Duman

 

Aşağıdaki yazım 06 Ekim 2005 tarihinde yayınlanmıştı. Tam bir yıl önce:

“………………. Yaprak dökümü demek bahçe sahipleri için yaprakları toplamak demek oluyor. Toplanan yaprakları da yok etmenin gerektiğine sanıyorlar, ve yakıyorlar. Yemyeşil ovada, o tertemiz billur gibi havada, yer yer dumanlar yükseliyor, rüzgar olmadığı için ovanın büyük bir kısmının üzerini bir ölüm örtüsü kaplıyor. Ovadakiler bu duman ile sabahı karşılamaya mecbur oluyorlar.

Bu konuda daha önce iki defa yazmıştım amma kimse aldırmadı, hiçbir önlem alınmadı, ziyanı yok ben gene, birşeyler oluncaya kadar yazacağım, bunun yöreye karşı olan borcum olduğuna inanıyorum.

Bahçenin bir kenarında kompost yığınları yaratmak çok az yer alan birşeydir. 1.5 metre çapında ve 1.5 metre yüksekliğinde örgü telden yapılmış bir kompost köşesini doldurmak için pek çok atık gerekir. Buraya konan atıklar, örneğin ot, yaprak, çimen kesiği, sebze artıkları, tavul kemikleri, balık kılçıkları, meyva artıkları ve benzeri şeyler. biraz rutubetli tutulduğunda çok zaman kendiliklerinden tahammür ederek iki yıl içinde kompost haline dönüşürler.

Torbayla satılan kompostun fiyatıyla karşılaştırıldığında bedava elde dilmiş olan bukadar kompostun bir servet olduğu meydana çıkar. Genellikle kompost yığınları yanyana ikitane yapılır. Bu suretle birisi gelişirken diğer gelişmiş olanı kullanılmaya hazır durumundadır. Ufak bahçelerde ölçüsü daha ufak olan iki tane yapılması da ayni işi görür.

Yarımadanın bütün bahçelik yerlerinde bol mikdarda atık meydana gelir, ve hâlen bunların çoğu yakılmaktadır. Bu hem büyük bir ziyan hem de yöreyi kirletmek olduğundan bütün belediyelerin her türlü yakma uygulamasını yasak etmeleri yerinde olacaktır. Bu meyanda kendi çöplüklerinde de yakma uygulamamaları gerekir.

Belediyeler halka atıkların faydalı olarak kullanılabileceği hakkında bilgi verebilirler, ve yakmanın zararlarını da belirterek yeni bir uygulamaya başlayabilirler. Bu işlem neticesinde de bir uygar harekette daha bulunarak havamızı temiz tutmak gayretini göstermiş oluruz. Zaten bunu biz kendimiz yapmazsak yakında AB sevdası içinde bize zorla yaptıracaklardır. Çünki bu anlayış batıda otuz yıl evvel yerleşmiştir.

Yarımadamızın bütün Belediye başkanlarından bu konuda hassaiyet göstererek gereken grişimleri yapmalarını, ve her türlü yakma uygulamasını yasaklamalarını rica ediyoruz.

 

Batılaşmak sevdasında olanlar, AB hayaliyle değerli günlerini yetirenler, neredesiniz? Ben günlerdir gene bu katliyamın yapıldığını, servetin yok edildiğini, yörenin kirletildiğini, içim yanarak seyrediyorum, Ya siz neredesiniz?

Bu gün Ören’e kadar gittim. Bitez’den başlayarak, geçtiğimiz hemen hemen her bölgede yapraklar yakılmakta, dumanlar yükselmekteydi. Bunların arasında gübre yapıp yararlanacağına, yapraklarını yakan bir fidanlık bile vardı. Köylüsü, kasabalısı, şehirlisi, okumuşu, okumamışı, herkez servetini yakıyor, havayı kirletiyor. Yetkililerimiz de buna hâlâ yıllardır seyirci kalıyor!!!!!

Amma üzülmeyelim, on-onbeş yıl gibi yakın bir zamanda AB komseri gelecek ve ensenize tokadı indirecek, –Bre cahil, servetini yaktığın yetişmiyor bir de havayı kirletiyorsun, diyecek, ve cezayı da çatır çatır yazacak.

Gerçekte bunlarda olmayacak, çünki biz zaten AB ye girmeyeceğiz, komseri zaten gelmeyecek, ve siz hâlâ yakmakta devam edeceksiniz.

Bu duygusuzluğu gösterenlere, komser değil dayak gerek.

 

About The Author