Vurdum duymazlara

 

Bayram için gelen yerli ve yabancı turistlerin sahillere akın etmeleriyle otellerimiz dolduğu için gazeteler kaç gündür böbürleniyorlardı. Plajlarda sereserpe yatanların resimleri, yola çıkmamış olanları da davet ediyordu. Gerçekden de beş gün bütün Akdeniz ve Ege sahillerinde süren hârika hava çok insanı mutlu etti.

Bayramın üçüncü günü havanın bozması ve şiddetli yağmurların yağmasıyla umutlar yarıda kaldı. Daha dört gün tatil var gene yararlanırlar demek akla geliyor. Ancak gerçek öyle değil.

Bodrum’dayım ve koylara bakıyorum. Masmavi sular gitmiş sahillerde yerini çamurlu, pisliklerle dolu, sapsarı bir suya bırakmış.

Yıllarca denize dökülen lağam sularının yanında bugün sağda, ertisi gün solda deyip yüzmeye alışmış İstanbul halkı belki gene aldırmadan bu çamur deryasına girer. Amma mavi bayraklı plajlarımıza gelen turistler ne yapar?

Yıllardır sel sularının nitelik ve nicelik yönetimi hakkında belediyelere bilgi vermeye çalıştım, gazetemizde yazılar yazdım, on üç yıldır aldıran olmadı. Ölümler olageldi. Cehalete âfet dediler ve kıllarını kıpırdatmadılar. 30 Ağustos 2013 de Bilim ve Teknoloji ekinde çıkan yazımda tekrar bu konuda temel bilgileri vermiştim. Hiçbir yetkiliden hiçbir yanıt almadım. Eski hamam eski tas! Kısacası yağmur yağdığında bütün birikmiş pislikler hâlâ kontrolsüz denizlerimize akıyor.

Ben şimdi yanlız Bodrum’u görüyorum amma büyük bir olasılıkla yağmur yağmış olan her bölgede sorun aynı olmalı. Bütün yaz dağda taşda, yollarda, yol altı kanallarda birilmiş duran tonlarca pislik denizlerimizi, yerli ve yabancı tıuristlerin, hepimizin de girdiği sahilleri, pisliğe, çamura, mikroba, koli basiline buladı.

Görmeyenlere, duymayanlara, anlamak, öğrenmek istemeyenlere, bütün vurdum duymazlara, ne zaman çağdaş önlemleri alacaksınız diye seslenmek lazım.

Öteline parasını ödeyip denizin karşısında oturduğu hâlde, yüzemeyen turistin hakkını nasıl ödeyeceksiniz diye sormak lazım.

Sahildeki iş sahiplerinin kayıplarını kim ödeyecek diye sormak lazım.

Uygarl olmak, bilim’e değer vermek, uygar ülkelerden örnek almak, öğrenmek size bukadar mı zor geliyor demek lazım.

Ben de soruyorum; imkânlarınız olduğu halde, yapmadıklarınızdan ötürü hiç mi mahçubiyetiniz ve pişmanlığınız yok?

Mavi bayraklarınızın sarıya değiştirilmesini mi bekliyorsunuz?

 

About The Author