Kan dökülmesin!

Remove the row

Column: 1

”Sulhçu bir devrimi imkânsız yapanlar, kanlı bir devrimi kaçınılmaz yaparlar” (President John F. Kennedy)

Geçmişten ders almayanlar geleceğini belirleyemez ve er geç yok olmaya mahkûmdur. Biz, bize verilmiş olan bir dehânın bile kıymetini bilmedik ve onun yolundan ayrıldık. Özürlerimiz kusurlarımızdan beter. Yok olmaya koşuyoruz!

Siyasetçilerimiz hâlâ oy peşinde yanlış bağlar kuruyorlar. Halka dayanmak, onların desteğiyle var olmak yerine, nemalandırdıkları çevreleriyle yaşarken, ülke elden gidiyor.

Muhalefet partilerinin bile içinde demokrasi yok! Demokratik ve âdil bir seçime yollar kapatılmış. Bu utanç verici durumda bir sürü iyi niyetli insan neden biat ediyor, anlamak çok zor! Yıllardır değişimi bekleyenler, gelmediğini gördükleri hâlde ne bekliyorlar?

Cumhurbaşkanı adayları konuşulurken, ağıza bile alınmaması gereken isimler ortaya atılıyor. Kendi yok oluşunu hazırlayan muhalefet ne yaptığının farkındaysa bu vatana hizmet değil ihânet olur. Çünkü büyük bir olasılıkla; BOP’sinin kurguladığı son sahne oynanıyor. Bu seçimi de kaybetmenin dönüşü de olmayabilir.

Muhalefet ileri gelenleri oy kaybetmemek düşüncesiyle herkesi memnun etmek için kullandıkları yuvarlak lafları bırakmalı. Çünkü oynadıkları çok tehlikeli bir oyun. Grupları olmayacak ümitlere sürüklemek, sonradan vahim ve kanlı karışıklıklara neden olabilir.

Onları güçlü olarak destekleyecek olan kesim bu ülkenin bütünlüğüne hiçbir nedenle dokunmayacaklarını onlardan duymak istiyor.

Ortalığı daima çelişki ve karmaşada tutmak isteyenler, şimdi de Cumhurbaşkanı adayı konusunu çıkararak ittifakı parçalamaya çalışıyorlar. Halk seyirci! Hâlbuki bu ülkenin gelecek yüzyılını belirleyecek bir yol ayrımındayız. Gerçekleri konuşmak zamanı şimdi.

CHP’nin “Ekmeleddin İhsanoğlu” benzeri hatâlar yapması partinin sonu olur. Zâten

Column: 2

zorlukla oy veren ekseriyet, bir daha dönmemek üzere ayrılır, seçim gene kaybedilir.

19 Ocak 2012 târihinde kabul edilen 6271 sayılı Cumhurbaşkanı seçim Kanunu 1. Maddesi, “Cumhurbaşkanını halk seçer” demektedir.

Halk! Yâni biz! İyi de, hiçbirinize kimi seçmek istediğimiz soran oldu mu? Birkaç bin kişinin katıldığı yetersiz anketten başka bir gayret gösteren oldu mu? Olmadı!

Kılıçdaroğlu geçen gün, “İttifak buna karar verir” benzeri bir laf etmiş. Halka soracağız dememiş! Yâni demek istemiş ki, ben ve Akşener beraber karar vereceğiz! Halk ne oldu?

En az 40 milyon kişi, 18 yıldır olanlardan memnun değil ve partilerinin devamlı kaybetmesinden bıkmış. Bölünme değil, düzelme bekliyor. Bu seçimde kritik bir yol ayrımında olduğumuzun farkında. Aynı inanılmaz vaatlere ve kişilere bel bağlamak istemiyor. Halkın Cumhurbaşkanı adayı için beklentisi şu:

Parti içinden ve politikacı olmayacak,

Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlı,

Dürüst, bilgili, deneyimli,

Dış güçlerin etkisinde olmayan,

Sosyal demokrat, laik ve bağımsız, gerçek bir parlamenter sistemi kısa zamanda geri getirecek,

Başbakanlık makâmının geri getirecek,

Bağımsız, mutlak hukuk ve adâleti kuracak,

Ücretsiz, çağdaş eğitimi tekrar kuracak,

Halkla ilişkilerini kesmeyecek, bir aday istiyor. Ne fazla ne eksik!

Partilerin pazarlığı bırakıp, bu şartları temin etmek için çalışmaları daha yapıcı olur.

“Bağımsız ve özgür” bir Türkiye’ye kavuşmanın yolu açılır.

Bu yönü muhalefet partilerine şimdiden belirlemek, sayıları az da olsa var olan birkaç yazarın ve aydının katkısını bekliyor.

Bu aydınların halkı arkalarına almak için onları sorumluluklarına çağırmaları gerekiyor.

Halkın da bu yolda bütün gücünü teşhir ederek yapılanları desteklemesi gerekiyor.

Herkes is başına! Şimdi!

Column: 3

 

 

About The Author

0 Comments