Doğdu- Battı

 

Çıkmayan candan ümit kesilmez, geçen gün belediyenin Mayıs toplantısında, esnaf Başkandan, çarşı içinde motorlu araçlara kapalı yollarda, motorsikletlerin dolaşmasının yasaklanmasını istemişler. Ne mutlu bu günleri gördüğümüze. Güneş doğdu. Zabıta talimatnamasi, Fasıl 1, madde 2 gereğince, zaten bu yollara araç girmesi yasaktır. Yıllardır, bütün ısrarımıza rağmen, belediye bu yasağı uygulamamaktadır. Güneş battı.

Başkan Mazlum Ağan toplantıda esnafa, -Para kazanmak için tezgahları meydanlara çıkartmak Turizm ve kalitede bir çok şeyi kaybettirecektir. Sizler bu konuda bize yardımcı olmasınız, demiş. Güneş doğdu. Amma ayni zamanda da, -2005 yılında işgaliyenin sıfır olacağını belirmiştik amma yinede esnafın 50 cm çıkmasına izin veriyoruz. Biz esnafın kazanmasını istiyoruz katı kurallar getirmek istemiyoruz, demiş. Yani hem sıfır olması doğru görülmüş, kararlaşmış, hem de sonra 50 cm’e izin verilmiş, Karardan sonra!!!!! Nasıl olur????. Güneş battı.

Hayatımda ilk defa bir yetkilinin kabahatini kabul ettiğini gördüm, başkanımız, İçmelerdeki toplantıda, -Evet kabul ediyorum yıkım kararı alınan bir oteli yıkmadım. Bu konuda kabahatli olduğumu kabul ediyorum, demiş. Güneş doğdu. Sonra devam etmiş, -Ben yatırıma inanıyorum, ben yatırımcıya söz vermiştim, ……… Ölçülere uygun yap dedim amma fazlalıkları var, yapmış oteli. ……. Yumruğunu vur diyorlar. Ben yumruğumu vurmadan yapmak istiyorum. Kim vurmuş da iş halletmiş, gösterin bana, demiş. Güneş battı, hemde sanırım birdaha çıkmamak üzere.

Evvela sayın başkanımız şunu hatırlamalıdır; Şayet Mustafa Kemal ilk mecliste masaya yumruğunu vurmasaydı, biz bugün yobazların elinde olacaktık. Belkide hâlâ işgal altındaydık. Bazen çekiç gereken yere balyozla gitmek şarttır. Yasaları uygulamak kabadayılık sayılmaz.

Problemlerin nereden kaynaklandığı artık kendini göstermeye başladı, sayın başkan yetkisinin nerede başladığını, nerede bittiğini, bize karşı sorumluluğunun nekadar büyük olduğunu, Bodrum’lu olmak baskısından ötürü, unutmuşa benziyor.

Seçim kampanyası yaparak kendi arzusu ile, ikinci kere geldiği vazifeye, şimdi, –Şamar oğlanına döndük, biz burada fedailik yapıyoruz, -Ben yatırımcıya söz vermiştim, –Bu işletme ruhsat alabilir,  –Evet kabul ediyorum, yıkım kararı alınan bir oteli yıkmadım, demiş.

Başkanın unuttuğu noktalar: Bir kamu görevlisi, Cumhuriyet sistemi ve demokrasi altında, makamının yetkisi dışında, ne kimseye söz verebilir, ne de yıkılma kararı çıkmış bir yapı için, -Ben yıkmadım diyebilir. Görevlinin tek sorumluluğu yasaları uygulamaktır, keyfe göre değiştirmek, BEN diye karar vermek değil.

İş burada da bitmiyor, biraz sonra yeşil ışık yanıyor: -120 m2’nin üzerindeki imarlarda Anıtlar kurulu ve Belediyeler birlikde karar alıyor. Bu işletme ruhsat alablir. Belediye’nin vereceği ruhsata göre bu Otel, imar iznini aşmış gözüküyor amma zaten bu işletme 120 m2’nin üzerinde olduğu için ruhsat izni Anıtlar Kurulu ve Belediye birlikde verecek. Yıkımı en son olan şeydir. Sonuna kadar arkasında olacağım, demiş. Şimdi anlıyoruz ki bütün o çabalar, yedibin imza toplamak boşuna, yıktırırız vaadleri falan uyutma imiş, zaten ruhsat verilmesi kararlaşmışmış.

Evvelki bir yazımda, bu otel yıkılmaz, bari hazırlıklı olalım, ve alternatif olarak, otel sahibinden hiç değilse Bodruma çok lazım olan bir bina yapmasını sağlayalım, önerisinde bulunmuştum. Nekadar haklı olduğum belli oldu. Görülüyor ki bu fırsat da elimizden gidecek, görünen köy kılavuz istermi ?, meğerse olan olmuş?

Sayın başkanımızın hususi hayatında, kamu görevi dışında, dürüst ve saygıdeğer bir kişiliği olduğunu duyuluyor, bunun için de memnum. Ancak bizi alakadar eden görevindeki kişiliğidir. Vazifesini yapmaktaki başarısıdır. Verdiği kararlardaki açıklık ve doğruluktur.

Demokratik bir sistemde, otokratik kararlar vermek kendisine yakışmıyor. Yukarıdaki sözleri bize, maalesef, yetkilerini yanlış kullanmış olduğunu gösteriyor.. Son yapılan gayretlerden ötürü halkın ondan çok daha üst bir düzeyde beklentisi vardı, keşke bunları yapmasaydı.

Geç de olsa belki düzeltmek yolunu seçer. Takdirine bırakalım, benden uyarması.

Ümitsiz olmayalım, hiç belli olmaz, belkide yeni bir güneş doğuverir.

About The Author

0 Comments