Oyun yüzde altmışbeşi

 

Muhalefet diye isimlendirilen olumsuz yaklaşım, yıllardır başka partilerin yaptıklarını kınar, onları suçlarlar, çaldıklarından şikayet eder. Kendileri ikdidara gekdiklerinde bu sefer diğerleri onları suçlamaya başlar. İktidara gelemeyenler ise aralarında anlaşamadıklarından parçalanmaya başlarlar ve neticede hiçbir işe yaramayan birsürü parti doğmuş olur.

Güç bölündükçe başarı imkanı da gittikçe azalır ve iktidar, bütünlüğünü koruyabilen partiye geçer. Halk da bu maskaralıklara tamamen şartlanmış bir şekilde seyirci kalmakla yetinirken, basın hangi haber fazla satış yapacaksa, kimden çıkarı varsa, onun davulunu çalar. Ve bu oyun herkezin gözü önünde oynanıp gider. Arada istifade edenler oldukça kimse durumu değiştirmek, vatanı ön plana almak için bir hamle yapmaz.

Sonunda da yozlaşma yıllarca devam edince, demokrasi anlayışı bile istismar edilerek, çoğunluğun oyuyla idare edilmesi gereken bir ülke, azınlığın oyuyla idare edilen bir duruma düşer.

Suçlamakla yetinmek kimseyi biryere götürmemiştir. Suç, suçlamakla yetinenlerin, kişisel çıkarlarını, ihtiraslarını, sandalye sevgilerini vatanın selametinden öne almış olanlarındır. Suçlayan halk, suçlayan partiler, suçlayan basın, suçludur. Çünki sadece suçlamak dünyada en kolay yapılabilecek bir iştir.Yapılan her işte yanlış bir taraf olabileceğinden, suçlamak daima mümkün olsada, neye yarar?

Gaye suçluyu meydana çıkarmakla beraber, sorunları ortadan kaldırmak olmalıdır. Ana sorunlar, alınacak yöntemler, suçlu olsun olmasın aynıdır. Yapılması gereken önlemlerin uygulanmasıdır.

Herhangi bir uygulamayı yapmak için güc gerekir. Gücünü kaybetmiş bir toplum, parti, kişi, hiçbir uygulama yapmak imkanını bulamaz.

Bugün içinde olduğumuz çıkmazın nedeni gücün hiçbirişe yaramayan parçalara bölünmüş olmasıdır. Vatanı bu duruma getirmiş olanlar da hâlâ ayni olumsuz yaklaşımlarla önlerindeki imkanları görmemeye ısrarla devam etmektedirler.

Verilecek oyların yüzde altmışbeşinin hazır beklediği bir ortamda, hâlâ acaba ben bu oyun yüzde kaçını alıp birkaç sandalyeye sahip olabilirim hesabını yapmak, içinde bulunduğumuz durumda vatana ihanet değil de nedir?

Oyun yüzde altmışbeşi hazır bekliyor, bu oyları kim alacak?

Mevcut şartlar altında, nekadar yıpranırsa yıpransın, sağladığı çıkarlar nedeniyle, AKP’nin gene en az geçen seçimdeki kadar oyu alması muhtemeldir.

Geri kalan oyu ise bugünki başkanların idaresinde, mevcut partilerin hiçbirinin çoğunluk olarak alması mümkün değildir.

Önde gelen partiler birleştiği takdirde hazır bekleyen yüzde altmışbeş oyu, ve iktidarı almaları ise garantidir.

Bugün önümüzde bir istiklal savaşı yoksa da, muhakkak bir uygarlık savaşı vardır. Bu savaşa güçlü olarak girmemek evvelden yenilgiyi kabullenmekten başka birşey değildir. Bu tür bir yenilgi yıllarca yurdumuzu bambaşka yönlere sürükleyeceği artık belli olmuştur. Böyle bir yenilginin de vebâli, bugün şahsi çıkar ve ihtirasları, sandalye sevgileri nedeniyle, birleşmek yoluna gitmeyen parti ileri gelenlerinin boynunda olacaktır.

Bu vatanın evlatları böyle bir tutrumu asırlarca lanetle anacaktır.

Hiçbir ülkenin tarihinde, bukadar belirli bir şekilde başarının hazır beklediği görülmemiştir. Son üç yılın  teşkilatlanması ilerledikçe, böyle bir fırsat hiçbirzaman birdaha olmayacaktır.

Yeni bir lider idaresinde, başkalarıyla birleşmiş bir CHP’nin, oyun yüzde ellisini almakta hiçbir zorluğu olmayacağına kesin olarak bakmak gerçekçi bir görüştür.

Bu memleketin kaderi bugün yanlış hareket etmekte olanların uyanmasına, gerçekleri kabullenmesine, gereken kişisel fedakarlıkları yapmalarına, bağlıdır.

Yapmayanlar utansınlar, onlara bu vatanda yer olmamalıdır.

About The Author