Bekir Coşkuna yazısı hakkinda
Selam Bekir bey:
Hatırlarsanız sziz yıllardan beri takdir eden bir okuyucunuzum.
Seçim kazanmak için tek çare olarak önerdiğniz yazınıza da katılıyorum. Amma aynı zamanda da bu girişim olabilse de, ytersiz olduğunu vurgulamak istiyorum.
Öncelikle, biz söylediğiniz girişimleri yapabilecek aydın yetiştirmedik. Yüzde üç yüksek tahsilisi olan bir ülkede, olanların da yarısının dogma ile hareket ettiği bir ülkede, beklediğiniz girişim ancak taksim meydanına kısıtlı kalır, anıt kabirde Atatürk resmini yapmaktan öteye gidemez. Bunun ötesini başarmak için gerçek aydınların sayısının etkin olabileceği boyuta erişmesi gerekir.
Diğer bir husus da baskı yapılmasını önerdiğiniz muhalefet! Allah aşkınıza Türkiyede muhalefet mi var? Bizdeki muhalefetler ABD kurgusuyla seçilmiş ikdidarların başta kalmalarınbı sağlamak için kurgulanmış örgütler olarak çalışıyor. Yakın geçmişte hiçbir karşı hamlede etkin olduklarını gördükmü?
Bahçeli her gerektiğinde, aldığı emirle, ikdidarı dar boğazdan çıkardı ve çıkaracaktır.
Baykal yıllarca bağırmaktan başka hiçbirşey yapmadı, üstelik RTE’ın başa geçmesine oy verdi.
Kılıçdaroğlu daha geçen gün bizim kimseyle birleşmeye ihtiyacımız yok dedi. Üstelik onu parti başına damdan dişer gibi kim getirdi acaba? Kaç yıldır kınamaktan başka ne yaptı ki?
Partiler içinde aklı başında birkaç kişi çıkınca, sıkıya dayanamıyor, oldukları yeri düzelmekle savaşacaklarına ayrılıp yeni parti kuruyor ve sorunumuzun büyümesine neden oluyorlar.
Bizim muhalefetimizin görünüşü, iktidara zarar vermememk için var olan örgütlerdir.
Hepimiz biliyoruz ki, muhalefet birleşik olarak seçime girmezse, kazanmak şansı sıfırdır. Bütünleştirilmiş bir yüzde elliye karşı, parçalanmış bir yüzde elle ne yazar?
Ben bunu yıllardır yazmaktayım. 7 Temmuz ve 16 Temmuz 2010 tarihinde Cumhuriyet gazetesi sayfa 2 de çıkan makalelerimde de en son bu konuyu irdelemiştim.
O tarihten beri kaç yazarımız birleşmenin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi? Hemen hemen hiç biri.
Büyük bir cehalet ve aldatmaca içerisinde dibe vurmak üzereyiz, bizi buradan çıkaracak yeterli gerçek aydınımız da yok! Gerçek de bu, sorunumuz da bu.
Ben 86 yaşındayım ve hapislerde ölmemek için artık istediklerimi yazamıyorum. Ancak en önemli sosyal eksikliklerimizi dile getiren yazılar yazmakla devam ediyorum. Onlar da aktüalite olmadığı için yer bulunmuyormuş! Cumhuriyet Gazetesi Bilim ve Teknoloji’de ancak 5-6 haftada bir yer açılıyor! Amma bilmeceye her hafta yer var!!!!
Bekir bey, sorunumuz bir tane değil. Esas sorumlular da RTE gibiler değil. Onlar aportünist. Esas sorumlular 50 yıldır yaptıklarıyla bizi onların eline bırakanlar.
Şayet bizim bir avuç aydınımız bunu hâlâ anlamamışsa ve bu yenilgiyi kabul ettikten sonra ileriye dönük bir gayrete girmezse, gelecek için de ümit kalmamıştır. Buna rağmen gün doğmadan neler doğar diyelim. Bununla beraber unutmayalım ki hayalle yaşayan s… s… ölür.
Esenlikle kalınız, elleriniz dert görmesin, başarılar dilerim.
Son yorumlar