İnsan, Din ve ölüm!

Remove the row

Column: 1

 

Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
İnsanlar mi dini öldürür, din mi insanları?

Üç tek (!) Allahlı dini ortaya çıkaran vâizlerin, kendilerine peygamber deneceğinden haberleri bile yoktu. Kitapları kendi yaşamlarında değil, yıllar sonra başkaları tarafından yazıldı. Kendi zamanlarında çok daha temiz, mantıklı ve zamanının sorunlarına çözüm üreten öğütleri, sonradan gelenler tahrif ettiler. Dincilerin, dini kullanarak insanları sömürüsü, binlerce yıldır, inananı da, inanmayanı da kasıp kavuruyor.

Nasıl olmuş ta aynı Allah birisinde, “Siz seçilmiş insanlarsınız ve şu topraklar sizin içindir, oradakileri öldürün alın” diyebilmiş? Diğerinde, nasıl olmuşsa baba, oğul ve kutsal ruh olarak bölünmüş, ama daha insancıl olarak, “Öldürmeyeceğim” sloganını kullanmış? Sonuncusu, “Benimle kul arasında hiçbir varlık yoktur” diyecek kadar kişisel ve ruhsal olmuş?

Nasıl oluyor da bu Tek Tanrı kendi evlatlarının birbirlerini öldürmelerine seyirci kalıyor? Binlerce yıldır Tanrının söyledikleri tahrif edinilirken, kendi evlatlarının boğuşmasına, evreni yaratacak (!) güçteki Tanrı, seyirci kalıyor?

Üç ayrı grubun birbirleriyle savaşından fazla, dinler kendi içinde, onun tarifi ve söyledikleri üzerinde anlaşamayıp savaşıyorlar!

Bu gereksiz savaşların sayısı burada sıralanamayacak kadar çok. 7 yıl, 30 yıl, yüz yıl, (……) sonu yok. Ortadoğu’da kutsal toprakları Müslümanlardan arındırama bahanesiyle, 200 yıl haçlı seferleri yaparak geçtikleri yerleri, Konstantinopolis dâhil, talan etmişler. Son birkaç yüzyılda bile Avrupa’da Hristiyan birbirlerini boğazlamış, 10 milyondan fazla Hristiyan ölmüş!

Yugoslavya’da katledilen binlerce Müslümanın daha kanı kurumadı! Ortadoğu’da Müslümanlar hâlâ birbirini öldürüyor! Batı mutlu!

Dindar insanlık bunları kabul etmiş ve inançlarıyla tatmin olmuş görülüyor! Şairin, “Gidenin her biri memnun ki yerinden, dönen yok seferinden” dediği gibi, her hâlde kan dökmekten hoşlanıyorlar!

Toplumlar yalınız Hahamlardan, Papazlardan ve Hocalardan oluşmuyor, âlimler, bilgeler, tarihçiler, matematikçiler ve sadece birbiriyle huzur ve kardeşlik içinde yaşamayı seçmiş kişiler var. Neden bunların hepsi yüzlerce yıldır seyirci? Bilerek yapanlar olsa da, onun dışındakiler neden suskun?

Herkes 2000 yıl eski bir gasp çağrısına uyarak yaşamaya mı şartlanmış?

Bütün toplumlar uygulanan sömürüyü ve dolayısıyla insanlığı kasıp kavuran vahşete

Column: 2

 

Gezegenlere gitmeyi başaran çağın zekâsı, kimin ne zaman neden söyleyip söylemediğini bilmediği farklılıklar yüzünden birbirlerini öldürürken, nasıl sessiz olabiliyor!

Sevgili okurlarım siz Krona 19’u falan boş verin, toplumlardaki salgın bu! Dogmaya dayanan bu salgını açıklığa kavuşturmadıkça, daha binlerce yıl milyonların boğazlamasını seyreden işlevsizler olarak yaşarız.

Denetim sorumluluğunu kullanmayı bilmeyecek kadar ilkel olan bir toplum; bunların neden olduğunu kimin ve neden yaptığını bilirken, eğer yapanlardan şikâyetle ve tekrarla kendini tatmin ediyorsa, olanlara müstahaktır

İmamı Azam, Ebu Hanife (699-767) tahriflere düzeltmek için çabalamış ama Abbasi halifesi Ebu Ca’fer el-Mansur tarafından öldürülmüş. Tahrif edilen Müslümanlık hakkında Yaşar Nuri Öztürk 44 kitap yazdı ve Atatürk’ün Kur’anı tercüme ettirerek okuduğunu anlaması ve gerçek inanca geri getirmek çabasını gösterdiğini söyledi. Bazıları hâlâ Atatürk’ün dinsiz olduğuna halkı inandırmaya çalışıyor. İyi mi?

Lütfen en azından Yaşar Nuri Öztürk’ün “Allah’la aldatmak” kitabını okuyunuz.

Martin Luther (1483-1546), John Calvin (1509-1564) İmamı Azam dan yaklaşık 750 yıl sonra Hristiyanlık bakısını ve hurafeleri kaldırmak için çabalamışlar, 1500 yıldır halkı sömüren Katolik kilisesinin gazabına uğramışlar, ama Katolik, Protestan ve Kalvenist ayrılıkları doğmuş. Hazreti Muhammed’in ölümünden sonra Müslümanlıkta da kimin halife olacağı kavgasıyla Sunnî, Alevi ve Şii ayrılığı doğmuş.

Ama Allah bir! Bir olduğu hâlde onun gücünü varlığını korudukları inancıyla hâlâ birbirlerini öldürüyorlar. Bu komplodan başka ne olabilir?

Eğer evrene giden bu toplumlar huzura kavuşmak istiyorlarsa, evvela bu saçma sapan savaşlara son vermenin yolunda çalışmalıdır.

Herkesi kendi inancı ve inançsızlığıyla baş başa bırakmalıdır. Bilinmeyenler için savaşmak yerine, insanların birbirine yapması gereken çok daha önemli görevleri var.

Açlığı ve adâletsizliği ortadan kaldırmak, kardeşçe, sevgi ve saygıyla yaşamak gibi!

İsteyince kötülük oluyor, toplum isterse iyilik te olur

Column: 3

 

 

 

 

About The Author

0 Comments