Karnemiz ve seçimler

Remove the row

Column: 1

7 Aralık ile 23 Aralık 2020 arasında çıkan seri yazımda ve 28 Şubat 2021 de çıkan “Neden, Neyi, Nasıl” isimli yazımda halkımıza ne öğretmek ve nasıl öğretmek gerektiğini dile getirdim. Ne yazık ki gözle görülür hiçbir girişim olmadı. Hattâ her şey daha kötüye gitmekte devam etti ve ediyor.

Son 19 yıldır, ülkemizde 40’lı yıllardan beri en önemli değişiklikleri yapmış olan, aşırı sağcı ve millî ilkelerimizden ayrılan bir iktidarla yaşıyoruz.

Bütün siyâsî partiler seçimden evvel varsa ideolojilerini, en azından yapacaklarını açıklarlar. Şimdiki iktidar da dediklerini yapmadı, ama istediğini yaptı. İstediklerini yapmakta da yaklaşık %70 başarılı oldu. Her geçen gün listesine de yeni bir başarı ekliyor. Geçmişteki iktidarların başarısızlıklarıyla karşılaştırırsak, bu iktidarın karnesinde, 10 üzerinden 7 notunu vermek zorundayız. Başımızı kuma gömmeyelim!

Aynı ölçeği kullanarak; hiçbir başarıya erişmemiş ve üstelik biz bu iktidarın eline teslim etmiş olmalarından ötürü geçmişteki iktidarlara da “0” vermek zorundayız. Nedeni de şu:

60 yıldır partiler aralarındaki farklılıklar ve kişisel çıkarlar nedeniyle ülkemizi kaosa sürüklediler. Sonra da, Atatürk karşıtı olduğu bilinen, iki ay evvel kurulmuş, bir partiye seçimi kaybederek, ülkeyi gümüş tepsi içinde sundular.

Bu da yetmedi; vekil bile seçilmemiş cezalıya ana muhalefet partisi başkanı Baykal’ın oyuyla, başbakanlık yolunun açılmasını sağladılar.

Bunun neden yapıldığı bilinse de, bu konu benim yazımın kapsamı ve amacı dışında olduğundan, izninizle geçiyorum.

Ülkeyi 58 yıldır bu kadar kötü yönetenlere verilecek oy da “sıfırdan” fazla olamaz.

Yazılarımın amacı iktidârın yanlışlarını tekrar saçmalığı değil. Geçmişteki yanlışların tekrarını önlemek ve ne yapılması gerektiğini irdelemek.

Bu böyle iken, 1945 ile 2003 arasındaki 58 yıl varlıklarını sürdürenlerin de, onlardan doğan yenilerinin de, siyaset içinde olanların da, değişmemiş oldukları görülüyor. Aynı tutumun bizi başarıya götüremeyeceği açıktır ve bunu ümit etmek hayalperestliktir. Çok ta tehlikelidir.

Column: 2

Eğer bu kadar önemli bir değişiklik yapılabilir olsaydı, Atatürk yeni cumhuriyeti kurmak için sultan değişikliği yapılması yoluna giderdi. Ama bugün biz vatansız kalmamış olurduk!

Kısacası; şimdi yapılması gerekenleri mevcut muhalefetin kendiliğinden değişerek yapması beklenemez. Yasal veya yasal olmayan güçleri elinde tutan, yasaları kendine göre değiştiren bir iktidarın, araştırmalara ve görünüşe dayanarak seçimi kaybedeceği de garanti edilemez.

Nasıl olsa kazanamaz düşüncesiyle her şeyi gidişata bırakarak beklemek te, o 58 yılda yapılmış hatâları gölgede bırakacak bir yanlış olur. Biz iktidarın yanlışlarını haberleri verenlere bırakıp, kendimizin de muhalefetin de nasıl hareket etmesi gerektiğine odaklanmalıyız.

Durumumuzun eskilerden başka olduğunu düşünen varsa, onların 50 ve 60’lı yıllarda yazılmış kitaplara ve makalelere bakmalarını öneririm. O zaman da şimdiki gibi doğruyu ve yapılması gerekeni yazan birkaç kişi vardı. Ama aynen şimdiki gibi; dinleyen ve gelmekte olan felaketlere aldıran halk yoktu. Burada hâlâ yetiştirmediğimiz halkı değil, bizim gibi okumuşların varlığını kast ediyorum.

Benim yaşıma yakın olanlar da bilirler ki; bütün söylenenler, şikâyetler 80 yıldır aynı. Yalınız kişiler ve gâyelerin bazıları değişik.

Kendinize bir sorunuz: Kırklı yıllardan beri size mutlu edecek ve ülkeyi çağdaş düzeye çıkaracak kalıcı bir ilerleme, düzelme oldu mu?

Olmadı ve şimdi de olmayacak. Bizler seyirci oldukça, Atatürk’ün vefatından beri olduğu gibi, en azından “Atı alan Üsküdar’ı geçecek”

Durumumuz en az bu kadar kötü iken, iktidar kaybediyor haberleriyle tatmin olup beklemek gaflettir ve sorumluluklarımızı yerine getirmemektir. Sonu felâkettir.

İşte bu nedenle geçen yazılarımda önerdiklerim bizler tarafından yapılmalıdır.

Muhalefetin, iktidarın gündemi içinde bağırıp durması bırakılmalı ve halkı bilgilendirme yoluna gitmeleri ve gitmemiz sağlanmalı.

Bunun yapılmasını basından ve muhalefetten isteyecek te biziz. Başka kimse yok. Yapmazsak suçlu iktidar değil, biz oluruz.

Column: 3

 

 

About The Author

0 Comments