Bindiğimiz dalı kesmeyelim

 

Turizmden geçimini temin etmeye çalışan yarımadamızın ekonomisinde tekne çekim ve bakım tesislerinin getirdiği döviz kaynağı ve açtığı çalışma sahası çok mühim bir yer tutmaktadır. Bunlar, coğu yabancı olarak, binin üzerinde tekneye servis vermekteler. Mevcutlara, yakında işletmeye girecek olan, Turgutreis ve Yalıkavak marinalarını da ilave edildiğinde yarımadadaki kapasite ikibine yaklaşacak. Bodrum’a genellikle ucuz trist gelmekteyken bu tesisleri kullananlar en çok döviz bırakan paralı turistlerdir. Bu gelirin ehemmiyetinin lâyik olduğu değeri kazanmaması sadece bizim biganelimizi gösteriyor. Gene, bilgisizlik ve düşüncesizliğimizden ötürü, bu altın yumurtlayan tavuğu boğmak üzereyiz.

Hâlen çekek yeri tesislerinin çoğu 1995 yılından beri gereken başvurularını yapmış oldukları halde, yedi yıldır bakanlık tarafından işletme müsadesi verilememiş. Sürüncemede kalmış olan bu konuya geçen yıl, baskı altına girince, Turizm Bakanlığı belgelerin Denizcilik Müsteşerlığı onayı alındıktan sonra Turizm Bakanlığı tarafından verileceğini belirtmiş. 2001 Ağustos ayında gelen deneticiler, her çekek yerine, tesislerinde neler yapılmasını istediklerini belirtmişler. Bunların içinde 4 tesiste hemen hemen hiçbir eksiklik yokmuş. Genellikle istenilen şeyler, temiz tuvaletlerin, akarsuyun, elektriğin ve yangın söndürme cıhazlarının bulunması ve yabancı tekne çeken tesislerin emniyet tedbirleri olması imiş. Bir yıl geçtikden sonra ise Deniz Müsteşarlığı, onay vereceğine, belge verilmesinin kendileriyle alakası olmadığını ve Turizm bakanlığına gitmelerini bildirmiş.

Çekek yerleri yabancı teknelere servis verdiklerinden, bir bakıma tekneleri gümrük adına sahalarında bulundurmaktalar ve Gümrük Müdürlüğünün müsadesi olmadan hiçbir yabancı bandıralı tekneye servis vermek yetkileri yok. Bu nedenle bu sahaların bir tel örgü içerisinde ve 24 saat muhafazada olması gerekli. Bu durum da çoğunda mevcut.

Buralarda servisi yapılan yabancı teknelerin sahipleri, hem tekneleri karaya çekileceği hem de denize ineceği zaman, uzun vakitler alan ve masraflı bir muameleye tabi tutulmaktalar. Bütün bu sıkıntılara rağmen Bodrum genellikle  turistler tarafından büyük bir rağbet görmekte olduğundan, Yunanistandaki tesislere tercih edilmekteler. Tekne sahiplerinin karşılaşmakta olduğu başka bir zorlukta, teknelerine 2 yıl, otolarına 6 ay, kendilerine ise 3 ay kalma müsadesi verilmesi. Bu da turizm anlayışımızın nekadar yerinde olduğunun bir başka örneği!!!

Mayıs ayı içinde Bodrum Gümrük Müdürlüğünden, Bakanlıktan aldıklarını söyledikleri bir yazıya dayanarak (Gümrük Müsteşarlığı Başbakanlığa bağlıymış) çekek yerlerine, – bundan böyle işletme belgesi olmayan tesislere yabancı tekne çekilmesine müsade verilmeyeceği, kesin olarak bildirilmiş. Yani karada hâlen servis gören tekneler denize indikten sonra bu tesisler yeni tekne çekemeyeceklermiş. Bu tesislerin bir kısmı yüzde doksan yabancı teknelere servis vermekte olduklarından kapılarını kapatmaktan başka çareleri olmadığını belirmekteler. Bu vaziyete acil bir çare bulunmazsa Bodruma teknesini çektirmek ve bakımını yaptırmak için gelen yabancıların da Yunanistana gitmek zorunda kalacakları muhakkak.

Bu acayip durumda yeni açılmakta olan büyük ve güçlü marina ve çekek yerlerinin tesiri olup olmadığını bilemiyoruz. Ancak görülüyorki ortada ne tatbik edilecek bir standart mevcut ne de bu standardı kontrol edip çalışma belgesi verecek yetkiyi üstelenmeye hazır bir daire.

Otellerde olduğu gibi bir standart tesis edilmemiş olduğundan, ve kimse de bu işi halletmeye gönüllü olmadığından, her dairenin işi başından atmakta olduğu aşikar. İşin anlamsız ve feci tarafı, biz hâlen kullananların memnun olduğu, çalışmakta olan, ve bol döviz kaynağı olan, bu iş yerlerini kaybetmek üzereyiz.

            Elli yıldan fazla bir zamandır, birkaç yıl evveline kadar, yatçılık yapmış birisi olarak yakınen bilmekteyim ki, yatçlık yapanların bir kısmı meraklarından ötürü başka masraflarından kısarak bu hayat şeklini seçmiş kimselerdir. Kaynakları kısıtlıdır. Lüks marinalarda işlerini gördürmek kudretine sahip değildirler.

Otellerde yıldızlarla belirtilen değişik sıralamalar gibi, çekek yerlerine de ayni şekilde bir standart ve yıldızlama tesis edilmelidir.

            Standarda uymayan tesislere en az iki aylık bir düzenleme zamanı tanınmalıdır.

Her tesisin ayni kalitede ve fiatta olması da beklenemez.

Belli bir standarttan sonra, tercih, kullanıcının arzusuna ve kesesine uygun bir seçme yapmasına bırakılmalıdır.

Vakit geçmeden, ve mevcut tesisler iflas durumuna düşmeden, gereken belgelerin verilmesi için en süratli bir şekilde hareket edilmesi mantiki ve medeni bir hareket olacaktır.

            Muğla Valiliği, Bodrum Belediyesi ve Kaymakamlığı’ndan bu tesislere bakanlıklar nezdinde yardımcı olmaları beklenir.

Seyirci kalmak ve ayak sürümek medeniyetsizliktir.

Amma dersenizki biz zaten iki yıldır bütün vatanda işyerlerini kapatmaya alıştık, birkaçtane daha ne farkeder, o zaman bir diyeceğim yok.

 

 

About The Author

0 Comments