Geç gelen yardım

 

Geçen Cuma günü Bodrumda düzenlenen ‘Kruvaziyer Turizmi ve Bodrum’ sempozyumunda yapılmış olan konuşmaları BHA’den okuduğum zaman ağlamak ile gülmek arasında bocaladım. Çok bilinçli kişilerin bu konuda verdikleri bilgileri yıllardır neden kamuya yansıtmadan beklediklerine şaşmaktan kendimi alamadım.

Haberlerden öğrendiğime göre, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Galip İsen şöyle demiş: (Turizmin gözde merkezlerinden Bodrum’a yeni yapılmakta ve altı ay içerisinde hizmete girmesi beklenen yolcu iskelesinin yer seçiminde büyük bir yanlışlık yapıldığını belirti ve “Kruvazier turizme ilgi gösteren turistler, dünyanın en kaliteli en zengin turistleridir. Bu turistleri bölgenize çekebilmeniz için kentinizin, turistin karaya çıktı anda yolların, alt yapının, kendi doğal ve tarihî dokusunun görünebilir ve yaşanabilir olmasının önemi büyüktür. Bodrum’a ikinci konut ve aşırı turistik tesis yapılaşması ile gecekondu kenti görünümüne kavuşturup ameleleri turizm yapacağız diyerek yatak fiyatlarını düşürürseniz, turist yolda hanutçudan yürüyemez hâle gelirse, hiçbir kruvaziyer tur acentesi rotasını Bodrum’a çevirmez. Çünkü kruvaziyer turizm ile seyahate çıkan turist,, attığı her adımda, kaliteyi ve kaliteli hizmeti ister. Bir yandan amelelere turizm yaptırırken, bir yandan kruvaziyer turisti ağırlayamazsınız. Bu nedenle alt yapısını hazırlamadan, elektriği, suyu, yolu olmayan, pisliği denize akan, dağları ormanları betondan geçilmeyen kentte, kruvaziyer turizmi yapmakta oldukça güçlük çekersiniz. Altı ay yaşayan ve altı ay ölü olan kentte bu tür turizm yapamazsınız. Önce kenti 12 ay yaşanır hâle getirmelisiniz. kruvaziyer turizme Bodrum’un hazır olabilmesi için uzun vadeli planlar ve artık betonlaşmayı önleyen, güzellikleri ortaya çıkaran planlar acil olarak yapılmalı ve hayata geçirilmeli” dedi.)

Deniz Ticaret Odası Başkanı Geza Dologh konuşmasında: ( …………. Kruvaziyer turizmde denizde verilen hizmetten çok turistin karaya çıktığında alacağı hizmet ve kalitesi çok önemlidir. Bu nedenle kruvaziyer turizmin yapılacağı bölgelerdeki alt yapı ve tanıtım çalışmalarına devletin destek vermesi şarttır”) demiş.

Her iki konuşmacı da tabiatiyle çok haklılar, ve yaratılmakta olan problemin bazı ana yanlışlılklarını ortaya koyuyorlar.

Ben bu konuyu başka hiçbir yerel  taraftarım olmadan dört yıldır bu satırlarda dile getirmekteyim. İskelenin her kente uygun olmayacağını, birçok yerlerde iskeleye alternatif olarak motor ile başarılı boşaltma yapılmakta olduğunu, iskelenin beraberinde birçok sorunlar getirdiğini, alt yapısı olmadan, şehre gelecek yolu olmadan, şehirde vereceği servisler hazır olmadan iskelenin yapılmasının yanlış olduğunu, her yıl en az iki kere tekrarladım durdum. Aldıran olmadı.

Bodrum gibi özelliği olan bir yerde, hem de kentin içi sayılacak yakınlıkta, ne yapılırsa yapılsın Bodrum’un karekterine uyması mümkün olmayan bu çirkin tesisin, bütün güzelliği bozacağını, ve kaş yapalım derken göz çıkarmak gibi olacağını anlatmaya çalıştım. Bu grişimin hem sosyal hem de şehircilik bakımından, geri dönülmesi mümkün olmayacak, kentimizde bir yara gibi kalacak, büyük bir değişilik getireceğini savundum.

Bakanlığın verdiği onayla 196 metre iskele yapılacak iken, belediyenin aldığı kararla bunun 300 metre kruvaziyer iskeleye dönüşmesinin daha da yıkıcı olduğunu kamunun dikkatine getirmeye gayret ettim. Kruvaziyer iskelenin çalışması için 20 dönüm deniz doldurması yapılmasının ve yeni bir çarşının burada tesisinin, nekadar yanlış olduğunu, Bodrum’un mevcut çarşı esnafını öldüreceğini savunarak, dernekleri uyardım.

Ellialtı yıllık mimari tecrübe ile, Bodruma hayran bir sâkini olarak, vazifemi yaptığıma inanıyorum. Ne yazıkki bu toplantıya kadar çağrılarıma katılan kimse olmadı, ve büyük bir olasılıkla, atı alan Üsküdarı geçti.

Geçmişteki yetkililerden hiçbir ümidim kalmadı, fakat yeni Valimizin ve Kaymakamımızın çok yerinde girişimlerde bulunduğunu okuyorum. Ümidim, onların bu konuya  uygar, ve Bodrumu düşünür birşekilde yaklaşmalarını beklemeye kaldı.

 

About The Author