Postahane

 

Bir süre evvel, turizm hakkında yazarken postahaneden de bahsetmiştim. Bu yüz karamızı başlıbaşına ele almak için kâfi neden olduğunu sanıyorum.

Postahaneye her giden bilir, gitmeyen de duymuştur, burası Bodrumun en geri kalmış yerlerinden birisidir. Buraya geçen yazımda belirttiğim gibi, ölçüsü bozuk, dik bir merdivenle çıkılır, önü daima kalabalıktır, içerisi ise dar bir koridordan ibarettir. Koridorumsu alanın bir yanıda, parmaklıklar ve eskimiş tezgahların arkasında yüzleri bezgin, zorla iş gören kimseler oturur. Bunların, lisan bilmedikleri için müşterilerin en fazlası olan, turistlerle anlaşmak imkanlar yoktur. Yerler pis, duvarlar karanlık ve eski suratlı, insanlar asık suratlı, havasız, ter kokan birtakım insanların üst üste bekledikleri, saygısızca birbirlerini itip kaktıkları, ne bir sıralanma imkanı ne de sıralanma sistemi uygulanan, kepaze bir yerdir.

Bu mevcut binanın, Bodrum gibi turistk bir yerde, yukarıdaki şekilde devam etmesi, çalışan memurların kabahati değil, evvela buna katlanan Bodrum’luların, sonra da Turizm ve Ulaştırma bakanlıklarınındır.

Birkaç yıl evvel, İstanbulda, Moda semtinde postahane yoktu ve devlet buraya birtane ilave etmeye aciz olduğunu belirtmişti. Moda halkı toplandı, kendileri bir postahane yaptılar ve Moda’lı gönüllülerle çalıştırmaya başladılar. Moda temiz bir postahaneye kavuştu. Bu arzu gösterisi, köy ile şehir zihniyeti, medeniyet ile medeniyetsizlik arasındaki farktır.

Başka hiç bir çaresi yoksa, yâni genişletmek imkânı yoksa, ilk yapılması gereken şey burasını onarmak, temiz, klimalı, intizamlı çalışan bir yer hâline getirmektir. Yaz aylarında, turislerin yoğun olduğu zamanlarda, memur sayısını arttırmak ve birparçacık lisan bilen bir iki kişi bulundurmak gerekir. Telefon edecek kimseler için ses geçirmez, klimalı kabinler konulmalıdır.

Hâlen bu bina Bodrum için yetersizdir. Çok yakın zamanda da tamamen imkansız bir hâle gelecektir. Şimdiden bunun için bir çare düşünmek gerekir. Postahanenin arkasındaki binada Askerlik şubesi bulunmaktadır. Şubenin, kolaylıkla, vasıtayla erişebilen, önünde park yeri olan, başka biryere nakledilmesi, postahanenin genişlemesine imkan sağlayabilir. Şayet bu olabilecek bir seçenek değilse, o zaman postahane için başka bir bina bulmak gereklidir. Turistik bir şehirde bu mevcut ilkel durum devam etmemelidir.

Yetkililerden postahane sorunun bir an evvel halledilmesini talep ediyoruz.

Bodrum’un postayla ilgili diğer bir sorunu da, birçok yerlerde posta servisi bulunmamasıdır. Mesela Torba’da oturuyorsanız, posta kapınıza gelmez. Orada bir kenarda bir odacık vardır, bir masa üzerine uydurma bir raf konmuştur, bu raftaki bölümlere, altlarına elle kargacık burgacık yazılmış, bazı harfler ve site isimleri vardır ve beklenti size gelen mektupların oraya konmuş olmasıdır. Buralara hergün değil, haftada iki defa mektup geldiği söylenir. Buna rağmen mektubunuzun veya gazetenizin, şayet kaybolmamışsa, Bodrum’dan verilmiş olsa bile, elinize geçmesi en az bir hafta sürer, bazan iki haftayı bulur. Nekadar şikayet etseniz hiçbir faydası olmaz.

Devlet baba bizden değişik isimler altında vergileri, gelir vergis hariç, çatır çatır alır ve bunun karşılığında hakkımız olan servisleri vermez. Örneğin, bizim oturduğumuz yerde yolumuz yapılmaz, olanı da temizlenmez, çöpümüz toplanmaz, suyumuz yoktur, kanalizasyon yoktur, elektrik devamlı kesilir, postamız da gelmez, bir kismı da kaybolur. Mahalle aralarında güvenlik gösterisi yapacak ne polis dolaşır nede jandarma. Evlerimiz devamlı soyulur. Jandarma kulubesinde oturur ve çağırsanızda size acilen yardıma gelebilecek vasıtası yoktur.

Bütün bu ve bunun gibi daha birçok eksiklik ve yolsuzluklar bizim biganeliğimizden kaynaklanmaktadır. Halkımız evvela Padişahtan sonrada devlet babadan iş beklemeye okadar alışmıştırki, bitlenmiş bir giyisinin verdiği sıcaklık gibi, bu uyuşukluk ve ataletin altında, rahatça, sessizce oturmaktadır. İşte bizim medeniyet derecemiz hâlen bu devrede bulunmaktadır.

Bodrum’un yurdumuzun en ilerlemiş köşelerinden birisi olduğu  ve en bilgili kimselere sahip olduğu daima söylenmekte. Yukarıdaki tabloyu ilerlemiş olarak kabul etmek mümkünmüdür? Bodrum’lular uyanma vaktiniz geldi ve geçiyor.

Yetkililerin sorumluluğu, kendilerini yapmaları için seçtiğimiz görevi gereğince yapmalarıdır, halkımızın sorumluluğu da görevini yapmayanlardan hesap sormaktır. Kendilerinden vazifelerini yapmalarını bekliyoruz. Eğer hesap sormazsa suçlu olan halkımızdır. Her toplumun ancak hak edebildiği yönetime kavuştuğunu, ve başka şeklinin de hiçbirzaman gerçekleşmediğini unutmayalım.

 

About The Author

0 Comments