30 Ağustos Bayramı
Column: 1
Sevgili okurlarım, içine düştüğümüz ortamda, bütün geleneksel ve milli değerlerimiz yozlaştırıldı, dinî bayramlarımızı çarpıtıldı. Zâten çağımızda anlamını yetirmiş olan ve birçok olumsuzluklara neden olan Kurban bayramında neyin kutlanmakta olduğu sorgulanıyor. Vaktiyle yapılan uygulamada bir nebze işe yarayan bu âdetin, başka tür yardımlarla yerine getirilebileceğine inanıyorum.
Eskisi gibi kutladığım; 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim bayramlarımızdır. Bu günü fırsat bilerek, mevcut durumumuzdan ötürü, yeni yazmış olduğum şiirimi sizinle paylaşmak istedim:
30 Ağustos
Yasaklasan da bayramı,
Kudretin yok durdurmayı,
Sevmeyi, yaşatmayı;
Bu vatanı kurtaranı!
Onu tanımayan yobazlar,
İzini silmeye çalışanlar,
Sevr hayâlinde, düşmanlar;
Biz andıkça, ondan korkacaklar!
Turgut Karabekir, 2020
30 Ağustos 2020 Zafer bayramınızı kutlar, Sevgili Atatürk’ü rahmet ile anarım. Gelecek bayramların daha hür bir ortamda geçmesini ümit ederim.
Perşembe sabahı “Güne başlarken” isimli programında Sayın Can Ataklı gazetelerin başlıklarını yorumlarken Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Akdeniz sorunları hakkında bir gün evvel yaptığı konuşmanın Anadolu Ajansı tarafından Sözcü gazetesinde yayınlanmasının yasaklanmış olduğunu, gazeteden okuyarak gösterdi. Ve AA’nın halkın kurumu olduğu nedeniyle bu hareketin yasal olmadığını ve yapılmaması gerektiğini belirtti. Tabii ki haklıydı, teşekkür ederiz. Ancak arkasından şunu ekledi, “ ……. fakat buna karşı çıkacak hiçbir kurum bırakmadılar”! Gayretlerinden ötürü çok takdir ettiğim Sayın Ataklı’da muhakkak bilirler:
Bütün kurumlarımız yok edilmedi. En büyük kurumumuz, en büyük gücümüz, halkımız yok edilemedi! En az 40 milyon Atatürk ve devrimleri, Cumhuriyet sistemimiz ve demokratik, laik bir devletin koruyucusu olması gereken halkımız var. Her şeye rağmen onun varlığını göz ardı edemeyiz.
Column: 2
Zâten sorunlarımızın çoğu 80 yıldır gelen iktidarların ve muhâlefetin, halkımızın varlığını ön planda görmemiş olmasından kaynaklanıyor. Halkımıza denetleme sorumluluğunu öğretmemiş olmamız ve onun gerekenlere yeteri kadar karşı çıkmamasından kaynaklanıyor.
Halkımız Sayın Ataklı gibi geride kalan 3-5 vatanseverimizden kendilerini aydınlatmalarını, bilgilendirmelerini bekliyor.
Herkese Atatürk’ün üstün öngörüsü ile söylemiş olduğu şu sözlerini hatırlatmak isterim:
“Basın ulusun ortak sesidir. Bir güç, bir okul, bir yol göstericidir” Bu sözler yazarlarımız tarafından yerine getirilmiyor!
“ ( …… ) aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidâra sâhip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyânet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sâhipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyâsi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahî vazifen, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır!
Soruyorum, bunun ne anlama geldiğini kaç gencimize öğrettik? Hatırlattık? Hatırlatıyoruz?
Yazarlarımızın görevi: yapılan yanlışları tekrar ve tenkitle yetinmek yerine, Atatürk’ün sözlerini hatırlamaları ve halkımızın bilmeleri gerekenleri tekrar etmeleridir.
Hiç kimse, özellikle gençlik, bilgi olmadan hareket edemez. Ülkenin ana konularını gündemde tutmak ve onları bilgilendirmek te elde kalmış olan birkaç aydınımızın sorumluluğudur.
Demokratik ve yasalara uygun olarak hareket etmeyi de, neyin ne olduğunu da halka anlatacak onlardır.
Onlardan Atatürk’ün dediğine uymalarını “bir güç bir okul bir yol gösterici” olmalarını bekliyorum.
Bugün, aynen 110 yıl önceki gibi yapyalnızız kalmış bir ülkeyiz. Etrafımız bizi parçalamak isteyen ülkelerle dolu. Bu durumu derin uykuda olan bir toplum düzeltemez. Halkım uyan! Gene kan dökülmesine neden olma!
Column: 3
Son Yorumlar