Pusulasız gemi

 

Bodrum sade pusulasız değil, kaptansız ve tayfasız, yolcu dolu bir gemi gibi akıntıya kapılmış gidiyor. Birçok hedef var amma kimse, nereye, nasıl, ne zaman varılacağını bilmiyor.

Toplantılar yapılıyor, akıllıca sözler söyleniyor, bir cek, cak, miş, muş, dur gidiyor. Yıllardır aynı terane, hiçbir kere de, yaptım, yaptık, bitti, diyen yok gibi. Daima laf bol, eylem yok, biraz olsada, baştan savma, veya göz boyamak için gibi.

Bütün bunların nedeni de malum hastalığımız; beraber çalışamamak, planlı hareket etmemek, iyi dülşünmeden, zamansız işlere başlamak, başlananların birçoğunun da sadece lafta kaması, ve hiçbir yere varamamak.

Geçen gün Garanti Bankası Anadolu sohbetinde olumlu sözler edilmiş. Büyük otellerin, herşey içinde programları ile, küçük otelleri batırmakta olduğundan, ve bundan ötürü Bodrum’un karekterini kaybedeceği, turist kalitesinin gitgide düştüğü dile getirilmiş. Ne mutlu bunları duyan kulaklara, hiç değilse laf torbadan çıkmış. Çıkmış amma bir de olaya diğer yönden bakalım:

Küçük otellerin kaliteli turisti çekip bugünün şartlarına uygun olarak konforlu bir yaşam sağlayabilmesi için bazı temel servislerinin devamını sağlaması gerekir. Yıllardır elektriğini bilhassa sabah ve akşam saatlerinde, veremeyen bu şehirde kaliteli turisti barındırmak nasıl olur. Büyük otellerin jenaretörleri vardır, elektrik kesilse de suyunu, ve cereyenını verebilir. Küçük otel ise, ne su, ne sıcak su, ne de cereyan verebilir. Sabah kalkan turist istediği zaman duşunu yapmak, traş olmak, tuvalete girebilmek gibi günlük doğal ihtiyaçlarını göremek ister. Görmeye alışmıştır, olmaması kabul edilemez.

Küçük otel sahiplerinin problemine katılıyor, onların Bodrum için çok mühim, ve gerekli olduklarını düşünüyorum. Ancak kendilerine soruyorum; Yıllardır bu sıkıntılara karşı ne yaptınız? Belediye önünde bir eylem yaptınızmı? Yetkililere vazifelerini yapmalarını gerektiğini hatırlatmak için, birkere olsun yollarını kesip sorgu sual ettinizmi? Birlikler olarak bir araya gelip YETER eylemi düzenlediniz mi? Hiçbir boykot yaptınızmı? Bakanlığa şikayette bulundunuzmu?

Hayır yapmadınız, sadece padişahtan ihsan gelmesini bekleyen Osmanlı köylüsü gibi susutunuz, ve kendinizi kadere değil, başarısız yetkililerin eline teslim ettiniz. O zaman suç kimindir? Bodrumun çıkarlarını değil de partili oldukları için adam seçenler kim? Parti mensuplerının değil, yetenekli kişilerin iş görebileceğini nezaman öğreneceksiniz?

Çokşükür hâlâ demokratik denebilecek bir sistemimiz var ve bu şekil altında küçükler ziyan görüyor diye büyük otellerin programlarını değiştirmelerini istemek olamaz. Serbest ekonomide, yasal oldukça, her iş yeri istediği şekilde herekete sahiptir. Rekabet ekonomisinin kalite düzeltmesi ve fiat düşmesi getirmesi beklenir. Bazı gurupların çıkarı da bu sistemi değiştiremez.

Arzu edilen küçük otellerin Bodrum’luluk, misafirperverlik, ve kişiye hitap eden tutumlarına, günün ihtiyaçlarına uygun olarak tüm servislerini ilave etmeleridir.

Suyu kesilen, elektiriği kesilen, sıcak suyu olmayan, kliması çalışmayan, tuvaleti pislik kokan, bahçesi pejmürde, sokağı döküntülerle dolu, telefon servisi veremeyen, küçük otellere müşteri beklemek, hele turistin kalitelisini arzulamak, hayal bile edilemez.

At binenin, kılıç kuşananın, ne ekerseniz onu biçersiniz. Sızlanmayı bırakıp yetkililerden doğal haklarınızın sağlanması için gerekeni yapmalısınız.

Hiçbirşey yapmadığınız takdirde, Bodrum gitgide sayısı artan, kalitesi düşen turistle dolacak, sonunda sizlere iş kalmayacak.

Amma iş burada da bitmeyecek, böyle giderse, denizlerimizin pislendiği bir dilleniverirse, o ucuz turist de gelmeyecek, ve ozaman herkez ah vah edecek, biz ne ettik diyecek.

Onada üzülmeyin, belediye hemen bir kriz komitesi kurar. Bu turist sezonuna yollarımızın bu haliyle, toz toprak, ve keşmekeş içinde girmeyi planlayabilen yetkililerimiz herşeye muktedirdir.

Acaba nereden bir pusula bulsak?

About The Author

0 Comments