Tabela #EnerjideBağımsızlık 

 

 Sayın Erol Çevikçe “Bir Gazete” de yazılarını yayımlar. 11.19.2018 tarihli yazısında haklı olarak; herkes gibi, iktidarın önlerine attığı gündemle sorunları tekrar ederek okuyucuları bıktırdıklarını yazıyor. Haklı, gerçekten bıktık!

Kendisini zâten yıllardır okurum ve bu itirafından ötürü onu kutluyor ve alkışlıyorum. Keşke diğer yazarlarımız da bu tuzağı fark etseler ve Atatürk’ün Basın, ulusun ortak sesidir. Bir güç, bir okul, bir yol göstericidir” sözünü hatırlasalar. Belki o zaman kalkınma yoluna girmiş, köşe yazarı olarak sorumluluklarını yerine getirmeye başlamış olurlar.

Evet, yıllardır ayrıntıları okumaktan bıktık. Bir aydır Kaşıkçı manşetlerde. Yazan da yazdıran da bıkmadı. Yakında seçimlere atlayacak ve 6 ay onunla oyalanacağız. Sanki bir işe yararmış gibi! Sanki kimi seçtiğimiz bilirmişiz gibi. Sanki seçileceklerin de onları atayanın da bize bu ülkede gerçekten ne yapacaklarını söylemişler gibi! Sanki bu güne kadar verdikleri sözü tutmuşlar gibi! Sanki seçilen el kaldırmaktan başka bir iş yapıyormuş gibi! Evet, onuncu sayfa haberlerini manşetlerde ve köşe yazılarında görmekten gınâ geldi. Artık nefretle bakarak, onları okumadan geçmeye başladık.

Neden mi? Çünkü gemi batarken bacasından kurum yağmasının, boyasının bozulmuş, kaptanının yeteneksiz olmasını eleştirmenin, hayâti bir önemi yoktur. Amaç batmaktan kurtulmaktır. Bir ülkede de ana ve temel, sorunlar öncelik almalıdır. Aksi hâlde, kurtuluş yoluna bile girilmemiş olur.

Kurtuluş gereksinimleri, muhalefet veya iktidar, parti veya kişilerin üstündedir. Ülkenin var veya yok olma sorunudur.

Yıllardır tekrar tekrar dile getirdim amma tıklayan yok! Çünkü tek elle alkış olmuyor. Bir kişinin yazması yeterli olmuyor.

Ülkemizin en önde gelen sorunu ve her şeyin anahtarı “Bağımsızlıktır”. Bu nedenle, Atatürk “Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir demiş, bizlere unutulmaması gereken bir yol çizmiştir.

Türkiye’nin artık bağımlı bir ülke olması nedeniyle, başkalarının isteklerine biat etmek zorunda olduğu artık biliniyor.

Bağımlılığın içinde de en başta gelen “enerjide bağımlılıktır”.

Enerjide bağımsız olmadan; ne tarımda, ne sanayide, ne savunmada, ne ısınmada ne aydınlanmada, ne taşımada bağımsız olamayız.

Artık nükleer kaynaklardan enerji üretmek bugünkü teknolojinin kısıtlılığı nedeniyle, yapılması durdurulmuş bir yöntem. Kömür ve HES’ler yöreyi mahvediyor.

Onun yerine en önde gelen, fotovoltaik panellerle güneş enerjisinden elektrik üretmek.

Bizim ülkemizin Güneyi de, bunun için Dünyânın en verimli olacak bölgelerinden birisi.

Basının, hiç değilse aklı başında yazarlarımızın sorumluluğu, bağımsız olmamızı devamlı olarak gündemde tutmaktır. Hiçbir engele pabuç bırakmadan, devlet veya özel sektör tarafından, yapılıncaya kadar, ısrarla üzerinde durulmalıdır.

Bir gün en çok arzu edilen bir yönetime kavuşulsa bile, bağımsız olmadan, özgür olamayız.

Atatürk’ü dinlememenin, onun gösterdiği yolların önemini anlamamanın bizleri nerelere sürüklemiş olduğu açık.

Birçok şeye geçici olarak uyum göstermek zorunda olabiliriz. Amma bağlı olmaya ve özgürlüğümüzü kaybetmeye kadar varacak bir yolda susmak, sorunu yaratanlara ortak olmak demek olur.

Batı bizi bağımlı yaparak ve birbirimize düşürerek, batırmak, parçalamak yolunda 80 yıldır başarıyla ilerliyor. Kendimize soralım: kiminle beraberiz? Vatanı kurtarmak yolunda mıyız?

Bilmeliyiz ki, basının devamlı katkısı olmadan hiçbir şeyde başarılı olamayız.

Ufak ta olsa, herkesin yapabileceği bir şey vardır. En azından okuduğunuz yazarları, bıkmadan, usanmadan uyarınız. Ayrıntılarla uğraşmalarını istemediğinizi söyleyiniz.

Var olduğunuzu hatırlayıp, onlara belirtiniz. Ülkenin ana konularına odaklanmalarını isteyin. Gücün sizde olduğunu unutmayın. Bu hepimizin sorumluluğu.

Bağımsız oluncaya kadar, “tabela” #EnerjideBağımsızlık olmalıdır.

 

Ülkemizin halkının yapısını ele alan ve bazı nedenlere cevap veren, üçüncü kitabım SEN satışa çıktı. İnternet üzerinden, ana kitap evlerinden ısmarlayabilirsiniz. Bilginize sunarım.

About The Author

0 Comments