İki hatırlatma

Bodrum yarımadası sonbaharın ilk yağmurunu gördü. Doğanın bize lütfü ile sağnaksız gelen bu yağmurlu günlerde (bu yazı hazırlandığında) bir sel felaketiyle karşılaşmadık. Bunun için mutlu olmamız gerekir.

Geçen yıl ilk yağmurda bir turist sellere kapılarak can vermişti. Yâni tabiri cayizse zavallıyı  kuru yerde sel almıştı.

Bu durum bize kriz komitelerinin hazır olmasınımı, yoksa gereken tedbirlerin vaktinde alınmasının gerektiğini mi hatırlatıyor?

Bu köşede defatle, sel sularının dağlardan geldiğinde, oturum alanlarına girmeden havuzlanmasının gerektiğini yazmıştım. Yaptığım bütün temaslar uyumlu bir davranış sağlamamış, yetkililer gene bildiklerini okuyarak kanallar yapmakla yetinmişlerdi. Geçen yıl yapılmış olan kanalların sorunu çözmüş olmasını arzu ederken, neticenin nekadar tatminkar olacağı hâlâ bir sual işaretidir.

Her halukarda, yapılmış olan kanalların vazifelerini görebilmeleri için içlerinin temizlenmiş olması, önlerinin açık olması, yaz aylarının rehaveti içinde tıkanmış olan köprü altlarının temizlenmesi gerekmektedir.

Bütün bunlar doğru yapılsada, kanalların hiç bir önlem alınmadan bütün yazın biriken pisliğini denizlerimize sürükleyeceğini düşündükçe içim sızlıyor.

Tabii ki bunu önlemenin de yöntemleri var, ve bunları daha dört yıl evvel belirttim, amma bu konuyu başka bir güne bırakalım. Nasıl olsa plajlarımız da pislenmiş diye adı çıkınca turistleri geri getirebilmek için kriz komitesi kurulur ve onlar bildiklerini kadarını yapmaya çalışırlar. Bizde herkez herşeyi bildiği için endişe etmeye gerek yok!!!!!

*************

İki hafta evvel başlatmış olduğum Milli irade kampanyası devam etmektedir. Yavaş da olsa basında gereken yazılara yer verilmeye başlandığını ümitle izliyoruz.

Kampanyanın başlatılmasını gerektiren sorunlar gün geçtikçe daha vahim boyutlara erişmektedir. Her geçen gün verilen tavizler sorunlarımızı içinden çıkılması daha zor yapiyor.

Her atılan yanlış adım daha büyük bir müdahalenin gerekmesini doğuruyor. Böyle devam ettiği takdirde vatanın bütünlüğünü korumak için ordunun işi ele alması kaçınılmaz bir çare olacaktır.

O duruma gelmemek için, hepimiz, kişi olarak, üzerimize düşen sorumluluğu idrak etmeli ve bunu bugünden yerine getirmekten kaçın(ma)malıyız.

Milli irade halkındır. Yegane yapılması gereken bu hakkın kendinizde olduğunu hatırlamanızdır. Hatırladığınızda iradeyi başkasına vermeyi kabul etmezsiniz. Şayet ederseniz sizden, ne kendinize ne de vatana fayda vardır.

Atı alan Üsküdarı geçameden dizginlere hakim olmak gerekiyor. Zaman da her gün daralıyor.

Amaç, AKP’den iktidarı alacak bir çoğunluk yaratmaktır.

Hiç değilse, bizi bu duruma düşürmüş olan, başarısız başkanlarının çekilmelesini, ve yolu arkadan gelenlere açmayı sağlamak, acil bir sorumluluğumuzdur.

En eski ve en güçlü parti olan CHP’nin etrafında, geçici de olsa, ortak fedakarlıklar birliği oluşturmak yegane çıkar yol olarak beliriyor

Kampanyaya katılınız, sizin katkınız olmadan hiçbir yere varamayız.

 

 

About The Author

0 Comments