Tarım 2- Biz Uykudayken

Tarım 1 den devam:

…….Bu konuyu tekrar yazmamın nedenini bağımsız olmamızın öneminin bir kere daha üstüne basmaktır. Bilinmelidir ki, tamamen bağımsız olmadan hiçbir kolda özgür ve özerk olamayız. Üzerinde hiç durulmayan günümüzün temel sorunu da maalesef budur. Bütün olanların altında yatan, biat etmek zorunluluğudur. Tabii ki biat nedeni edene göre değişir, amma o neden bu yazının kapsamı dışında kalır.
…….Bu yazıda bağımsızlığın önemli bir dalı olan tarımı irdelemeye devam edeceğiz.

…….1963 yılında ihracatımızın %77’si tarım iken bu sayı 2014 yılında %4’e düşmüş. Tarım ürünleri ihrâcatı azalmış, diğerleri artmış. 2014 yılında AB bütçesinin 41.6’sını tarıma desteğe vermiş! Bu ilerlemiş ve sanayileşmiş ülkelerin tarıma da ne kadar önem verdiklerinin bir göstergesi.
…….Burada Tarımın nasıl yapılacağını öğrenecek değiliz. 2007 yılında Cumhuriyet gazetesinde çıkan (1) yazımdan beri, devamla üstünde durduğum tarımın, ülkemiz için önemini ve çiftçiye yapılması geren yardımı dile getirmek. Kaçınılmaz olan maddî yardımların yanında, bilgi ve organizasyon yardımının da yapılandırılması gerektiğini hatırlatmak.
…….Bu çağdaş yaklaşım bir devlet/millet programı ve uygulaması olmadan da, ileri bir hamle yapılması olanak dışı. Şöyle ki:
…….Tarım alanı; ABD-174, Türkiye-23, Fransa-18, Almanya-12 milyar hektar. Hollanda-908 bin hektar. Hollanda bizim Adana ilimiz kadar ufak bir ülke.
…….Hollanda ABD’den sonra tarım ürünleri ihrâcatında ikinci. Türkiye’nin 5-6 katı daha fazla tarım ihrâcatı yapıyor. Nedenini alttaki (2) bağlantıdan ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz.
…….Hollanda da Dünyâda ün yapmış tarım mühendisleri yetiştiren Wagerningen Üniversitesi var. Bizde 30 ziraat fakültesi (!) var amma hiç birisi çağdaş düzeyde, yetenekli eleman yetiştiremiyor. Bugün yapılan tarımımızın ufak bir kısmı hariç, kalanı diğer ülkelerle rekâbet edemeyeceğimiz verimlilikte.
…….Tümünde de, pazarlama olanağı ya yok, ya da çok ilkel. Dolayısıyla satış noktasında fiyat yüksek. Ayni zamanda da çiftçinin kazancı çok zaman masrafını bile karşılamıyor, o da ekmekten vaz geçiyor. Topraklarını satıyorlar. Kim alıyor dersiniz? Yabancılar! Ülkemiz el değiştiriyor. Aynen İsrail kurulması kararlaştırıldığı zaman, Filistinlilerin topraklarının satın alındığı gibi!
…….Bu kısırdöngünün suçlusu da kesinlikle, sayın sözde aydınlarımızın câhil diye suçladığı, çiftçi değil! Biziz! Bu ülkenin okumuş, araştırma yapmak yeteneğinde ve olanağında olan insanları. Ve tabii ki devlet! Devlet amma devletin harekete geçmesi de bizlerin sorumluluğu. Çünkü esasında devlet, biziz. Devleti kuran, oluşturan, yerinde tutan biziz. Yol gösteren de bizim olmamız gerek. Özellikle katkısı olmadan hiçbir şeyin olmayacağı basının katkısının olması gerek. Gerçekleşmemesi de çok zaman dolaylı olarak da olsa, sorumluluklarımızı yıllardır yerine getirmemiş olmamızın sonucu.
…….Neyi ve neden sorgulayacağımızı bilmeden sorgulayamayız. Okumayan, merak etmeyenler oldukça da, bu döngüden çıkamayız. Biz istemeyi bilmezsek, kalkınmayı çiftçiden ve sadece devletten beklemekle de, hiçbir yere varamayız.
…….Öncelikle bu konunun bir var olma sorunumuz olduğunu bilmemiz ve bu durumun bizi ülke olarak özerkliğimizi kaybetmeye kadar götürebileceğini anlamamız gerek. O durum geldiğinde de vatanı kurtarmak için savaşın kaçınılmaz olacağını düşünmek gerek.
…….Akılcı insan da, bu felâketler gelmeden, gelmemesi için gereken önlemleri alır. Bu sorumluluk da; din, ırk, parti, anlayış farkı ve kişisel çıkarlar gözetmeden, her okur-yazar vatandaşın sorumluluğudur. Benim yaptığım da odur, bir uyandırmadır ve Atatürk’ün “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir” sözünü hatırlatmaktan ibarettir.
…….Köylü vatandaşımızı, çiftçimizi, tekrar toprağına döndüremedikçe ve onun geçimini

