Eski hamam eski tas

 

Dört aylık bir hasretten sonra, büyük bir arzuyla, daha düzenli biryerden, Bodruma geri geldiğimde içimi bir acı kaplayıverdi. Hemen hemen herşey, pejmürdelik, biganelik, tembellik, aynı sorunlar, yerli yerinde bıraktığım gibi durmaktaydılar. Buradan ayrılmadan evvel gençlerimizi, aydınlarımızı, gazete ve radyoları Bodrumun en önemli sorunu olan denizlerimizin kirlenmesine karşı bir kampanyaya davet etmiştim. Üzüntü ile görüyorumki kimse kılını kıpırdatmamış.

Gönül isterdiki, turist akımı başlamadan yollar bitmiş olsun, kırık dökük çarpık curpuk kaldırımlar tamir edilsin, komiklik derecesine varan trafik işaretleri internasyonal bir düzeye gelsin, oto park problemlerimize çözüm getirilsin, su ve kanalizasyon problemlerimize el atılmış olsun, Gümbet ve Torba arıtma tesisleri yapımına başlansın, ve deniz kirlenmesine karşı tedbirler alınsın.

Bunların hiçbiri olmadığı gibi, bütün uyarılarımıza rağmen, denizimizin daha da pislenmesine neden olacak vapur iskelesinin yapılmasına karar verilmiş, su ve elektrik problemleri berdevam, geçen yıl boru döşemek için kazılan yollar toprak içerisinde bırakılmış. Torba halkı bütün kış çamurla uğraşmış şimdi bizler geldik o çamuraları toz halinde yutup yolların temizlenmesine katkıda bulunacağız.

Toraba kavşağına, bütün uyarılarımıza rağmen, bir düzeltme yapılmadan, 28 adet trafik ışığı koyulmuş. Herbiri binlerce Dolar! Böylece burası Gümbet kavşağını da gölgede bıraktı. Acaba bu sefer kim zengin oldu? Geçen gün Torba yolundan gelip hava alanına doğru döndüğümde önümde ışıklarvardı amma hiçbirinde ışık yoktu, Bodrumdan gelip Torbaya dönerken araya girip beklemek gerekirken çok kişi geçip gitmete, Torbadan gelirken Bodruma doğru dönüleceği zaman ışığın ne demek istediğini anlayana madalya vermek lazım. Çok zaman ışıkların birkısmı yanmıyor. Hâlen iki büyük kaza da oldu. Kaç defa söyledik bu kavşağın planlaması yanlıştır diye, kanserli hastaya 28 aspirin değil 280 aspirin verseniz gene fayda etmez. Korkarım ışıkların konulmasiyle hayatımız daha da fazla tehlikeye girmiş oldu. Bari birisi akıl edip de bozulan lambaları değiştirse.

Bu yanlışlıklardan ve yapılmayan işlerden artık yetkilileri suçlamıyorum, zira onlar zaten, çok kere, bir işe yaramaz, ve bilgisiz olduklarını bize kanıtladılar. Onlara işleri düzelttirmenin deveye hendek atlatmaktan zor olduğunu biliyorum. Amma kenarda kalan, sesini yükseltmeyen, elinde plakard ile belediyenin önünde kaldırımları aşındırmayan, gazetelere topluca başvurarak sesini duyurmaya çalışmayan aydınlarımızı ve bilhassa gençlerimizi çok suçluyorum. Yetkililerin içerisinde doğruyu gören ve iş bilenlerin de bu şekilde hareket etmemelerini şiddetle suçluyorum.

Yetkileilerin sorumluluğu, kendilerini yapmaları için seçtiğimiz görevi lâyıkıyla yapmalarıdır, halkımızın sorumluluğu da görevini yapmayanlardan hesap sormaktır. Şayet biz dizginleri ele almazsak bu gidişatın sonu gelmez. Atı alan Üsküdarı geçti demek de bir bahaneden ve baştan savmaktan ibarettir, ayıptır.

Bütün bunlara rağmen ümidimizi kesmemeliyiz. Bulabildiğim geçmiş gazeteleri okuduğumda Muğla Tarım İl Müdürlüğünün projelerine SYD Vakfından yardım yapılarak köylere 15 bin zeytin fidanı dağıtıldığını, Mimarlar odasının yapılarda çatı kullanılmasına karşı olduğunu, yapılarda peyzaj tesisi önerildiğini, Belediyeler arası koordinasyon kurulu kurulması yolunda ilerlemeler kaydedildiğini, Fethiyede meslek okulu öğrencilerinin Turizm tesislerinin cevap vermediği Deniz Ticaret Odası çağrısına ilgilenerek 12 ada koylarında çöp temizliği yaptığını, Yalıkavak’ta Neşe Doğan ilköğretim okulunun 700 öğrencisinin yollardan üç kamyon çöp topladığını, Bodrum Belediyesi meclisi kararıyla “Genç Meclisi” kurulduğunu zevkle izlemekteyiz.

Bodrumun iki girişi arasında yol yapıldığından beri, uyarılarımıza rağmen, orada park etmekte olan kamyonların, geldiğimde hâlâ orada iken, Mayısın son haftasından beri yok olduklarını memnuniyetle izledim. Hernekadar geç olsada buna kim ilgi gösterip yaptıysa kendisine bütün Bodrumlular namına saygılarımla teşekkür ederim. Bu yasağın temelli olamsını da arzu ederiz.

Bu gibi olaylar bizim beklediğimiz ümit verici görüntüler. Temenni ederimki bu doğru adımların sonunu getirip meyvalarını toplamak için çalışmalarına devam edebilsinler.

Ah bir silkinsek de şu biganelik kefenini yırtıversek.

 

 

About The Author