Olan oldu, ne yapılacak? 

 

 Lisanımızdaki, “görünüşe aldanma” sözünün benzeri Ingilizcede, “nothing is, as it seems” dir. Gerçek hedefiini gizleyerek (deceitful) uygulama üstadı olan Amerikalılar, bu deyimi çok kullanırlar, çünki dış ilişkilerinde bu uygulamayı çok yaparlar. Bunu unutmayalım.

Bir şeyi kırk kere tekrar ederseniz, yalan da olsa doğruluğuna inanılır, sözünü de hatırlayalım.

Bütün dünyada halkları yönetmek için beyin yıkamak başarıyla kullanılıyor. Gördüklerimizin arkasındaki gerçekleri düşünmemiz lazım. Gösterilenler kırkta bile kalmayıp yüzlerce defa olursa, beyin yıkama uygulamasına ihtimâl vererek, çok dikkatli olalım.

 

Olan, nasıl olduysa oldu, tavadan ateşe düşmekten kurtulduk. Amma daha tavanın içinde kavrulduğumuzu unutmayalım. Hayallere kapılmayalım ve gerçeklerden uzaklaşmayalım.

Yapılması gereken:

Bu başarı için hayatını verenlerin ailelerine sahip çıkmaktır.

Yaratılmış olan ayrıntı girdabına kapılmamaktır.

Hislerle hereket yerine, İtidâl, sukünet, sabır ve düşnceyle harekettir.

Acele karar ve tavizler vermeden önce, gerçeklerin tamamen ortaya çıkmasını beklemektir.

Bugün için önemli olan, olayların gerçek nedenini halka anlatmaktır.

Ancak halk bilgili olursa, ancak ozaman büyle bir felâketin birdaha olması önlenebilir.

Özel kuruluşlar ve Partiler de kendi içlerinde temizlik yapmalıdırlar.

 

Bugün Türkiye’nin önündeki en büyük sorun, bütünlüğünü koruyabilmesi.

Bütünlüğümüzün tehlikede olduğu da zaten açıklanmış ve konuşulan bir konu. Sevr’in geri getirilmesi çabasının varlığı da zaten saklı değil. Bunu gerçekleştirmek yolunda planları olanlar, geçtiğimiz olaylardan ders alsınlar.

Şekli yanlış da olsa, doğru da olsa, sokaklara dökülüp, silahsız, sadece vucutları ile, silahlılara, tanklara, toplara, bombalara karşı, pervasızca karşı koymuş olan Türk toplumu, bütün dünyaya, özellikle art düşüncede olanlara, varlığını hatırlattı.

Bu toplumun herşeyi sineye çekeceği düşüncesi yerleşmişken, sırası geldiğinde nereden, nasıl ve ne için gelirse gelsin, bütünlüğümüzü bozmaya yelteneceklere karşı var olacağının da, işaretini verdi, bunu kanıyla kanıtladı.

 

Art dşüncede olanlar bilmelidirler ki, yapılmasını planladıkları hareketler, aynen İstiklâl savaşımızda olduğu gibi, akâmete uğramaya mahkûmdur. Türk halkı, gerekirse vucudu ile bile olsa, buna karşı koyacaktır.

Art düşüncelerde olanların, bölücü hareketlerine teşebbüs ettiklerinde yaratacakları kaos, can kaybından başka hiçbir işe yaramaz ve Türk toplumunun, 1923’de olduğu gibi tek vucut olmasını sağlar.

Art düşüncede olanların acı olaylardan derslerini almış oldukları, insanlık namına hepimizin önde gelen umudu olmalıdır.

Einstein şöyle demişti; Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, yapılan kötülüklere seyirci kalıp, hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.

Ne mutlu bize ki, seyirci kalınmadı.

About The Author