Doğal gaz kesilirse

Özel hayatımızda da, aile hayatımızda da, ülke idaresinde de, bir şeyle meşgulüz diye, diğer sorumlulukları yerine getirmekten kaçınamayız.

Başka sorunlarımız var diye, ülkenin hayatî konularını beklemeye alamayız. Hatta yavaşa bile almamalıyız.

Özellikle ülkenin dışarıya bağımlılığını devem ettirmek riskini göze alamayız. Almamamız gerekir.

Bu risk alındığı ve ülke dışarıya bağımlı kaldığı takdirde, bağımlı olunan ülkelerin isteklerine boyun eğmek ya da ciddî sıkıntılara katlanmak gerekir. Bunu yapmanın da akılcı bir iş olmadığı açıktır.

Türkiye, 70 yıldır yapılan yanlışlıklar ve alınmayan önlemler nedeniyle birçok bakımdan dışarıya bağımlı hâle düştü. Birçok sorunların var olduğu bir jeopolitik ortamda, hiçbir ülke bu risk altında yaşamamalı.

Her ne pahasına olursa olsun bütün imkân dâhilinde olan önlemler alınmalı.

Bunların en başında da enerjide bağımsızlık gelir.

 

Hâlen enerjideki bağımlılıktan çıkmak olanağımız var. Bu olanağı ivedilikle kullanmalıyız.

Bol güneşi olan ülkemizde hâlâ güneşten enerji üretiminin %1.1 oranında kalması büyük bir yanlıştır.

Okuduklarımıza göre, Dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe 2040 yılına kadar olan büyüme %302 olarak hesaplanıyor.  Bu sektörün en çok istihdam yaratacak sektör olduğu da bildiriliyor.

 

EMO’nun 12/2016 verilerine göre kullandığımız enerjiyi ürettiğimiz kaynaklar: Doğal gaz %28.2, Hidroelektrik (Baraj) %24.9, Kömür %22, Hidroelektrik akarsu %9.1, Güneş %1.1, Rüzgâr(EA) %5.9, Diğer %9.07.

Türkiye’nin doğal gaz ithâlâtı DPS 2015 raporuna göre: Rusya’dan %55.31’ini, İran’dan %16.16’sını, Azerbaycan’dan %12.74’ünü, Cezayir’den %8.09’unu, Nijerya’dan %2.56’sını, alıyor.

Azerbaycan, Cezayir ve Nijerya’dan aldıklarımız ithâlâtımızın ancak %24.38’ini, Rusya ve İran’dan aldığımız ise %75.62’ini karşılıyor. Gaz ihtiyâcımızın yarısından fazlasını, ilişkilerimizin daima çok kırılgan olan, Rusya ve İran’dan alıyoruz.

Ortadoğu’nun ateşe verildiği ve diğer tarafların gayelerinin bizim çıkarlarımıza aykırı düştüğü bu ortamda, Rusya ve İran’ın, gaz kozunu bize karşı uygulama ihtimâlinin olmadığını düşünmek saflık olur. Zaten gazı bize, başka büyük müşterilerine verdiklerinden, daha pahalıya satıyorlar. Biz fahiş fiyata satıl almaya mecbur oluyoruz.

Rusya ve İran’dan gaz gelmediği takdirde, enerji kaynağımızda yaklaşık %76 azalma olacaktır.

2015 Doğal Gaz Piyasa Sektör Raporuna göre, Türkiye’de doğal gazın kullanımlımı dağıtımı: Elektrik santralleri: %39.61, Sanayi sektörü %29.1, Enerji sektörü %0.63, Ulaşım sektörü %0.88.

Demek oluyor ki, Gaz %76 azaldığında, bütün bu sektörlerde en az %76 azalma olacak. Doğal gaz toplam enerji kaynaklarının %28.2’sini kapsadığına göre, Türkiye genelinde enerji verisinde diğer kaynakların bu %22’lik açığı kapatması gerekecek.

Kabaca, sanayinin üretim gücü en azından %22 düşecek, tesislerin %22’si karanlıkta veya soğukta kalacak. Kesintiler sırasında aksiliklerin olageleceği ve sıkıntıların %40’lara varacağı da olasıdır.

Bu senaryonun yan etkilerinin çok daha geniş bir alana yayılarak her yönde büyük ve kalıcı sıkıntılar, iflaslar yaratacağına da olasıdır.

 

Kömür ve HES’ler doğayı mahvediyor.

Nükleer santraller yarattıkları tehlike nedeniyle, birçok ülkede kapatılıyor.

Barajlar büyük yatırım ve uzun yıllar istiyor, çok pahalıya mal oluyor.

Doğal gazı ithâl etmek gerekiyor, olmayan dövizimiz gidiyor. Yılda yaklaşık 20 milyar dolar ödüyoruz.

Güneş enerjisinden elektrik üretimi ise hepsinden daha çabuk ve doğaya hiçbir ziyanı yok. Üretim maliyeti de teknoloji ilerledikçe ve adetleri arttıkça, düştü ve düşüyor. Üretim, 5-6 yılda kurum maliyetini amorti ediyor.

Basının, medyanın, yazarlarımızın, ekonomistlerimizin ve yetkililerimizin bu hayatî konu üzerinde yeteri kadar durmamaları hayret verici. Günlük olaylara tamamen odaklanırken, vatanın içine düşebileceği yenilemez sıkıntıları hesaba katmamak neden? Bu umursamamazlık neden? Bu yavaştan alma neden?

 

Akdeniz bölgesindeki bol güneşli illerimizde, çok büyük güneş enerjisi çiftlikleri kurulmalıdır.

Bu çiftliklerin bazılarının yakınında fotovoltaik panel üretimi yapılmalıdır.

Bu ürüne aç olan dünya pazarında Türkiye vakit geçmeden payını kapmalıdır.

Bunları en kısa zamanda neden yapılmadığını sorgulamak ta, hakkımızdır.

 

Bu hususta sosyal medyanın ısrarlı katkısı da faydalı olur.

About The Author