Kim umursayacak?

 

Uygarlık AB paketi ile öküzlere vurulan damga gibi gelmeyecek. Zaten hiçbirzaman üye olamayacağımıza göre bizlerde düzelinceye kadar yazmakta devam edeceğiz.

Bir mecburiyet olmadan Temmuz ve Ağustos aylarında Bodrum’a inmemeye gayret ederiz. Balelere bilet almak gerekiyordu, Pazar sabahı herkez uyanamaz sokaklar tenha olur düşüncesiyle yola düştük. Rahatça biletimizi aldık ve Bodrum’un güzelliğini içinden tekrar görmekten çok memnun olduk.

Vaktiyle Raşit’in kahvesi toplanma yerimiz sayılırdı, onun vefatından sonraki yıllarda ister istemez yavaş yavaş onun yerini Denizciler kahvesi aldı. Nostaljmizi gidermek için biraz oturmaya karar verdilk. Ben onların simit falan gibi şeylerin servisini yapmaya başladıklarını bilmiyordum, ve alışkanlıkla evvela Cumhuriyet Caddesine, Bodrumun gözdesi, meşhur unlu mamulleri satan dükkana gittik. Keşke gitmez olaydık. O güzel mamullerin üstü sineklerle doluydu.

Fena halde canım sıkılmıştı, bize bakan kişiye neden buna mani olmadıklarını sorduğumuzda aramızda şöyle bir konuşma geçti:

– Neden bu sineklere mani olmuyorsunuz?

– Başa çıkamıyoruz.

– Başa çıkamıyoruz ne demek? Sinek yakalayan makineniz nerde?

– Makina fayda etmiyor.

– Başka yerde ediyor da burada neden etmesin, makinan nerde?

– İyi çalışmıyordu kaldırdık.

– Çatırdısız yeni tipleri çıktı neden ondan almıyorsunuz?

– Kışın burası yenilenecek, hele bu yaz geçsin bekliyoruz.

– Peki beklerken neden bunların üzerine bir naylon örtmüyorsunuz?

– Okadar çok varki, hangi birine örtelim?

– Hepsine ört.

– Örtemem müşterinin ürünleri görmesi lazım.

– Bak sonra darılma ben bunları gazeteye yazacağım, haberin olsun.

– Yazın beyim, ben ne yapayım, burası hersabah boşaltılıyor, tertemiz temizleniyor ve ilaçlanıyor. Amma biraz sonra çöp kamyonu geçiyor ve bütün sinekler buraya doluyor.

– Ayol senin özrün kabahatinden büyük, bunu nasıl söylersin?

– Elimizden başka birşey gelmiyor.

– Bak oğlum burası başka bir dükkan olsa ben bunları sana söylemem ve zaten senden alışveriş de etmem. Amma burası Bodrum’un simgelerinden birisi, ve biz sizin devamlı var olmanızı isteriz, sizin de buna karşı bize sorumluluğunuz olmalı.

– Haklısın beyim.

 

Görülüyor ki bu adamlar, sineklerden rahatsız olmayacak bir ortamdan geliyorlar, ve çöp kamyonunun pisliğinden kurtulan sinekler her sabah burada bayram yapıyorlar. Bunu bana anlatana kızmaya hakkım yok. Çünki onun anlayışı okadar.

Amma sayın başkanımız Mazlun Ağan’a çok kızıyorum. O burasını çocukluğundan beri kullanmaktadır. Belki hergün önünden geçmektedir. Onun gibi Bodrum’da yaşamakta olan birçok kişi buradan yıllardır çaylıklarını, ekmeklerini, pastalarını almaktalar. İşte onlara da çok kızıyorum.

O sabah benden başka şikayetçi olan olmadı, herkez kuzu kuzu çekildi gitti. Çünki biz pisliğe şartlanmış bir millet olduk. Vız geliyor.

Peki Sayın Başkan kışın yürürlüğe giren ve pazarcılara uygulanmaya başladı diye böbürlendiğiniz, mamulleri koruma yasası ne oldu? Yoksa bu Bodrum’lulara uygulanmayacak mı?

Ya turislerin buradan aldıkları sandöviçlerle beraber yedikleri sinek b.kunun hesabını kim verecek, siz mi?

Ayıptır hanımlar, beyler, ayıptır, kendimize gelelim. Bunun için tahsisat gerekmez, insan olmak ve umursamak yeter. Uygar olan herkez bir katkıda bulunabilir, bananeciler utansınlar.

About The Author