 

Column: 2

……
sağlayabileceği imkânları ona yaratmadıkça, sonumuz çok kötüye gidecek. Varacağımız son da bizim sorumluluklarımızı yerine getirmemiş olmamızdan kaynaklanacak. Bugüne kadar suçu şuna buna atmakla geçiştirdiğimizi sandık. Artık gelinen noktada uyguladığımız kendimizi aldatmanın hiçbir işe yaramadı da aşikâr!
…….Her birimiz birkaç saat arama ile tarımın kalkındırılması için gereken bütün bilgileri Google ortamında bulmak ve bilgilenmek olanağına sahibiz. Bu ülkenin bekâsı, yavrularımızın geleceği, kendi refah ve mutluluğumuz ve özgürlüğümüz, bu birkaç saat zahmete bağlı. Gereken bilgilere sahip olan herkes de, neden ve ne için yapılmadığını, neyin nasıl yapılması gerektiğini, çiftçiye:
…….Bilgi yardımı yapılmasını,
…….Maddi yardım yapılmasını,
…….Kooperatifler ve birlikler kurulması gerektiğini,
…….Aracıların kaldırılmasını,
…….Pazarlamanın gruplaştırılmasını,
…….Depolamanın sağlanmasını,
…….Dünya piyasaları bilgilerinin oluşturulmasını,
…….Tarımın millî bir dava olduğunu öğrenecek.
O zaman da:
…….Sorgulamak,
…….İstemek ve hakkımızı aramak,
…….Basına gereken uyarıları,
…….Yapmak,  gerçekleşebilecek.
…….Uyanırsak yapabiliriz, 80 yıllık uyku yeter gari!

Dip notlar:(1) https://www.turgutkarabekir.com/2007/03/19/bagıimsizligimiz/
(2) https://www.muhendisbeyinler.net/hollanda-tarim/

…….Bu vesileyle, toprağını işliyor olması gereken köylü gençlerimiz için, evvelce yazmış olduğum Köylü gençten isimli şiirimi, sizinle paylaşmak istedim:

Köylü gençten                     

Benim varlığımdı, toprağım
Yaşamımdı, hayatımdı, toprağım
Ailemdi, geleceğimdi, toprağım
Beni toprağımdan kopardın

Örfüm âdetim, vardı benim
Yaşamım kazancım, vardı benim
O toprakta arzularım, vardı benim
Beni toprağımdan kopardın

Saldın beni, gurbetlere
Attın beni, yabancı ellere
Kul ettin beni, vicdansız fertlere
Beni toprağımdan kopardın

Okursan adam olursun, dedin
Okumazsan câhil kalırsın, dedin
Beni kandırmak için, her şeyi dedin
Beni toprağımdan kopardın

Okudum, kaldım işsiz
Toprağım, kaldı bensiz
Param yok pulum yok, ey şerefsiz
Beni toprağımdan kopardın

Öğretseydin bana, verimli üretmeyi
Birleşmeyi, toplu çalışmayı
Satmayı, pazarlamayı
Beni toprağımdan kopardın

Öğretseydin köyümü, kasabamı, onarmayı
Adetlerimi, bilgilerimi, geliştirmeyi saklamayı
Doğal karakterimi, varlığımı benliğimi, korumayı
Beni toprağımdan kopardın

Şimdi toprağım çorak, ot yok ocak yok
Senin pazarında, kendi malın yok
Halkım yoksul, para yok pul yok
Beni toprağımdan kopardın

Köylü olmazsa, şehirde var olamazsın sen
Ben üretmezsem, yaşayamazsın sen
Beni kul ederken, kendini kul ettin sen
Beni toprağımdan kopardın

Ben çalımla otumla, doyururum karnımı
Korurum varlığımı, şimdi çorak toprağımı
Sen hür olmadıkça, ne yapacaksın varlığını
Eğer sen yabana satmışsan vatan toprağını.

Column: 3

 

 

About The Author