Sorun ABD yapıtı demokrasi mi!

Demokrasi götürmekle övünen ABD’nin kurucuları Cumhuriyet sistemini seçerken, anayasalarına bilinçli olarak Demokrat kelimesini koymadılar. Gelecek nesillere öncelikle Cumhuriyeti korumalarını öğüt verdiler.

Toplumlar, çoğunlukla önce tek-erk yönetimden takım-erk yönetime, sonra da temsilciler sistemlerine geçtiler. Cumhuriyetlerin oluşması, demokrasilerin doğması, sorunları çözemedi. Günümüzde oligarşiye dönüşmüş Cumhuriyet ve Demokrasilerin faşizme bile kaymakta olduğu izleniyor. Bu yozlaşmalara eğitim eksikliği yüksek olan toplumlarda daha fazla rastlanmasıyla beraber, kuruluş ilkelerinin büyük etkisi var.

Cumhuriyet, yönetim yetkisini, anayasasına, yasalarına ve hukuka bağlı kalmak şartıyla, halkın seçtiği temsilcilerine verir. Fakat temsilcilerin niteliği gene halkın niteliğine dayandığından, kusursuz değildir. Yeni yasaların da anayasa çerçevesinde yapılabilmesiyle bir ölçüde kontrol edilir. Anayasanın koruculuğu orduya verildiği de görülmüştür.

Demokrasi halkın çoğunluğunun yönetmesi olsa da, çoğunluğun tarifi kesin değil. Çoğunluk(!) istediğinde bir diktatör bile başa getirilebilir. Çoğunluğun istekleri, azınlıkların haklarını çiğneyebilir. Çoğunluk çok zaman bütün halkın çoğunluğu da olmaz. Çok partili sistemlerde azınlığın oyu bile, seçilmeye yeterli olabilir. Seçilenler halkın azınlığını temsil ettikleri halde, çoğunluğunu yönetme gücünü ele geçirirler. Bu yozlaşmanın sonunda, eski ismi kalsa da, tekım-erkliğe, tek-erkliğe, ve hatta faşizme kadar kayabilirler. Anaraşiye yol açılır.

Bu tür idare edilen ülkeler, dışarıya bağımlı olduklarında, üstün güçler tarafından daha kolay yönetilip, sömürülürler.

 

Bu kapsamda ABD’nin neden eğitimi gelişmemiş ülkelere demokrasi yerleştirmeye çalışması sorgulanmalıdır.

Ülkeler domokrasiye vakitsiz erişme çabaları yerine, kendi eğitim niteliklerini gözeterek, hukuk devletini ön planda tutan Cumhuriyeti korumalıdırlar.

 

Uygarlığa erişmek, dogmalarla değil, ancak eğitim ve bilim ile başarılabilir.

 

 

About The Author