Halk yoksa! (No 5  / 5)

Remove the row

Column: 1

 (No.4 yazımdan devam).

Tweeter’de yüzbinlerce mesajın % 99’u haberleri tekrar. O haberleri yaratan ve çöküşümüzün nedeni olan ana sorunlarla ilgisi yok. Binlerin tâkip ettiği birkaç ünlü yazarın tekrar ettikleri, yüzlerce defa tekrar edilmiş haberler ve onlar için yazılan “Ah ne iyi ettin de yazdın” denmesi. Yapıcı hiçbir değeri yok.

Yazılanlar İktidar ve Muhalefetin aralarındaki çekişmeler üzerine. Sanki bütün sorunumuz o. 80 yıldır halk unutuldu, sanki halk yok!

Basının ve muhalefetin halkı arkasına almak, aklına bile gelmiyor. Yapılandan şikâyetle, şikâyeti tekrar ile yetiniyorlar. Muhalefet, iktidârın yanlışlarının onları başarılı yapamayacağını hâlâ anlamadı. Esnafın kapısına gidip konuşmak oy toplamak için faydalı ama halk sâde esnaftan oluşmuyor. Halka ilişki kuracak ortamları yok. Onlara yazılanlara %99 cevap vermiyorlar. Halk onlara erişemiyor.

ABD başkanına yazın cevap alıyorsunuz, ama bizimkilerden ses çıkmıyor! Basın da, muhalefet te halktan kopuklar.

Ekonominin batık olmasının ve diğer ana sorunlarımızın temel nedeninin dışarıya bağımlı olmamızdan kaynaklandığından bahseden yok. Halkın algısı Dolar yükseldi ve anîden ekonomi battı! Gerçekleri onların anlayacağı şekilde anlatan da yok. Gerçek nedenin sâdece yolsuzluklar vb olmadığını ve nereden kaynaklandığını halk bilmiyor. Halkın sâde günlük durumu değil, durumun nedenini, yâni temel gerçeği bilmesi gerekir ki, düşünebilsin. Bilgisi olmayan hiç kimse fikir sahibi olamaz.

Bu konuda duyduğum, “Halkın bilgisi yok ki düşünsün”. Yanlış, halk ona bilgi verilmediği için düşünemiyor. Bilenler bilmeyenlerin kendiliklerinden öğrenmesini bekliyor. Hâlbuki onlar bunu yapacak yetenekte olsalardı zâten bilgili olurlardı. Onları bilgilendirmek, yetiştirmek bilgililerin görevidir. İlerlemek isteyen bir toplumda bu tutum millî bir sorumluluktur, bir görevdir. Uzun vade planlamasıdır.

Etrafınıza bakın, hattâ kendinize sorun: Bu ülkenin ana sorunlarının bağımlılıktan nasıl doğduğunu kaç kişi size söyleyebilecek bilgide?

Atatürk’ün, “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir” sözünü kaç kişi hatırlıyor, kaç kişi hedefimiz bu olması gerektiğini biliyor?

Enerjide, tarımda, savunmada, yargıda, ekonomide ve eğitimde bağımlıyız. Özgür deiliz!

Eğer bugün basın bunu hatırlamıyorsa bu en önde gelen gaflettir. Çünkü temelinden başlamayınca hiçbir sorun çözülmez. Halkımız da temelsiz binanın kiremitlerinin aktarılması ümidiyle özgürlüğünü yetirir.

Halkın en önde gelen eksiği bilgisiz bırakılmış olması. Biz halkı bilgilendirmekte etkili olmadıkça, halk kararlarını ilkel yaşam şartlarını gerçekleştirmek için veriyor. Zarurette olan açlığını giderene, ihtiraslı olan kıyak verene oy veriyor.

Column: 2

Biz de susarak bu yanlışın parçası oluyoruz. Toplumu ülke yapacak halk yok oluyor. Halkın olmadığı yerde de, bizim beğenmediğimiz yönetimler kol geziyor.

Bilgisiz halk, günlük temel yaşamını devam ettirebileceğini sandığına oy verir. Onu yaptığı zaman, köyüne yol getirdi diye oy veren durumuna düşer. O oyun arkasından bütün varlıklarının yok olacağını anlayamaz. O zaman da ona suçlu demek, aşağılamak, ülkenin bölünmesine neden saymak, bilenlerin sorumsuzluğu ve hatâsı olur.

Rus ihtilâli açların karnını doyurarak başarılı oldu. Karın doyduktan, işsiz kalınmadıktan sonra, özgürlüğünü kaybetmek bile sefaletle yaşamaktan daha iyi sayıldı.

Vatandaşlarının karnını doyurmayan bir yönetim tarzı er geç kaybeder. Ülkemizde bu sözde aydınımızın halkı unutmuş olmasından kaynaklandı. Boşluğu gören açlar da yönetimi ele geçirdi.

Başkalarını suçlamak ve kınamayı yaşam tarzı yapan bir toplum da hiçbir zaman ilerlemeyecek. Bizim yaptığımız gibi her gün biraz geriye gidecek.

Eğer yanlışları yapanlar, yâni biz uyanmazsak, durumu bilmeyenlerin bizi düzeltmesini daha çok bekleriz. Çünkü düzeltecek olan kendimiziz.

Bugün en büyük sorun bağımlı olmamız. Başta olanlar dışarıya bağımlı olarak hareket etmek durumunda oldukça, onlardan düzelme beklemek aptallıktan öte. Onları tenkitle yetinmek te dilimizden düşmeyen cehâlet. Bizi kurtaracak olan biziz.

Bağımlılıktan kurtulmadan kurtuluş olmaz ve diğer başlıklar düzelmez. Düzelir gibi olur ve tekrar çöküş geri gelir. 80 yıldır da olan budur.

Halkın bilinçli hareketini sağlamazsak, her önlem geçici olacak ve tekrar kötüye gidecek.

Halk ülkenin temelidir. Halkın temeli köylüsüdür. Köylüyü, bilgilendirmeden ve kalkındırmadan halk yaratılmaz.

83 milyon bir toplumun yüzde beşine yüksek tahsil yaptırarak ülke oluşmaz. Amma 40 milyon köylüyü bilgilendirmek ve kalkındırmakla ülkenin sarsılmayacak temelleri atılmış olur.

Biz basını zorlamadan basın görevini, Atatürk’ün sözünü yerine getirecek yetenekte değil. Biz bunu yapamıyorsak biz de daha iyi bir yönetimi hak edecek yetenekte değiliz. Olay bu kadar basit,

Atatürk’te bunu söylemiş: “Halkını cehâlete ve sefâlete teslim eden yöneticiler yok olmaya; cehâlet ve sefâlete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya mahkûmdur”

24 Kasım öğretmenler günüydü. Geçen yıl yazdığım gibi hiçbir yazı ve gayret olmadı. Binlerce öğretmen açlık sınırında çoğu işsiz idi. Şimdi bir yıl daha unutulacak. Bu oldukça da bu ülkenin evlatlarını yetiştirecek kaliteli çağdaş öğretmen olmayacak.

Bunlar gibi, ülkenin temel sorunlarını biz basına hatırlatmaz ve susarsak, başımızdaki yönetim bize çok bile!

Son.

Column: 3

 

 

About The Author

0 Comments