ABD yanlız kalıyor

Cumhuriyet gazetesi, Starateji ilavesi, Sayfa 4, 09 Temmuz 2007

ABD kuruluşundan beri istediği gibi hareket etti, askeri güç, teknoloji ve endüstiri alanlarında liderliği ele geçirdi, SSCB’nin yıkılışından sonra da dünyanın tek büyük gücü olarak 20. yy’lı bitirdi. 21. yy ise, tamamen başka bir yönde gelişiyor. ABD’nin şımarık bir çocuğa dönüşmesi, gelişmesine yardımcı olduğu demokrasinin bütün kurallarını bile kendi çıkarlarına göre çarpıtması, kendine zararlı oldu. Bazı değerli yorumcuların tahminleri 21. yy’lın bir Asya yy’lı olacağıdır. Nisan ayında Vladimir Putin’in ‘Artık tek kutuplu dünya olamaz’ bildirisi, ABD hekamonyasının sonunun başlangıcı sayılır.

  • Çin, Asya birliğine doğru hızla ilerliyor,
  • Rusya, enerji anahtarıyla Avrupa’yı kontrolüne alıyor,
  • Güney ve Orta Amerika ülkeleri, nihayet kefeni yırttı ve ABD’yi dışlayarak bir birliğe yöneliyorlar,
  • Hindistan, büyük nufus ve çalışma gücüyle etkin olabilecek niteliğe doğru koşuyor,
  • Afrika henüz sömürülmekte ve sahnede oyuncu değil,
  • Ortadoğu, en zor elde edilecek lokma, henüz ne olacağı belli değil,
  • Kanada, büyük ülke, kimseye bulaşmadan, büyük güç olmadan, yerini koruyacak,
  • Türkiye ve İran’ın geleceği bütün dünyayı etkileyecek.

Büyük bir olasılıkla 21. yy; doğuda Çin, ve belki Hindistan, ortada Rusya/Avrupa, batıda  ABD ve Güney Amerika olarak kutuplara ayrılacak. ABD liderliğini kaybetmiş olarak eskiye nazaran yanlız kalacak.

 

  1. yy’lın ikinci yarısında Batı, Çin pazarına göz dikti, ve bütün savunulan insan hakları, teamüller silinerek tâviz verme yoluna gidildi. ABD ambargoları kaldırıp, AB’den evvel davranırsa, 1.4 Milyar nufuslu pazarı ele geçireceğini sandı. Çin’in bukadar çabuk ve etkin bir hızla, otokrasiyi muhafaza ederek, emperyalistlerin çarpılttığı kapitalist yöntemleri uygulayarak, kendisine rakip, hatta tehlike olacağını göremedi. Çin, zengin kaynakları olan Hazer bölgesi ülkeleri ve Afrika’da, ABD’nin çok önünde, etkinliğini arttırıyor. ABD uzakdoğudan dışlanmış sayılır.

Putin gibi güçlü bir liderin Yeltsin’in hatalarını düzelterek, kısa bir sürede Rusya’yı tekrar büyük ülkeler arasında sokmayı başarması ve ABD’ye kafa tutabilmesi, yeni bir devrin başladığını gösteriyor. ABD’nin, Çekoslavakya/Polanya füze yerleşimi gibi yaptığı çocukça oyunlara gelmeyeceği ve bu zâfiyetleri kullanabileceği görülüyor. ABD’nin çıkarlarını korumak için yükseltilen yakıt fiatlarının Rusya ekonomisini kalkındırmış olması, ABD’nin kartlarını da yok etti. ABD edindiği üstünlüğü Rusya’da da kaybetti.

