karayollarından Bitez gavşağı yazıma yanıt ve yanıtım

Sayın Yakup Dost
Genel Müdür
Kara Yolları genel Müdürlüğü
Trafik Güvenliği Dairesi Başkanlığı
Temmuz 31/ 2014
Bodrum, Bitez kavşağı hakkında.

Sayın Başkan:

Ufak aksaklıklar olmasına rağmen, büyük bir tehlike yaratmadan işleyen Bitez kavşağı, ana yolun onarımı akâbinde yeniden tasarlandı ve işlemeye açıldı. Bu işlemle beraber de inanılmayacak bir acîbe yaratılmış oldu. Binlerce insan, her allahın günü, kelleyi koltuğa alarak, dünyada eşi emsali olmayan bu kavşağı kullanmak zorunda. Can ve mal kaybı her an gelebilecek bir olasılık.
Kavşak Çevre yolu üzerinde, bir yönde Bitez köyüne ve diğer yönde Bitez senayi bölgesine giden yolların kesiştiği noktadadır. Çevre yolu Bodrum’u, yarımadanın batısına bağlayan ana arterdir. İki şeritten oluşur ve süratli bir yol olmanın her karakterine sâhiptir. Kesişen yollar ise tek şerit olmalarına rağmen, kavşağa girişler iki şerit olarak verilmiştir.
Kavşak dairesi hiçbir manevraya, şerit değiştirmeye, zaman ve mesafe vermeyecek kadar küçüktür.
Halkımızın çoğunluğu, yol hakkının daire içerisindeki aracın olduğunu bilmemektedir. Bunu belirmek için işaretler konmuş olmasına rağmen süsücülerin yaklaşık %90’ı bu kuralı dinlememktedir. Kurala uyanlar ise, kaosa daha fazla katkıda bulunmakta ve tehlikeyi arttırmaktadırlar.
Şayet arç kullananlar yol hakkının daire içinde olnın olduğunu bilmiş olsalardı, büyük bir olasılıkla, çok zaman, ana yoldan gelen araçların daireye girmesi hemen hemen imkânsız olurdu.
Burası bir ölüm kavşağı niteliğindedir. Böyle bir kavşağın vaktiyle ışıklarla idare edildiğinde çalışırken, neden bozularak bu hâle getirildiğini anlamak ise mümkün değil.
Ana yolun iki tarafında da, iş yerleri ve bankalar bulunuyor. Bunlar arasında gidip gelmek zorunda olan yayalara ise, hiç bir çağdaş geçme imkân ve hakkı tanınmamıştır. Her dakka var olan kaosa bir de yayaların kendilerini yola atmalarıyla doğan sıkıntı ve tehlike ilave olmaktadır.
Işıksız çalışan, bukara çok gereksinimi kapsayan, yeteri kadar şerit sağlanmamış, yayaların da kullanması gereken, bukadar küçük bir dairenin, hiç bir çağdaş ülkede de eşi emsali de yoktur.

Sayın Başkan, şayet bu kavşak doğru yapılmış olsaydı, öncelikle bukadar küçük olmaması gerekirdi. Ayrıca, dur işaretinde durmayan, kırmızı ışıkta geçen, istediği yerde sollayan, istediği hızda giden sörücülerin bol olduğu bir toplumdan, böyle bir yetersiz daireyi kurallara uyarak kullanmalarını beklemek, hiç de gerşekçi değil. Bunun kanıtı her an yaşanan kaos.
Bütün kavşağı baştan tasarlamadan alınabilecek önlemleri şöyle sıralayabiliriz:
Öncelikle bizim kural bilmeyen ve dinlemeyen sürücülrümüz var oldukça, bu kavşak ışıksız çalışamaz, çalıştırılmaya da yeltenilmemelidir.
1) Her yol başına ışık konmalı,
2) Yollardan çıkışları ve yollara girişlerin kavşağa girmeden sağa dönmeleri için dairenin dışına şeritler ilave edilmeli, bu şeritlerin yollara çıktıkları yerde (dur) veya (sola yol ver) işareti konmalı,
3) Daire kenarındaki ışıkların zamanlaması:
a) Ana yol her iki yönden de, ayni zamanda, 60 saniye, bu bittikten sonra,
b) Bitezden gelen yan yol, 30 saniye, bu bittikten sonra,
c) Senayiden gelen yol, 30 saniye.
4) Işıkların kırmızı olduğu dönemlerde, 15’er saniyelik gecikme ile, yayaların yolları geçebilmelerine de olanak sağlanmalı.
5) Bu sistem ile kavşak için bir ışık devresi 2.5 dakkada tamamlanabilecektir. Benzeri bir ışıklama, yayalara imkân tanımamakla beraber, daha komplike durumu olan Gümbet kavşağında uygulanmıştır.

Sayın başkan, muhakkak ki emrinizde bu kavşağı tasarlamış olanların dışında, çağdaş ülkelerde bulunmuş, benden daha fazla deneyi olan, elemanlar vardır. Bilgili kişileri vazifelendirerek gereken düzeltmelerin yapılabileceğine inanıyoruz ve ümit ediyoruz..
Bodrum sakinleri olarak, her gün maruz kaldığımız tehlikelerden bizi kurtarmanızı saygılarımızla rica ederiz.

