O. Bursalının CHP yazısına yankım

Orhan bey:

Cumhuriyet gazetesindeki CHP dokunmazlığını kıran yazınız, bütün kötümserlikler içinde ümit verici bir Pazar gününü başlattı.
Bunun için size minnettarım.
Bel bağladığımız CHP’nin yenilenebilmesi için yıllardır yazılarımla savaş vermeye çabalayan birisi olarak, Cumhuriyet’te yazmaya başladığımdan beri sessizce uygulanan sansürün nedenini anlayabilmiş değilim.
Çok değer verdiğim yazarlarımızın da hala sanki yerine konmazmış gibi korudukları Baykal’ın, içine düşürüldüğümüz durumda, meydanlara dökülen vatanseverlere bir seçenek olmadığını görmek istememelrini de nalmak mümkün değil.
Temaslarımdan CHP’nin değişmesi gerektiği görüşünün kişisel olmadığını ve çok seçkin ve bilinçli bir topluma dayandığını izliyorum.
Basının yardımı olmadan Baykal ve diktası ayrılmayacak, gelecek seçimlerde de büyük bir olasılıkla CHP barajı aşamayacaktır.
Bu nedenle de biz AKP’nin koynuna tekrar bıraklımış olacağız.
Bu gerçeklerin işığınde Baykal’ın kalması, onun kalmasına çanak tutanlar, vatana hizmet mi etmektedirler?
Türkiyenin 21. yüzyıl şartlarında enerji ve taım üzerinden eserate sürüklendiği bir ortamda, seçenek yaratmanın bütün hür yazarların sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.
Aksini de düşününce olacakları görmek beni kahrediyor.
Bu konuda siz ne düşündüğünüzü de merak ediyor, önem veriyorum.

Saygılarımla,
Turgut A. Karabekir
(Ali Turgut)

to me

Turkish
English

Translate message
Turn off for: Turkish
Turgut Bey, ülkemizdeki demokrasinin düzeyini partilerdeki düzeyden ayri tutabilir miyiz, bilmiyorum, bu bir kültürdür. Sorun sadece baykal değli bence, aynı zamanda chp nin seçkin üyeleridir de. Ve partide muhalefet yapacagina durmadan ayrilanlar… böylece parti içinde bir muhalefet gelenegi de olusmuyor., umut görmeyen ayriliyor, hepsi particiligi kendi yasam suresiyle bir tutuyon, ama parti toplumsal bidqr gelenek olmalidir, zaten böyledir, insanlar gelir gider ona ruh verirler… Eger bir g elenek olussaydi, muhalifler orada kalsaydi, parti içnde sürekli bir seçenek olusurdu liderlik için… Olayi salt baykal olayi olarak gormuyorum.. Ayrilanlar hir bir zaman bir varlik g österemedi.. Seçmen begenmese de baykali, kaç yilda olusturdugu bu partiye sirt çevirmez…
Ben chp nin seçimlerde baraj alti kalacagini sanmiyorufm, ama burasi türkiye her zaman buyuk altust oluslarin yasandig ibir ülke..
Saygilarimkla
not: sorunuz ve bu yanitla parti içinde muhalefet konusu için yeni bir yazi dusuncesine yol açtiniz..
saygilar yeniden

________________________________________
From: Turgut Karabekir
Date: Sun, 24 Aug 2008 04:35:51 -0400
To: Orhan Bursalı
Subject: Bugünki yazınız

Turgut Karabekir
8/25/08

to obursali

Orhan bey:
Cevabınız için de, ayni düşüncede olduğumuz için de çok mutluyum.
Evvelce fazla vaktinizi almamak için özetlemiştim. Mademki bu konuya önem verdiniz size aşağıda birkaç gün evvel tekrar bir düşünce ortamı yaratmak için hazırladığımız bir metni iletiyorum.
Konuyu bir yazı serisi yapacağınıza da çok sevindim. Girişiminizin diğer değerli yazarlarımızı da harekete geçireceğini ümit ederim.
Saygı ve sevgilerimle,
Turgut
Ps. Ben yazılarımda soy adımdaki tehlike nedeniyle ailemi düşünerek Ali Turgut kısmını kullanmaktayım.

Dünya enerji koridorunda olan ülkemiz dış güçlerin menfaat oyunlarının sahnesi oldu. Bu zor günlerde, sosyal yapımız bozulurken, ekonomimiz çökeltilirken, enerjide ve tarimda bağımlı hale getirilirken, CHP ne yaptı ve ne yapmayı düşünüyor?
Türkiye’yi üstüngüçlere bağımlı hale gelmesi, 55 yıldır iktidara gelenlerin kendi çıkarlarını ülkeninkilerin önüne koyarak, iktidarda kalabilmek için verdikleri tavizler yüzündendir.
Batı kendi çıkarlarına uygun olarak; din ve ırk ayrılımlarını üretti, ılımlı İslam cübbesinde yobazlığı geliştirdi, halkımızı ikiye böldü, tarımımız çökeltti, üretimin yerine faiz ineği getirerek, bizi borçla yaşar duruma soktu.
Partiler ve mensupları ya bu yöntemlere uydu, ya da bunlara karşı koymak yeteneğini gösteremedi.
20. yüzyılın yarısından beri ana muhalefet partisi olarak bilinen CHP’de ayni başarısızlıkları sergiledi, hala sergiliyor.
Basın olayların ayrıntılarıyla akıntıda sürükleniyor, halka sadece iktidar hatalarını söylemekle yetiniyor.
Ne muhalefet partileri ne de basın ileri dönük bir yatırıma, bir seçeneği yaratmaya, çaba göstermiyor.
21. yüzyılın, özellikle Ortadoğu’nun zor şartları içinde; seçenek üretemeyen, toplumuda temel oluşturamayan, olan temelini kaybeden bir parti, kendi örgütünde diktatörlüğü kurmuş bir başkan, bu antidemokratik kurallara imzalarını koymuş yandaşları ile, kurulan kapandan bizi çıkaramaz.
Muhaleftin ve basının, iktidarları suçlamakla vardığı yer AKP’dir. AKP’nin yanlışlarını değil, nasıl ve neden başarılı olduğunu anlamadan, anlatmadan, geçmişden ders alıp kendimize yeni bir çağdaş yol seçemeyerek vardığımız yer bellidir.
Düştüğümüz çukurdan çıkmanıın yegane yolu: laik, demokratik, Atatürk ilkelerine sadık, temelini topluma, işçiye, sanayiciye, üretime, ve çiftçiye dayayan, dışarıya bağımsız bir seçenek yaratmak, bilime eğitime değer vermek, bilinci arttırmaktır.
CHP’nin oyverenlerin baskısına karşı yenilenme yerine giriştikleri parti programı değişikliğiyle göz boyama çabası, utanç vericidir.

CHP’nin yıllardır beklediğimiz yapıya geçmesi için çok az vakti kalmıştır.
CHP bu alternatifi yaratmak dirayetini gösterse de gösteremese de, ismi ne olursa olsun, bu oluşuma yardımcı olmak, her vatanseverin, özellikle özgürlüğünü koruyabilmiş basının sorumluluğudur.
Aksi halde, 21. Yüzyılın insafsız şartları altında, bir sömürge olmamız yakında Batı tarafından gerçekleştirilecektir. Bu bir komplo teorisi değil, gözle görülür gerçektir.
Birkere daha, CHP’ye ve mensuplarına, şayet değişmezlerse ayni oyu bile alamayacaklarını, diktayı kırmalarının, topluma ve kaybettikleri temele açılmalarının, vatan hizmetine dönmelerinin önemini hatırlatıyoruz.

About The Author