakta hazır olan gençlerimizin bilgilendirilmesi ve herhangi bir ilişkide bulunmadan evvel alınacak önlemlerin kendilerine öğretilmesi, yönetimin sorumluluğu olmalıdır.

AİDS hastalığının yayılmasının en önde gelen nedenlerinin, bilgisizlik ve yersiz hoşgörü olduğunu unutmayalım. Gelecek kuşağı emniyete almak, bu kuşağın sorumluluğudur.

 

About The Author

0 Comments