Turgut A. Karabekir, Y. Mimar, AIA
Bodrum, Muğla
turgutk@gmail.com

CC. İzmir 2. Bölge Müdürü sayın Abdülkadir Uraloğlu: bol02@kgm.gov.tr
Bodrum Belediyesi başkanı Sayın Mehmet Kocadon: info@bodrum.bel.tr

Turgut A. Karabekir
9/6/14

to info, bol02, Muğla

31 Temmuz 2014 tarihinde bu yazıyı sizlere göndermiştim. Bir vatandaş başvurusuna yanıt almak beklentisindeydim. Böyle bir yanıt gelmedi.

Dün bu konularda Cumhuriyet gazetesinde çıkmış olan yeni yazımı ekliyorum.
Yetkili makamların konuyu ciddiye alarak yanıt vermesini beklediğimi arzederim.
Saygılarımla,
Turgut A. Karabekir

Turgut A. Karabekir, Y. Mimar, AIA
turgutk@gmail.com,
Cumhuriyet Gazetesi, Bilim ve Teknoloji eki, sayfa 18, 09 Eylül 2014

Alışmış, kudurmuştan beterdir
Eğitimde ve sosyal hayattaki yozlaşmalar, ülkelerin geleceğinin nekadar karanlık olacağının göstergesidir.

