İlişkiler

 

Şüphesiz yarımadamızın üç belediye olabilecekken, onbir belediyeye ayrılmış olması, işlerin yapılmasında zorluk yaratmaktadır. Beldiyeler birliğinin de verimli bir hâle gelememiş olması utanılacak bir durumdur.

Herşeyde olduğu gibi bu ayak bağının temelinde de partizanlık yatmaktadır. Değişik partilerden oluşan belediye reisleri arasında iş birliği olamamaktadır. Bu nedenle de şimdiye kadar hiçbir olumlu sonuç alınamamıştır.

Bodrum yarımadanın odak noktası olduğundan, bütün yarımadayı kast ettiğimiz halde, çok zaman eliştirileri ve önerilerimizi Bodrum diyerek yapmaktayız. Zaten Bodrum’un sorunlarının ve yapması gerekenlerin de daha yoğun olması bunun diğer bir nedenidir.

Bodrum’da halk ile belediye arasında iletişimin yapılabilmesi için üç kişinin çalışmakta olduğu fakat bunların çok zaman sosyal girişimlerle uğraşıp, yapılmış planlar dışında herhangi bir halk bağlantısı kurmamış olduğu acı bir gerçektir.

Özellikle, basın, ve hiçbir göbek bağı ve çıkarları olmadan, sadece Bodrum’un daha iyi olabilmesi için çalışan yazarları ile hiçbir bağlantının, işbirliğinin, tekrar tekrar seslendirdiğimiz halde, kurulamamış olması üzücüdür.

Gazeteler bazen gazeteciliğin ötesinde yatırımları nedeniyle, bazen sadece yaşamlarını koruyabilmek için, idarî makanizmalara uyumlu kalmak zorunluğunu duymaktalar. Çok zaman yazarların büyük bir kısmının da parti temposu tutmakta olduğunu esefle izlemekteyiz. Bodrum’da ise, bildiğim kadarıyla, hiçbir yazar kimseye bağlı değildir, ve tamamen özgür olarak yazılarını yazabilmektedir.

Yarımadamızda elimizin altında olan birçok başka özellikler gibi bu fırsattan da yararlanamamak büyük bir kayıptır. Belediye ile yazarlar arasında bir iletişimin kurulmamış olması, yazılanların hiçbir şekilde dikkate alınmaması, hiçbir yanıt verilmemesi, tamamen arzu edilenin tersinedir, ve Cumhuriyet sistemimizin ilkelerine de aykırıdır.

Belediye reisi ve erkânı halkın oyuyla seçilir. Bu seçilenlerin de sorumluluğu doğrudan doğruya maaşlarını ödeyen halkadır. Seçilenlerin halka sırtını çevirmeleri, bağımsız hareket etmeye, partilere dayanık keyfi kararlar almaya, veya gereken kararları almamaya hakları yoktur.

Yapılan veya yapılamayan işlerin muhasebesini halka duyurmak onların aslî görevleridir, halka yapacakları bir lütuf değil. Bunu yapabilmelerini sağlayacak olan da iletişimle görevlendirilmiş elemanlarım olacaktır. Fakat bu beklentimiz hâlâ gerçekleşmemiştir.

Alt yapısı, ileriye dönük, planlaması olmayan, bir Bodrum’da, alkışla karşılanan sosyal faaliyetlerin etkisinin günü kazanmaktan başka, uzun vadeli hiçbir faydası olmayacağını anlamamız yerinde olur.

Sayın Başkanlarımız birçok konularda, hiçbir karşılık beklemeden, sadece Bodrum için uyarılmış, fakat hiçbir yanıt alınmamıştır. Bodrum belediyesinin gazetemiz muhabirine yapmış olduğu bildirilere katılmadığımızı evvelce belirmiş, BESIAD toplantısında yazılı olarak verilen sorulara cevap verilmesi istenmişi. Henüz bunlara da tatminkar bir cevap almış değiliz.

Bu gidişattan zarar görecek olan Bodrum’un evvela iş sahipleri ve sonra da halktır. Bu nedenle:

Belediyenin aslî vazifesi kentin sorunlarını çözmektir,

Verdiği sosyal hizmetler aslî vazifesini geciktirecekse,  önde yer almamalıdır,

Halkın vazifesi sorunların çözümü için gereken denetimi yapmaktır,

İş verenlerin vazifesi kendi çıkarlarını koruyabilmek için ilerisi için yapılması gereken planlamaların yapılıp yapılmadığını denetlemektir,

Hepimizin vazifesi beraber çalışmayı başararak, uygar olarak, bu yarımadanın değerini devamlı olarak yürtmesini sağlamaktır.

Partizanlığı ve kişiselliği birtarafa bırakarak birleşmemiz, kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

About The Author