Otuz Ağustos 2019’u kutlarken

Remove the row

Column: 1

İçinde olduğumuz girdaptan, düze çıkabilecek miyiz? Bu çöküşü durdurabilecek miyiz?

Hayır, bu gidişle ve bu alışkanlıklarla durduramayız, mucize bekleyerek oyalanırız.

Şiirimden sonra anlatayım.

Karanlıktan aydınlığa                     

Göremez önünü
Karanlıktan câhil,
Kim gösterecek yönünü,
Yoksa aydınlatacak âmil.

Yararsızdır durmak;
Kalırsan karanlıkta.
Ufuktur okumak,
Olursan aydınlıkta,

Verirsen kararını
Yaşamaya aydınlıkta,
Açınca bilimin kapısını
Kalmazsın karanlıkta,

Okudukça anlarsın,
Öğrendikçe bilirsin,
Anladıkça okursun,
Cehâleti görürsün.

Çoğaldıkça okudukların,
Arttıkça bildiklerin,
Kim oldukların
Anlarsın câhillerin.

Okumanın sonu yok,
Bilginin sınırı yok.
Öğreneceklerinin
Çokluğunu gösterir,
Öğrendiklerin.

Kendi toplumumuz içinde bireyler olarak; kendimizi tanımadıkça, kendi kusurlarımızı görmedikçe ve hep başkalarını suçladıkça, aydınlığa çıkma şansımız yok.

Yapılmış olarak görmek istediklerimizi; başkasının yapmasını bekledikçe, yapmayanları kınamakla yetindikçe, istediklerimize erişme şansımız yok.

Bireyler olarak kişisel çıkarlarımızı; toplumun ve ülkenin çıkarlarının önüne koydukça, toplumumuzda ayrılıklar yaratılmasına sessiz kaldıkça, ülkenin ilerleme şansı yok.

Aydın olması gereken okumuş bireyler; okumamışlara, çoğu okumamış köylümüze câhil dedikçe, ilerleme şansımız yok.

Onların aptal olmadığını görmedikçe ve yetişmemiş olmalarının suçunun, onları eğitmeyenlerde olduğunu görmedikçe, ilerleme şansımız yok.

Biz okumayan, öğrenmek için çabalamayan, içi boş ve temelsiz bilgiye sahip bireyler oldukça, toplumumuzun düzelme ve aydınlanma şansı yok.

İçinde yaşadığımız ülkeyi beğenmezken; onu bu hâle düşürenlerin de, 80 yıldır bizim başa getirdiklerimiz olduğunu anlamazsak, ülkenin düzelme şansı yok.

Gereksiz ayrıntılar üzerinde vakit öldürmeyi umursamadan; yapanları uyarmadıkça, aynı şeyleri tekrar tekrar dinledikçe, bilgilenmek şansımız yok.

Column: 2

Ülkenin ana sorunlarını bile öne çıkarmadıkça; konuların ayrıntılarıyla uğraştıkça, bilgilenme ve kalkınma şansımız yok.

Ülkenin bağımsızlığını ön şart olarak hedef almadıkça; bağımlılık içinde çabalamakla yetindikçe, özerkliğimizi ve bütünlüğümüzü koruma şansımız yok.

Enerjide bağımlılığın en temel gerekçe olduğunu anlamadıkça; güneş enerjisini kullanarak elektrik üretip, diğer ana sorunlara bağımsızlık şansı sağlamadıkça, özerk kalmak şansımız yok.

Kendimiz besleyemeyen bir ülke olarak kaldıkça; çiftçimize destek olup kalkındırmadıkça,  özerk kalmak şansımız yok.

Ülkemizi koruyacak silahlarımızı kendimiz üretmedikçe; bunları dışarıdan alma rahatlığında devam ettikçe, özerk kalmak şansımız yok.

Sanayimizin temeli olacak yaratma yoluna gitmeyerek; bilgiyi ve teknolojiyi ithal ettikçe, özerk kalmak şansımız yok.

Çocuklarımıza ilkel yöntemlerle, ilkel bilgilerle okuturken; onları daha ana karnından çağdaş yöntemlerle yetiştirme yoluna gitmedikçe, ezber yerine, yaratıcı bireyler yetiştirmedikçe, bu toplumun kalkınma şansı yok.

Atatürk’ten sonra olmadı ve olmayacak. Çünkü bu ülkenin aydını (!), bütün söylediklerinin tersine, Atamızın öğütlerini dinlemedi ve dinlemiyor.

Onun söylediklerine ve yaptıklarına rağmen, onun yolundan gitmiyor ve kendi kültürünü bile korumuyor. Hattâ inkâr ediyor!

Bütün yukarıda yapmadıklarıyla da, onun ilkelerini yok etmeyi, Sevr’i geri getirmeyi hedef bilen iç ve dış etkenlere bizi teslim etti ve ediyor

Aynaya bakıp bunu bizim kendimiz yapmış olduğumuz da kabul etmedikçe, kendimizi kandırmakta devam ederiz. Sonu da hüsrandır, esârettir.

Biz bu topraklara lâyik olamadıkça, bu değerli toprakları ve kaynaklarını bize bırakmayacaklarını hâlâ anlamamışsak, özerk kalma şansımız yok.

Hâl böyleyse; kurtuluş yolu var mı?

Kurtuluş yolunu görmek isteyen, aynaya bakacak ve kendini sorgulayacak.

– Benim bu topluma katkım nedir, ben de bu toplumda faydasız bir sömürgen miyim diye.

Çünkü birey adam olmadan toplum adam olmaz! Sorun toplumdaki birey,  yönetenlerini seçen birey! Sorun Atatürk’ün yolunda gitmeyen, elini taşın altına koymayan, sözde eğitimli birey!

İstiklâl savaşında ülke için canları pahasına, seçimlerini özerklik için yapanlar gibi, birey şimdi kararını vermeli: Katkı mı, esaret mi?
Bayramınız kutlu ve mutlu olsun

Column: 3

 

 

About The Author

0 Comments