Geçen yıl Türkiye’de yaklaşık 130 bin motorlu araç kazâsında 2,500 kişi ölmüş ve 221 bin kişi yaralanmış. Kazâların çoğu Cumartesi günleri ve Ağustos ayında olmuş. İnsanların çalışma günlerinde genellikle zamânın daha kıstlı, tatil günlerinde ise daha bol olduğu bilinir. Bizde ise, halkımız tatilde iken, daha rahat ve sâkin hareket edeceğine, daha fazla kazâ yapmış, daha fazla can kaybı olmuş.
Bu kazâların, aracı olan veya olmayan, herkeze yansıyan faturasını bir kenera bırakalım, mânevi ve sosyal boyutuna bakalım: Uygarlaşmamış insanların kontrollerinde, kolayca can alacak bir ölüm makinası olabilecek araçları, kendi hayatlarına da, başkalarının hayatlarına da, değer vermeden ve haklarına saygı duymadan, kullandığını izliyoruz. Şayet bu kişi zâten aracını; yol ortasına park ediyorsa, sizin aracınızı hapsediyorsa, dur işaretinde ve kırmızı ışıkda durmuyorsa, yollarda postalanmış âzami sürati nerdeyse iki misli geçiyorsa, virajlarda bile solluyorsa, olanlara hayret ne gerek.
Bu tür olaylar için suç çok zaman, köylüye ve câhile atılır, gerçek ise tam tersidir. Bodrum’da yaşayanlar bilir; dışarıdan gelen ve çoğunlukla Ankara ve İstanbul plâkalı araçlar, okullar kapanınca Bodrum’a akın ettiğinde, yollar can pazarına döner. Saygısızlık, başkasının hakkına tecavüz ve kazâlar, zirveye çıkar. Beyaz yakalılarımız, en çok saygısızlığı yapan ve en çok zarârı verenlerdir.
20 Haziran’da çıkan yazımda, yanlış uygulanan trafik işaretlerinin, nasıl öğrenilmiş alışkanlıklara neden olacağını anlatmış, bu alışkanlıkların kuralları dinlememeye bir türi öğretim olduğunu belirmiştim. Bu gözlemlere birkaç örnek daha ilave etmek faydalı olacak.
Bodrum’da Torba kavşağı son ondört yıl içinde dört defa tasarlandı. Bir keresinde kavşak tasarımı 28 ışık içeriyordu. Bir gün bile doğru çalışma şansı olmayan bu tasarımda, yavaş yavaş ışıklar söndü, trafik eskisinden beter bir kaosa döndü, yaklaşık iki yıl içinde ışıklar kaldırılarak yeniden tasarlandı, amma o da çalışmadı. Şimdi kullanılan dördüncü ve son (!) şekli de nihayet alt geçit yapımıyla tamamlandı. Son şekli dâhil, bu tasarımların hiçbirinde, Karayollarına yapmış olduğumuz bütün önerilere rağmen, yeterli boyutta yavaşlama ve hızlanma şeritleri ilave edilmedi. Bütün bu tarjikomik sürede, sürücüler, işaretleri geçmekte, kurallara uymamakta devam ettiler. En tanınmış sanatçılarımızdan birisi dâhil, bir çok can kaybı oldu. Yetkililer yanlış uygulamalarla, sürücülere yasaları çiğneme eğitimi vermiş oldular, hâlâ da veriyorlar.
Bodrum’da Gümbet kavşağı çok tehlikeli olmamakla beraber, Doğu-Batı yönünde çok hatâlı bir kavşak. Batı yönünde ilerleyen bir yabancı için, farkında olmadan kâza yapmak nerdeyse doğal. Yolun sağındaki işâret her şeridin ileri gidebileceğini gösterdiğ halde, hiç bir uyarı olmadan, dört şerit iki şeride daralıyor ve araçlar ânîden şerit değiştirmek zorunda bırakılıyor. Kurallar çiğneneniyor,ters eğitim devam ediyor, hikâye uzun …..
Kabûl edilebilecek bir emniyet payıyla çalışmakta olan Bodrum’daki Bitez kavşağı, bilinmeyen bir nedenle yeniden tasarlandı. Dünyada eşi emsâli olmayan bir acîbe, bir kaza fabrikası yaratıldı.
Trafik dairesinin içinde olan aracın, yol hakkına sahip olduğunu bilmeyen bir topluma, trafik ışıksız bir daire yapılmasını anlamak, çok, amma çok zor. Üstelik hızlı bir ana yol üstünde olan, dört girişli, bukadar küçük daireli, ışıksız kavşağın, dünyada eşi yok, olamaz. Teknik yanlışlıkları sıralamak bu satırlara sığmaz, ancak yapılan yanlışlıkların, kuralları bilenlerin onları uygulayamamasına, bilmiyenlerin ise kuralları çiğnemesine neden olunması, gene bilgisiz yatkililerin suçu. Halk, kelle koltukta tehlikeler içerisinde kalmanın yanında, tekrar tekrar kurallara uymama eğitimi almaya devam ediyor!. Bu kavşağı kullanmamak için başka bir seçenek olmaması da, tehlikeyi zorunlu yapıyor.
Halkımızın dikkatine geçici de olsa birkere daha gelmiş olan Soma’daki ihmaller ve yasalara aykırı uygulamalardan doğan can kayıpları, ülkemizde yanlız madenlere kısıtlı değil. Yollarda, yüzler değil, binler ölüyor. Hatâlı uygulamalar yapmak yolunda çok başarılıyız. Yasalara, kurallara uymamaya alıştırılan halkımız, karşısına çıkan yanlışlıklara da uyum göstermeye eğitilmiş oluyor. Alışkanlıklar, kurallara aldırmamaya dönüşüyor.
Araç kullanmak artık bütün toplumun en çok yaptığı işlerden birisi. Birçok insan her gün saatlerce zorunlu olarak bunu yapıyor. Trafik kurallarına uymayarak yaratılan alışkanlıkların basit bir ayrıntı olarak düşünülmesi, çok büyük hatâ olur. Halk eğitilmedikçe, kurallara, kanunlara uymamak cezalandırılmadıkça, günlük ve geçici bir olay olmaktan çıkar ve kabul edilmiş alışkanlıklar haline dönüşür. Yâni Devlet, yanlış uygulamaları ile halkını, yürürlüğe koyduğu kuralları dinlememeye, alıştırmış ve eğitmiş olur. Bu alışkanlıklar da yanlız trafik konusuna sınırlı kalmaz, hayâtın birçok sıralarında kuralların çiğnenebileceği inancına varılır. Bu sosyal yozlaşmanın nerelere kadar varacağını anlamak için de kehânet gerekmez, etrafımıza bakmak yeterli.
Halkımız umursamamaya alıştırılmış!. Padişah “Halkım koyun ben de çobanlarıyım” dediği zaman, haklıymış. En çok başarılı olduğumuz, sesimizi çıkarmadan oturmak.
Ben bunları herhangi bir politik gâye ile yazmıyorum. Çünki bu sorunlar yeni değil, uzun yıllardır olageliyor. Zaten bizim susup herşeyi kabul etmek eksikliğimiz de yeni değil.
Vatan bizim vatanımız, bozukluklarını da düzeltecek olan gene biziz. Başkasından medet ummanın arkasına saklanıp, sadece iktidarlardan şikayetle yetinip, kendimiz aldatmayalım! Herkez Belediyeye, Bakanlığa gidebilir veya yazabilir, sorunları yetkililerin dikkatine getirebilir, bu bizim hakkımız ve görevimiz. Medya ise, para getirmese de, birazcık olsun temel yozlaşmalara yol açan sosyal konular üzerinde durmalı. Onların katkısı olmazsa, halkın işi çok zor olur.

bol02 9/10/14

Sayın KARABEKİR; Milas-Bodrum-Turgutreis yolu üzerinde bulunan Bitez kavşağı …

Turgut A. Karabekir
9/11/14

to bol02

Ben de zaten ayni şeyi dikkatinize getirmek istemiştim.
Halkımız yasaları bilmiyor ve bu yüzden kaos yaşanıyor. Lütfen birisini gönderiniz ve kavşakta neler olduğunu izleyiniz.
Yasaları bilsinler demek sorunları çözmüyor.
Halkın yüzde sekseni yol hakkının daire içindekinde olduğunu bilmiyor. Bilsinler demek de gerçekçi bir yaklaşım değil. Öğretmek için yerde çizili olan işaretler de kafi gelmiyor.
Yani bu sistem kağıt üzerinde çalışabilir, amma uygulamada çalışmıyor. bunu sizler de gelip görebeilirsiniz ve gördükten sonra kararınızı vermeniz daha yerinde olur.
Saygılarımla,
Turgut Karabekir

About The Author