Kadınlar günü nedeniyle

Remove the row

Column: 1

Yıl 1919, henüz hiçbir kongre yapılmamış, Mustafa Kemal arkadaşı İzzettin’le (Orgeneral Çalışlar) tamtakır bir otel odasında, oturuyor. Bütün rütbeleri alınmış, tutuklanma emri ve Şeyhü-İslamın zararlı fetvası da yayımlanmış. Yanında oturan İzzet’e, “İzzet kadınlara oy verdirmeliyiz” diyor. Ve yeni Türkiye’de kadınlarımıza oy verme hakkı, Avrupa’dan on yıl evvel, 1934’te veriliyor.

Asya’dan Fırat-Dicle bölgesine göç eden kavimlerde ve uygarlığın temelini oluşturan ülkelerde kadın daima ön planda, çok zaman da aile reisliğinin yanında ülke yönetiminde en yüksek mertebelerde olmuşlar. Üç havarî din çıkıp insanlar din baskısına sokularak, kolay yönetim hastalığı yayılıncaya kadar da sürmüş.

Birçok hayvan türü aile olarak yaşar. Hiçbir erkek hayvanın dişisini çalılar / örtüler altında sakladığı görülmemiştir. Erkek dişisini korumak için canını tehlikeye atar, ama onu darp ettiği de görülmemiştir.

Müslümanlık hakkında 40’tan fazla kitap yazan Yaşar Nuri Öztürk, halkın yüzyıllardır Allah ile dinciler tarafından aldatıldığını söyler. Özellikle de kadına yapılan ayrımın kaynaklarını irdeler. Kur’an’da, sonradan uydurulmuş hadisler ile ve bazı bilgisiz veya kötü niyetli ülemâların yorumlarından doğan ve çıkarlar için kullanılan anlayışın yayıldığını kanıtlar. Yegâne kısıtlamanın kadının göğsünü kapatması olduğu ve aynen erkeler için de geçerli olan mahrem yerlerini kapatması olduğunu belirtir. Başın örtülmesinin de zamanın yaşamında, câriyelerden ayırt etmek için o zamanın âdeti olduğu bilgisini verir. Râhibelerin ve bazı Hristiyanların da karalarla kapanmasının örnek tutulmasını, Müslümanlığı değiştirmek için kullanılan yöntem olarak algılar.

Benim hayat deneylerimde ve nazarımda, kadınlar daha çalışkan, başaralı ve tutarlı. İzlediğimiz bütün eylemlerde, baskılara rağmen, kadınlarımız çoğunlukta. Aynı zamanda da daha sebatlılar. Köylü kadınımız tarımımızın el emeği sultanı. Aynı zamanda, yuvayı kuran ve besleyen de o. Yüzyıllardır hiç değişmedi.

Column: 2

Hâlâ yapılmakta olan darpların yüzde doksanı şehirlerde. Temelinde de yerlerinde koparılıp kendilerine ait olmayan bir ortamda yaşamaya itilmiş erkelerin âcizliği ve bilgisizliği yatıyor. Görülenden anlıyoruz ki erkek kadından çok da ha fazla gabi. Erkek, din örtüsünde söylen yalan bile olsa inanmakla kalmıyor, hayvanların bile eşlerine yapmadığını, dindar geçindiği hâlde, bir “tanrı kuluna” yapmaktan çekinmiyor.

Bunlara neden olanların başında da yanlış bilgilenmiş softalar ve gözü kararmış yobazlar var. Kendi kadınlarını türlü yöntemlerle gözlerden saklarken akılları hep başka kadınlarda. Bunlar bir ağacın kurtları gibi toplumu içinden kemiren parazitler. İnançla ve dinle ilgisi olmayan, uydurma bilgilere kanmış ve işlerine geldiği için inanma yolunu seçmiş sahtekârlar. Bir bakıma kurbanlar.

Her kadınlar gününde ve olaylar üzerine haberlerde konu olan ve durdurulması istenen darpları konuşmak şâyet bir işe yarasaydı, bu güne kadar erkekler darp yapmayı durduracak önlemleri almış olurlardı. Almadılar ve dincilerin içindeki yobazlar önde oldukça almayacaklar.

Gelişmiş ülkelerdeki gibi kadınlarımız bu sorunu kendileri bir araya gelerek engellemek zorundalar. Yapmayanlara seslenmek hiçbir işe yaramaz. Kadınlar güçlü olduklarını bilmeliler.

Düzeltme yolunda bu seks sapıklarına çinsî ilişkinin doğanın var oluşunun nedeni olduğunu ve onu saklamanın, doğal olmadığını anlatmak, öğretmek gerekir.

Hiçbir değişim yukarıdan aşağıya olmayacağı bilinmelidir. Uyanışın da aşağıdan başlayarak, hurafelerden, yalanlardan ayrılmış bir inancın ve temel sosyal değerlerin var olmasıyla ortadan kalkacağının bilinmesi gerekir.

Bunu yapacak olan da ancak mağdur olanlardır, mağdur edenler değil. Teröristler genellikle bir gaye, yobazlar çıkarlar peşindedir.

Yobazları da bu tutumlarından kurtaracak ancak bilinçli bir halk yaratılmasıyla olabilir. Kadınlarımızın bu milli davaya öncü olmayı başarabileceğine inanıyorum. Darpsız bir güne varmak ümidiyle, kapalı veya açık bütün kadınlarımızın Kadınlar gününü kutlarım.

Column: 3

 

 

About The Author

0 Comments