Yanlış kapıyı çalmak
Sağlıklı bir demokrasi halkın katılımı ile oluşur. Bu katılım ise kendiliğinden olmaz, öğrenilen bir tutumdur. Halkın devamlı olarak eğitilmesi gerekir.
Gazeteler, diğer işler gibi, para kazanmak gayesiyle kurulmuş müessese olmakla beraber, onların bir ülkeye yön vermekte büyük katkıları vardır. Bazıları bunu vatan sevgisi için vazife olarak yaparlar, bazıları ise başkasının davulunu çalarak vatana faydasız kalırlar. Onların içinde bile, hayatlarını tehlikeye koyarak doğruyu yazmaya çalışan vatansever, dürüst ve saygıdeğer kişiler vardır.
İçinde bulunduğumuz bu kritik günlerde, vatanseverlerin bile yazdıklarına baktığımızda, yapılan işlerin yanlışlığını ortaya koymaktan, hırsızlıkları, yolsuzlukları, usulsüzlükleri ortaya çıkarmaktan başka ne görüyoruz? Sanki kötülükler bilindiğinde bütün sistem düzelecek gibi bir havaya girmiş gidiyoruz. Bu yanlış kapıyı çalmaktır.
Evet vatana hizmet eden basın bütün yolsuzlukları ortaya çıkarmak, doğru haberleri halka ulaştırmakla sorumludur. Fakat sorumluluk bunun ilerisinde olmalıdır.
Basının en mühim görevi vatanın selameti için halkı, partileri, ortaya çıkan yanlışlardan kurtaracak ortamı da hazırlamak olmalıdır.
Üç yıldır her gün yapılan yanlışlıkları okumaktayız. Bunların zaten birçoğunu düşünen kişiler başından beri bilmekte idi. Söyledikleri zaman ise hayalaperestlere dinletmek imkanı yoktu. Artık bugün AKP nin AB havucunun, AB nin Türkiye havucunun altında neler yattığını, düşünemeyenlerin bile birçoğu anlamıştır. Ülkenin gittiği yönde kimsenin şüphesi kalmamıştır. Seçimlere iki yıl kala gazetelerin hâlâ sade bu konular üzerinde durmaları yetersizdir.
Halkı bilgilendirmek ve harekete geçirmek için yapılması gereken içinde bulunduğumuz durumdan bizi kurtaracak olan ortamı hazırlamak, parçalanmış olan partileri birleştirmek olmalıdır.
Basına düşen vazife, hatâları ortaya koymakta gösterdikleri başarıdan daha da güçlü olarak, seçimlerde başarılı olacak birleşmiş bir parti cephesini hazırlamaktır.
Bugüne kadar birçoklarına sonsuz saygımız olan yazarlar bile hâlâ işin can noktası olan bu konuya birkere olsun yaklaşmamışlardır. Onların doğru kapıyı çalmalarını bekliyoruz.
Artık düşünürler arasında durumumuzu bilmeyen yoktur. Onların nasıl hareket edeceği bellidir. Ancak, hâlâ oylarını verecekleri güvenilir bir parti de mevcut değildir. Son seçimlerdeki bıtkınlık, güvensizlik, başkanlara, ve onların başarasızlıklarına olan tiksinti, aynen devam etmektedir. Bu durum değişmezse, düşünürün oyunu verebileceği, ve hâlâ çoğunluğu elde edecek bir parti yoktur.
Basının ve yazarların vazifesi bu ümitsiz durumu bir an evvel değiştirmek olmalıdır.
Bugün yurtta en âcil ihtiyaç birleşmiş bir cephe oluşturmaktır. Düşünürlerin bu cepheyi desteklemesi için gereken;
Eski başkanların çekilmesi,
Partinin izm’lerden, sağdan, soldan, uzaklaşması,
Sadece, el ele, uygarlık savaşına hazır olduğunu bildirmesidir.
Cumhuriyetin hiçbir devrinde, bir kereye de mahsus olsa, kişisel çıkarlarını değil, vatanı düşünen, parti ismini değil vatanı düşünen, sadece Cumhuriyetimizi kuruluş perensiplerinde geri getirmek için birleşmiş vatanseverlere, bukadar ihtiyacımız olmamıştır.
Basın ve yazarlar bunu gerçekleştirmek için mevcut olan yegâne vasıtadır, onların katkısı olmadan başarı mümkün olamaz.
Demokrasinin uygulanabilmesi için halkı eğitecek en faydalı eleman basındır. Basın zaman zaman kişsel çıkarlarının üzerine çıkamazsa, gereken savaşı kazanmak imkânı da olamaz. İstiklâl savaşı olsun, uygarlık savaşı olsun, ne savaşı olursa olsun, basının yardımı, ve dolayısıyla halkın katkısı olmadan kazanılamaz.
Bugün basının beklenen öncülüğü yapması, vatana olan borç ve kaçınılmaz sorumluluktur.
Son yorumlar