2020 biterken
Column: 1
Sevgili okurlarım bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Bütün Dünyânın ve özellikle ülkemizin halkının basiretsizliği nedeniyle, acılarla dolu bir yıl geçirdik. Salgın kapımız dayandı, eşi dostu aramızdan koparıp aldı. Alınan yanlış kararlar yüzünden binlerce insan yok oldu ve olmaya devam ediyor.
Biz direnseydik bunu durdurabilirdik. Ama her konuda olduğu gibi kararın, çarenin, hayatlarımızı kurtarmanın, başkasının görevi olduğunu düşündük ve bekledik. Hâlâ da bekliyoruz. Tam seksen yıldır beklediğimiz gibi.
İşsizlik, ümitsizlik ve yoksulluk gittikçe artarken hâlâ aynı tutumumuzu devam ettirdikçe her şeyin değişebileceğini düşünenler var ki seksen yıldır hiçbir şey değişmediği hâlde bekliyoruz.
1950 de ne duyuyorsam onu duyuyorum ne görüyorsam onu görüyorum. Bizi yönetecek birini bekliyoruz. Hep bizi kötü yönetecekleri seçtiğimiz hâlde, belki bu olur diye ümide kapılıyoruz. Olmuyor ve olmayacak. Çünkü biz kendimiz denetim sorumluluğunu yerine getirmedikçe olmayacak. Biz yapmadıkça başkası yapmayacak.
Her şeye rağmen ümidi kesmeyenler de var ve ben onlardan biriyim. Ben hâlâ çıkan herhangi bir sesin çıkmayan sesten daha etkili olduğuna ve söyledikçe er geç duyulacağına inanıyorum.
Yeni yılınızın, Korona-19’dan uzak, sıhhat ve mutluluk içerisinde geçmesini dilerim.
“B. O. P. Dramı” İsimli yeni kitabım çıktı.
Arka kapağında şöyle yazıyor:
“Bu kitabın sonunda tekrarladığım Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri 1927’de, ben doğmadan bir yıl önce söylenmiş. 92 yıl sonra benim onları hatırlamaya mecbur kalmam, bu yazıların neden derlenmiş olduğunu belirliyor
Ülke yabancıların kurguladığı bir yola sürüklenirken halk nerede?
1950’li yıllar ….. Kadıköy Süreyya sinemasında bir piyes oynanıyor. Sahnede birisi oturan diğeri ayakta, iki kişi var. Ayakta duranın arkasındaki iki katlı ev dekoru, yavaş yavaş sahnedekilerin üstüne yıkılmaya başlıyor.
Olay oturanların ve bütün seyircilerin karşısında oluyor!
Column: 2
Oturanlardan da, salondaki halktan da çıt yok!
Sahnedekiler sakatlanıyor. Bir süre daha hiç kimseden çıt yok! Sanki herkes donmuş, ya da yaşamıyor! Sonra sesler yükseliyor. Amma çok geç!
Bu sefer başımıza yıkılan bir sahne dekoru değil, ülkemiz. Basın ve halk, suskun ve etkisiz!
Sanki herkes donmuş ve yaşamıyor!
Üç maymun oynanıyor! Dramın perdeleri bir bir gözümüzün önünde açılıyor!”
Cinius Yayınları
506 sayfa,16cm x 23cm
Satış için Google da Cinius Shop yazınız.
Sevgili okurlarım 2000 yılında başladığım yazarlık hayatım Büyük Ortadoğu Projesi’nin ortaya çıkmasıyla eşzamanlı oldu. Bu kitapta derlediğim yazılarım olayların ülkemizi bugünkü duruma getirmesinin hiç te sürpriz olmadığını gösteriyor.
Yayınlanma gâyem de, zamanında olmamış olsa da, belki ileride bu deneyden bir hisse çıkarılacağı ümidimdir.
Çünkü bu dram bitmedi, devam ediyor. Senaryo aynı, başkanlar aynı, yönetenler aynı, oynayanlar aynı, seyirciler aynı.
Eğer varlığı sayılmayan halkımız, varlığını kazanmaya gayret etmez ve üç maymunu oynamaya devam ederse, dramın sonunda çok kötü ve geri dönülmeyecek şeyler olacak. Nereye varmak istediğimiz düşünmenin zamanı geçmek üzere.
Esenlikle kalınız.
Column: 3
Son Yorumlar