Depreme hazırlık önlemleri

Sn. Prof. Dr. Semih Tezcan’ın 18 Ağustos’da bu köşede çıkan “Depreme nasıl hazır olunur” yazısının yetkililerin dikkatine gelmiş olması ümit edilir. 1. ve 2. Derecedeki deprem bölgelerinde P25-Hızlı Değerlendirme yöntemini kullanarak göçer nitelikli olanların bulunup fişlenmesi fikrine katılırken, bu tür önlemlerin en kısa zamanda alınmasının insanî bir borç olduğunu da unutulmamalıdır. Verilen bilgilere göre fişlemeyi gerçekleştirmek için 600 milyon TL’ye gerek vardır. Bu para hâlen halktan deprem fonu olarak toplanmıştır. Şimdi yaklaşık 24 Milyar TL’dir ve devamlı büyümektedir.

Sayın Tezcan’ın verdiği bilgiler İstanbulda bir milyon bina olduğunu ve 1999 depreminde stokun ancak %6’sı yıkıldığına göre, olası bir depremde 60 bin konutun göçeceğini göstermektedir. Fazlasıyla bunu 100 bin olarak kabul edersek, öncelikle sorunumuz bu yapıların yenilenmesini sağlamaktır. Bu yapıların çoğunluğunun konutlarını kendi kaynaklarıyla yaptıramayacak kişilere ait olduğu görülmektedir. Alınacak önlemlerin vatanadaşa yük olmadan yapılandırılması kaçınılmaz bir milli sorumluluktur.

İstanbulda yaygın olarak uygulanan ‘kat karşılığı’ yöntemiyle,  göçer nitelikli olduğu fişlenmiş yapılarda:

1) İmkanı olan yerlerde, İmar Kanunda belirlenmiş kat sayısı ikiye katlandığınında, bu yapıların yenilenmesi hiçkimseye yük olmadan başarılabilir.

2) İmkan olmayan yerlerde mevcut kata %50 ilave yapılmasına, örneğin 4 katlı yapıya 2 kat ilavesi, hakkı tanınmalı, geri kalan bir katın (4+2=6/2=3) sakinlerine de benzeri bir konutu alması için deprem fonundan yardım yapılmalıdır.

3) Bunların ikisinin de uygulama imkanı olmayan, geri kalan yerlerde ise, fondan ödenerek derhal hazır konutlara yerleştirilmelidir.

4) Zeminin kötülüğü nedeniyle inşaatın akılcı olmadığı yerlerde, yapıların tümünün kaldırılıp arazinin hazineye devri ve sahiplerinin bugün kriz nedeniyle iflas etmek yerine maliyetine satılmaya hazır olan bitmiş konutlara derhal yerleştirilmelidir. Bu hem müteahhitleri batmaktan kurtaracak hem de sorunu çözecektir. Hazineye devredilen inşaat yapılamaz alanlar da şehrin içinde çok gereken ormana dönüştürülmelidir.

5) Girişimin sömürü haline gelmemesi için, İstanbul Belediye reisi adayı Sn. Kılıçdaroğlu başkanlığında, partiler arası bir yönetim kurulabilir.

Yüzbin binanın yeniden yapılmasının ve batmakta olan iş sahiplerinin kurtarılmasının ekonomiye yapacağı olumlu etkiyi de küçümsememek gerekir.

Bazı şeyler olmazsa olmaz sınıfına girer. Uygar bir toplumda insan hayatının değeri de bu sınftadır. Bir hayatı korumak için değer biçmek ve değmez diyebilmek, hiçbir insanoğlunun yetkisinde olmamalıdır.

Okuyanı ve yazanı bile, direksiyon başına geçtiğinde, ne kendi hayatına ne de başkalarının hayatına değer vermeyen bir toplulukta belki bu ve benzeri kaçınılmazları kulak arkasına atanlar bol olacaktır.

Ancak, bir toplumun aydınlarına düşen görev, şayet varsa, 10 yıl uyumak değil, hiçbir zaman peşini bırakmadan gerekenin hemen yapılmasını  sağlamaktır.

Aksi, insanlıktan uzaktır.

 

 

 

 

 

 

 

About The Author