Hedef yanlış olunca

Remove the row

Column: 1

 

Ülkenin sorunları üzerinde durmaya yatkın olan birkaç haberci, birkaç ta yazar var. Maalesef bunların sayısının çok az olmasının yanında, dile getirdikleri konular çok zaman ülkenin ana sorunlarını kapsamıyor.

Çok dinlenen bir habercimiz programına, “Türkiye’nin en önemli sorunu işsizliktir” diyerek başladı. Bu sözdeki yetersizliği göstererek, ne olması gerektiğine bakarken, hatırlayalım:

80 yıldır dış baskılar ve iç hatâlarla tarımımızı batırdık, tarım ve sulak alanlarımızı yok ediyoruz.

40 yıldır özelleştirme dolabı ile kamu yatırımlarını ve üretimlerini yok ettik.

Darbeleri yapan dış güçlerin isteğiyle, “siyasete karışıyorlar” diye ordunun kolunu kanadını kestik, Atatürk’ün emanetine ihânet ettik.

ABD uzmanı ile getirilen sıcak para zehri ile 20 yıldır ekonomik düzeni bozduk, israf ekonomisini temel yaptık, istedikleri gibi batmış durumdayız.

Doğal kaynaklarımızı ve ürünlerimizi kullanmak yerine, ithal ürünlere destek vererek kendi üretimimizi baltaladık, çoğunun yok olmasına neden olduk. Döviz rezervimiz yok oldu.

Paramız yarıdan fazla değer kaybetti.

Pennsylvania adıyla kurgulu, 30 yıla yakın uygulanan sessiz darbeler ile devlet kurumlarımızın ve adâlet düzeninin yozlaşmasına seyirci kaldık.

Güneşten verimli enerji üretmek imkânımız varken, ırmaklarımızı mahvetmekle kalmadık, her kolda dışarıya enerji bağımlısı olduk.

Yâni artık kendini doyuramayan, kendine yetemeyen, dışarıya bağımlı bir ülkeyiz.

Aksini savunan var mı? Sanmam!

Dışarıya bağılı iken ve çok zaman dışarıya hâmile iken, yukarıdaki sorunların büyük bir kısmını düzeltmek olanağı hemen hemen yok. Öyle olunca da, ekonomiyi batırmış olanları kınayarak çözüme varılacağını sanmak abes! Bu tutum çıkmaz sokakta uzun bir geziye çıkmaya benziyor!

O hâlde en başta gelen sorunumuz bağımlı olmamızdır. Bu nedenle Atatürk, “Bağımsızlık ve özgürlük karakterimdir”    demişti.

Halkımıza bağımsızlığın üst başlık olduğunu anlatmadan, alt başlıkların ayrıntılarını ön plana çıkararak bir yere varmak, çözüme tersten başlamak olur. İşsizliği azaltmak ta, bağımsızlığı getirmez.

Enerjide bağımsızlık, kendine yeterlik,

Tarımda bağımsızlık, kendine yeterlik,

Savunmada yeteri kadar bağımsızlık,

Hukukta bağımsızlık ve adâletin varlığı,

Alt başlıklardır.

Bunlar düzeltilince de ekonomi kendiliğinden düzelir, işsizlik kalkar.

İşsizliği ortadan kaldırmak için yukarıdaki bağımlılıkların çoğunun sona ermesi gerekir.

Column: 2

Bu nedenlerle haber veren önemli bir kanalın ayrıntılardan başlayarak yanlışlardan yakınarak, konulara kısıtlı kalması çözüm getirmez. Halka kurtulma yolu göstermemiş olur.

Aylardır, yıllardır işsizlik ile kıvranan milyonlarca insanın, aylak kalmış yüksek tahsilli gençlerin, öğretmenlerin, bu engeller düzelmeden hiçbir ilerleme olamayacağını öğrenmeleri gerekir.

Onları bildiklerinde ve bağımlılığın kendi sorunlarının temelini oluşturduğunu anladıklarında, gereken çözümdeki rollerini daha kolay kavrarlar.

Bu bilince erişmek te onlara, içeresinde olan ortam ve zamanda en önemli şeyin, ana sorunları ortadan kaldırmanın ilk adım olduğunu gösterir.

 

Bugün için yaklaşmakta olan seçimi kazanmak sorunların çözümünde rol oynayacak ve bağımsızlık yolunu açacak, temel öğedir.

Hedefler zaman ve mekâna göre yer değiştirirler. Yanlış zamanda yanlış hedefe yönelmek vakit kaybından başka bir şey olmaz, şimdiye kadar da olmadı ve olmayacak. Hedefi zamanında tanımlamamak ta, başarıya fırsat bırakmaz.

Halk ve onun güçlü varlığı gençlik, ekonomiyi düzeltemez. Ama onu bozmuş olanlar yerine, düzeltecek kişileri iş başına getirmek için seçilecek insanlar konusunda çok etkin olur.

Bunun için de var olan ortamda birleşik bir guruba karşı birleşik bir şekilde çıkmak gerektiği ona öğretilmelidir. Nasıl olacağının yolu gösterilmelidir.

Bu nedenle Atatürk, Basın, ulusun ortak sesidir. Bir güç, bir okul, bir yol göstericidir” demişti.

Geri kalan birkaç değerli ve vatansever habercilerimiz, yorumcularımız ve yazarlarımız bunu hatırlamalı ve vakit kaybetmeden ana sorunların çözümü üzerinde durmalıdırlar.

Aksi hâlde her şey aynen devam edecek ve işsizlik gittikçe artacak, sonunda da tatsız olaylar meydanlara yansıyacak. Gene gençlerimiz kurban olacak! Ah, Vah ile baş başa kalacağız!

Birleşelim, bağımsız ve özgür bir Türkiye için beraberce çalışalım. Hiç değilse bu seçim için.

Vakit geçirmeden!

Demokrasi treni istasyona değil, uçuruma gitmeden!

 

Not: Biliyor musunuz, ben bunları 2005 yılından beri tekrar ediyorum ama sizlerin de o sorumlulara uyarınız olmadan hiçbir şey olmuyor!

Yazarlarınıza ve seyrettiğiniz istasyonlara uyarı yapmanıza hiçbir engel yok. Siz de bir temel taşısınız.

Basın gündeme almadan bir yere varmak olanaksız. Çok kişi uyarmadan da, basın harekete geçmiyor. O nedenle olduğumuz yerdeyiz. Halkımız daima başkasından bekliyor. Ama ufukta beklenenden eser yok! Ufka değil, kendimize bakalım.

Ümit de umutta biziz, başkası yok!

Column: 3

 

 

About The Author