Yükümlülüğümüz

 

Seçimleri arkamızda bırakalı bir ay kadar bir zaman geçti. Beklemekte olduğumuz netice, beklenmedik bir ölçüde gerçekleşti. Oy veren çoğunluğunun tercihini gösteren bu neticeyi, milli bir gösterge olarak kabul ederken, hadiseleri itibarî değerleriyle ele almayı, yapıcı bir tutum olarak benimsemek gerekmekte.

Seçimden bu yana, gerek AKP programında yayınlanan işlerin acıkklığı, şeffaflığı, gerek Sayın Erdoğanın yapmış olduğu tedbirli, olgun, ve olumlu konuşmalar, şimdilik ümit verici bir durum olarak ortaya çıkmakta. Arzumuz, bu havanın bozulmaması, ve korku ile beklediğimiz bu hadisenin, yapılması uzun zamandır beklenen, bir yeni hareketin başlangıcı olmasıdır.

Aralarında, kendileri çalmamış olanlar bulunmasına rağmen, etraflarındakilerin çalmasına, yolsuzluklarına, müsade etmiş, göz yummuş olan idarelerden kurtulmuş olmamızı bir nimet olarak görüp, önümüze çıkmış olan bu tek parti fırsatını milletçe olumlulukla değerlendirmemiz gerekir. Geçmişte olduğu gibi, partizanlık ve şahsi çıkarlar uğruna milli ihtiyaçlarımızı bir yana itmek yapilabilecek işleri yavaşlatan, yıkıcı bir tutum olacaktır. Her vatandaşa, bilhassa CHP ye düşen yükümlülük, olumlu gelişmeler devam ettiği sürece, AKP ye yardımcı olmaktır. Bu arada başka bir ümidimizde, otuz parti kepazeliğinin kendiliğinden yok olmasıdır.

Atatürkün dehası sayesinde, ordumuzun anayasamıza olan bekçiliği devam ettikçe, bundan sonra yurdumuzda ne aşırı sağ, nede aşırı sol uçlanması olamaz. AKP’nin mensuplarının geçmişte sergilediği aşırı dinci tutumlarını değiştirmiş olduklarının gerçek olduğunu göstermelerini ümit ederken, buna fırsat vermemiz bügün yapabileceğimiz en yapıcı harekettir.

Yeni idare, anayasamızda belirlenmiş şartları bozmadıkça, laikliğe bağlı kalıp, hırsızlığa mani olup, dini ve şahsi çıkarları siyasete alet etmedikçe, milli ihtiyaçlarımızı gaye edinmiş olarak çalıştıkça, onları desteklememiz hepimizin vatandaşlık borcudur.

Uçlanmalar çok zaman evvelki uçlanmalara olan tepkilerdir. Son yılların aşırı sağ uçlanması, hazır olmayan, bağdaşmak fırsatını elde etmemiş halkımızın büyük çoğunluğunun, batı dünyasının tutucu kısımlarında bile kabul edilmeyen şartalara, ölçüsüz ve şuursuz olarak, maruz bırakılmış olmasından kaynaklanmıştır. Herşey kanunlarla düzeltilemez. Birçok şeyde şahsi irade ve sağ duyu uygulamak gerekir. Bizim hâlen ne batı, nede doğu olmadığımızın bilincinde olarak, bizim biz olduğumuzu kabul ederek, halkımızın hazmedebileceği şekilde hareket etmeyi becermemiz, geçmişteki uçlanmaları yok edecektir. Birkaçbin kişinin yaşamakta olduğu televole hayatının mediada baş yeri alması ve o yaşam şartşarının normal beklenti olarak yansıtılması yalınıştır. Sosyal dokumuzda aksi tesirler yapan bu tür gösterilerin, mediaya tarafından bize uygun ve daha ölçülü bir şekilde sunulması gerekir. İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemde bugibi uçlanmaları yapmamak herkeze, bilhassa basına ve mediaya düşen bir vatan borcudur.

Diğer bir tür uçlanma ise, siyasi çıkarlar gayesiyle, geçmişteki partiler tarafından,. Türkiyenin en önemli çıkarı olarak halka hakikatler gizlenerek sunulmuş olan AB’ye katılmamız konusunun, AKP tarafından yeniden değerlendirelibilmesi egemenliğimizin korunması için yararlı olacaktır Her ne bahasına olursa olsun ‘girmemiz lazım’ fikri yalınıştır ve bizi daha büyük felaketlere sürükler. Alınabilsek bile bu daha onbeş yıl sonra gerçekleşebilir. Onbeşyıl bekleyecek vaktimiz yoktur. Milli irademizi kullanabildiğimiz takdirde biz AB olmadan da kalkınabiliriz. Başkalarının bize hakaret ederek bizi adam etmeye çalışmasını seyredeceğimize, kendiliğimizden kusurlarımızı düzelmemiz milli bütünlüğümüzü korumak için tutulacak yegane yoldur. Biz hazır duruma geldiğimizde onlar bize girmemiz için başvuracaklardır, hiç şüphemiz olmasın.

AKP’nin, yıllardır bize çok büyük mal ve can kaybına neden olan Kürt meselesinin üzerinde hassasiyet durması, eskisi gibi, elde etmek yetki ve imkanına sahip olmadığımız şartları koşmaktansa, hakkımız olan, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde Türkiyeden bir karış bile toprak verilmeyeceğinin kayıtsız şartsız belirtilmesi, gerekir ve kâfidir.

Bu konuya paralel olarak, yurdumuzda hep kulak arkasına atılan sözde Ermeni soykırımı konusu, batı ülkelerinde çok vahim boyutlara erişmektedir. Türkiye dışarısında yaşayan kurullar tarafından yalan dolanla yapılan propagandalar tesirli olmakta, ve bize yakın gelecekte büyük bir dert yaratacak boyutlara erişmektedir. Bu konuyu milletlerarası arenada, bilgi, itidal, olgunluk ve açıklıkla ortaya koymak AKP’nin ihmal etmemesi gereken, milli bütünlüğümüz bakımından çok önemli olan bir konudur.

Ülkemizin kalkınmasını hedef alan herhangi bir idarenin yapacağı en önemli işlerden birisi de nufususmuzun artmasını durdurmaktır. Şayet bu başarılamazsa, hiçbir vasıtayla yurdumuzda yapılması gereken işlere yetişmek imkanı mevcut olamaz. AKP’nin bu konu üzerinde ısrarla durması gerekmektedir.

Bu secimlerle milli irade uygunsuzların akibetinin ne olacağını belirtmiştir. AKP de bu görüntüden dersini almıştır ümidindeyim.

Aydınlarımızın, medianın, basının, halkımızın, doğru yolda gittikleri sürece, yeni kurulmuş olan AKP idaremize, yardımcı olacaklarını ümit eder, kendilerine başarılar dilerim.

About The Author