Depreme ne zaman hazırlanacağız?

 

Sn. Prof. Dr. Semih S Tezcan’ın 18 Ağustos 2009’da bu köşede çıkan “Depreme nasıl hazır olunur” yazısının üzerinden iki yıl geçti ve hiçbir önlem alınmadı. 16 Ağustos 2011’de aynı köşedece çıkan “Deprem Konusunda Tüm Türkiye Uyuyor” yazısı tekrar hayâti ve önemi olan konulara değiniyor. İki yıldır yant bulmayan uyarı ve önerilerinin bu sefer yetkililerin dikkatine gelmiş olması ümit edilir. 1. ve 2. Derecedeki deprem bölgelerinde P25-Hızlı Değerlendirme yöntemini kullanarak göçer nitelikli olanların bulunup fişlenmesi fikrine katılırken, bu tür önlemlerin en kısa zamanda alınmasının insanî bir borç olduğunun altını çizmek gerekir. Verilen bilgilere göre fişlemeyi gerçekleştirmek için 600 milyon TL’ye gerek vardır. 1999 felâketinden sonra çıkan kanun ile toplanmakta olan para şimdi yaklaşık 30 Milyar TL’dir ve devamlı büyümektedir.

İstanbulda 1.3 milyon bina olduğunu ve yıkılması gereken binaların fazlasıyla 100 bin oduğunu kabul edersek, öncelikle sorunumuz bu yapıların yenilenmesini sağlamaktır. Bu yapıların çoğunluğunun konutlarını kendi kaynaklarıyla yaptıramayacak kişilere ait olduğu görülmektedir. Alınacak önlemlerin vatanadaşa yük olmadan yapılandırılması kaçınılmaz bir millî sorumluluktur.

İstanbulda yaygın olarak uygulanan ‘kat karşılığı’ yöntemiyle,  göçer nitelikli olduğu fişlenmiş yapılarda:

1) İmkânı olan yerlerde, İmar Kanunda belirlenmiş kat sayısı ikiye katlandığınında, bu yapıların yenilenmesi hiçkimseye yük olmadan başarılabilir.

2) İmkân olmayan yerlerde mevcut kata %50 ilave yapılmasına, örneğin 4 katlı yapıya 2 kat ilavesi , hak tanınmalı, geri kalan bir katın (4+2=6/2=3) sakinlerine de benzeri bir konutu alması için deprem fonundan yardım yapılmalıdır.

3) Bunların ikisinin de uygulama imkânı olmayan, geri kalan yerlerde ise, fondan ödenerek derhal hazır konutlara yerleştirilmelidir.

4) Zeminin kötülüğü nedeniyle inşaatın akılcı olmadığı yerlerde, yapıların tümünün kaldırılıp arazinin hazineye devri ve sahiplerinin bugün kriz nedeniyle iflas etmek yerine mâliyetine satılmaya hazır olan bitmiş konutlara derhal yerleştirilmelidir. Bu hem müteahhitleri batmaktan kurtaracak hem de sorunu çözecektir. Hazineye devredilen inşaat yapılamaz alanlar da şehrin içinde çok gereken orman alanına dönüştürülmelidir.

5) Girişimin sömürü hâline gelmemesi için, üç ana partinin eşit sayıda milletvekillerinden oluşan, partiler arası bir yönetim kurulabilir.

Yüzbin binanın yeniden yapılmasının ve zor durumda düşmesi kaçınılmaz olan iş sahiplerinin kurtarılmasının ekonomiye yapacağı olumlu etkiyi de küçümsememek gerekir.

Bazı şeyler olmazsa olmaz sınıfına girer. Uygar bir toplumda insan hayatının değeri de bu sınftadır. Bir hayatı korumak için değer biçmek ve değmez diyebilmek, hiçbir insanoğlunun yetkisinde olmamalıdır.

Okuyanı ve yazanı bile, direksiyon başına geçtiğinde, ne kendi hayatına ne de başkalarının hayatına değer vermeyen bir toplulukta belki bu ve benzeri kaçınılmazları kulak arkasına atanlar bol olacaktır.

Ancak, bir toplumun aydınlarına düşen görev, şayet varsa, 12 yıl uyumak değil, hiçbir zaman peşini bırakmadan gerekenin hemen yapılmasını  sağlamaktır. Sadece yapılmayanları dile getirmek yeterli sayılmaz.

 

 

 

 

 

 

About The Author