Unutanlara

 

Atatürk 6 Mart 1922 de halka seslenmişti:

“Efendiler!

 

Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlandırılmıştır. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin palanlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”

 

Bu sözler söyeleneli 84 yıl geçti. Cumhuriyetin ilk 26 yılında Atatürk’ün ilkelerine sadık kalarak, Türk milletinin kendi ayakları üzerinde durabileceğini, şerefli bir ülke olduğunu evren’e kanıtladık. Ondan sonraki 57 yılda ise adım adım kazançlarımızı geri vererek Batı’nın planlarına uymanın ‘Çağdaşlaşmak’ olduğuna kendimizi inandırıp, benliğimizi yetirmeyi becerdik.

 

“………..vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin palanlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”

 

Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden zor yıllar içinde, yurdun hiçbir yerinde ot yok ocak yok iken bile, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan borçları dahi ödeyerek, kimseye mühtaç olmadığımız kanıtladık.

Takip eden yıllarda, kuruluş sırasında yüzde 7.2 olan okurlar / yazarlar sayısını yüzde 80’e yükselttik. Senayide başardığımız büyük hamle ile dünya pazarlarında yerimiz oldu, iktisadî gücümüzü kanıtladık.

 

“……….., bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin palanlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”

 

“Bugün varmış olduğumuz nokta ise, öğrendiklerimizi unuttuğumuzun acı ifadesisidr.

Bütün belirtilere rağmen, yaptığımız hatâlardan ötürü, ABD’nin uzun vadeli ekonomik planın kurnabanı olarak, IMF kısves altında, onlara gırtlağımıza kadar boçlandık.

Avrupa ülkelerinin ezeli arzuları olan bizi parçalamala planlarını, oluşmamış, ve sonu belirsiz olan AB’ğine girmek hayali ile, gerçekleştirmelerini bile, toprağımızı, şerefimizi vererek,  kabullenmeye hazır duruma geldik.

Kimse bizi bu hâle gelmemiz için zorlamadı, biz kendimiz gerek devleti soyarak, gerek bankaları hortumlayarak, olmazsa kişsel çıkarları öne alarak vatanı yokluğa düşürüp, Batı’dan alınan borç ile yaşayabilmek durumuna getirdik, ekonomimiz sicak para çekilirse çökecek.

Elli yılda, ufak bir kesimin çıkarları, idarecilerin beceriksizlik ve bencillikleri ile, vatanın bütünlüğünü tehlikeye koyduk. Batı’ya mühtaç olmuş durumdayız. Gene Kapitülasyonlarının içine girmiş gibiyiz. Gene AB ve BATI peşinde koşmaktayız. Onların ağzından çıkacak söze bakıyoruz.

”………..Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin palanlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”

Bu vatana, ve bu millete, yazık oluyor, uyanmalıyız.

About The Author

0 Comments