 

ABD’nin yanıbaşında yıllardır baş edemediği ve sebepsiz yere sefâlete sürüklediği Küba’nın ateşi bacayı sardı ve güneyindeki ülkelere sıçradı. Artık Venezuella’nın Hugo Chavez’inin öncülüğüyle, Morales, Ortega, Correa, Castro gibi liderler, çok etkin olacak ALBA’yı  kurdular. Asî topraklar olarak tanılan Güney Amerika üzerinde gelişen birlik, hernekadar daha bütün komşuları içine almamışsa da, diktatörlerin yönetiminde olsa da, emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmaya yönelmeleri bugün büyük bir bağ oluşturuyor. 21. yüzyıl  içerisinde bu ülkelerin de gereken devrimi yaparak demokratik bir sosyalizme dönüşmeleri beklenmelidir. Bunun şimdi olamaması, her ülkenin Atatürk benzeri, yüzyılların liderine sahip olamamasıdır. Türk devrimi henüz tekrarlanamamış bir ilk olarak devam ediyor. ABD Orta ve Güney Amerikadan da dışlanmış sayılır.

 

Hernekadar ABD’nin birçok yatırımı ve çıkarları Avrupaya bağlı ise de, Ortadoğu’daki başarısızlık AB ülkelerini son derece endişelendirdi. Daha şimdiden, ABD ile sürüklenmektense Rusya ve Çin’ile çıkarlarını koruyacak anlaşmalar yapıyorlar. Büyük bir olasılıkla yakın zamanda AB’nin Çin ile ilişkilerini arttıracağını ve ABD’ye sırtını çevirmiş olacağını izleyeceğiz. Anglosakson kökenleri nedeniyle İngiltere uzun zaman sadık kalmaya çalışsa da, ABD, AB’yi de partener olarak kaybetmiş olacak.

ABD’nin Ortadoğu’daki kaçınılmaz olarak belirlediği açgözlü girişimi diğer ülkeler için bardağı taşıran damla oldu. Gerçek gayelerinin saklanması artık mümkün değil. Kendi yarattığı radikal İslam karşıtı onu yıpratacak. Askeri güç ile kazanamayacağı bir savaşla karşı karşıya. Ekonomik nedenlerle uzun zaman Ortadoğuda kalmak zorunda. Yegane kalabileceği yer de K. Irak’ta oluşturduğu, henüz bağımsızlığını açıklanmamış olan Kürt bölgesi. Gözü ise iç sorunlarıyla şaşırtılmış bir Ilımlı İslam Türkiye’nin doğusunu bu bölgeye katmakta. ABD’nin bunu gerçekleştirebilmesi Türkiye’nin tutumuna bağlı. Fakat artık hiçbir zaman Arap yarımadasını kontrol edemeyecek. Dostu İsrail ise yeni ilişkiler yaratmak zorunda.

 

Türkiye jeopolitik oturumu nedeniyle Kanada’dan çok daha startejik durumda. Kutupların çoğaldığı bir dünyada yapabileceği en büyük HATALAR:

  • Yanlış ilişkilerde ve AB/gümrük birliği, IMF gibi göbek bağlarında devam etmesi,
  • Komşusu İran’ı dışlaması,
  • Sadece Batı’ya bakarak, diğer yönlere önem vermemesi,
  • Tek kutba bağlanması,
  • Türk ülkeler birliğine öncü olmaması,
  • Ekonomisini başkalarının çıkarlarına göre yönetmesi, sıcak para tuzağında kalması,
  • Yönetimini başkalarının isteklerine uygun olarak yürütmesidir.

Elinde yüzyıllarca birdaha gelmeyecek fırsat var. Bütün kutuplarla iyi ilişkilerini kuracak oturum ve yapıda. Gücünü halkına tanıtacak ve kendi ayakları üstünde durmasını sağlayacak bir yönetime gereksinimi var.

(PRG)

Tehlike henüz geçmedi. DSP ve Hür Parti milli görevlerini yaptılar, diğerleri ne bekliyorlar?.

CHP’de birleşmek tek kurtuluş yolu olarak beliriyor.

 

Turgut A. Karabekir

turgutk@gmail.com

 

About The Author

0 Comments