Suçlu aranıyor!

 

Ben kendimi bildim bileli, bu memlektin başına ne felaket gelmişse kendini aydın sananların yaptığı hatâlardan gelmiştir. Benim jenerasyonum Cumhuriyet devrinin kuruluş sıkıntılarından sonra yetişenlerin ilkidir. Buna, takip eden ikisini daha katarsak, bugünki toplumumuzun çekirdeğini oluşturan ve sayısı milyonu aşmayan ufak bir zümreyi kapsar.

Kalkınmakta olan bir ülkenin aydınlarına düşen vazife arkadan gelenlere örnek olmak, yol göstermek, kafa yapıları bakımından sağlıklı yetişmelerini sağlamaktır. Fakat o zamanın ayıdınları, kendileri tamamen aynlanmamış olduklarından, birçoğu evvela ne olduğunu tamamen hazmetmemiş oldukları sola kaydılar. Kendilerinden çok daha bilgisiz olan gençlerin zehirlenmesine sebep oldukları gibi, sosyalizmin halkıçı olan pernsiplerini de öğretemediler.

Daha sonra sağcılar geldi, mümkün olmayan hayeller peşinde, şiddete bile baş vurarak sol eğilimli herkezi yok etmeye çabaladılar. Yetmişli yıllarda Demirel solu sağ ile kırdırttı ve boşuna gençlerimizi yetirdik, böylece bölünme yoluna da girdik.

Bunların arasında fırsatçılar, hırsızlar da eksik olmadı, ve arkadan gelenler doğru yolu bulamadığı gibi, memleketi soymayı da kendilerinden evvelkilerden öğrendiler.

Bütün bu olanlardan ders alınması ve milli bir görüş oluşturulması gerekirken, sağ, sol, solun yanı, solun ortası vasvataları ile partiler oluşturuldu. İşin en kötüsü geçen seçimlere kadar bu hastalıktan kurtulamadık, bıkmış olan halkın tepkisi sağın fırsatçılığı ile birleşince, idareyi radikal sağa teslim ederek bugünki durumu yarattık.

Son yıllarda alınmış olan dersten artık aklımız başımıza gelmiştir diye ümit ederken, içinde olduğumuz şu çıkmazda bile, hâlâ eski kafaların devam ettiğini, bazı aydınların ve basının, bilgisizliklerini, başarısızlıklarını, çok kere kanıtlamış olanların hâlâ sahnede kalmasına, hatta gidenlerin tekrar geri gelmesine göz yummaları, artık tahammül edilecek gibi değil.

Benimle beraber birkaç kişi yıllardır, onların şartları ile olacak AB ortaklığından hayır gelmeyeceğini, ABD’nin mandasından çıkmamız gerektiğini, boşyere savunmaktayız. Bazı değerli ekonomistlerimizin uyarılarına aldırmadan, IMF’in yanlız kendilerine yarıyan politikalarının esiri olduk. Eski acılardan alınan ders ile, Doları dalgalı bıraktıktan sonra, sıcak paranın akımını sağlamak için, kontrol altında tutuldu. Enflasyon ölçülerini değiştirilerek, bütün yaşam ürünlerinde fiatlar yükselirken, verileri düşük gösterilerek halka yanlış bilgi sağlandı.

Az kişi hariç kimse, -aldığım malların değeri her yıl arttığı halde Doların TL’ye olan değerinin nasıl dalgalı bir kur altında aynı kalabildiğini eleştirmedi. Üç yıl evvel aynı ürünlere ödediğimiz bedel ikiye katlandığı halde, Dolar nasıl daha aşağıda diye soran olmadı.

Dalgalı olduğunu ilan ettiğimiz Dolar sisteminin neden MB tarafından yapay olarak düşük tutulmasını sorgulanmadı! Neden müdahale yapıldıdığında, basın dahil, alkışladılar?

Şimdi aynı kişiler krize girdik diye sanki sürprizmiş gibi davranıyorlar. MB’sı müdehalesinin devalüasyonu geçiktirmekten başka birşey olmadığını bilmiyorlarmıydı? Acaba birçoğu biliyordu ve bu vurgun anınımı beklemekteydiler?

Hayret edilecek nokta hiçbir zaman ders almamızdır. Hâlâ ekonomi kolonları yazanlar arasında, -MB Doları kontrole almalıdır, diyenler var! Yani demek istiyorlarki, bekleyelim, ufak düzelmeler yerine, yüzde yüzlük devaluasyonlar olsun ve piyasa çöksün, Dünyada, bize güven gene yok olsun! Bukadar düşüncesizliğe ve bilgisizliğe inanmak mümkün değil.

Sıcak parayla yaşayan bir ekonomi zaten batmaya mahkumdu. Temenim zarardan erken dönmüş olmamızdır. Olanlar için de sadece AKP’yi suçlamak, başını kuma gömmekten farklı olmaz. Artık çok kişi onların ne olduğunu nereye gittiklerini anladı. Onları suçlu olarak ilan edip, parti propagandası altında sorumluluktan sıyrılmayı kimseye yutturamazlar.

Suçlu herkezdir, sorumlu susmuş olan her kişidir.

Hatâlar yapılırken körmüydüler? dilsizmi? Bu tutumdaki eskimiş başkanlara mı oy vermeye mecbur olacağız? Güdülmeye alıştırılmış halk gene bunlarımı seçecek? Ne zaman eskimişlerden kurtullacağız? Ne zaman aklıbaşında insanlar ortaya çıkacak?

Artık uyanmalıyız, tekrar yanacak, ne canımız ne zamanımız kaldı. 

About The Author

0 Comments