Sel sonrası, 1/2:

Yerel ve ulusal gazetelerimizin baş sayfalarında günlerce yer alan Bodrum’un sel felaketinden sonra alınması gereken bazı dersler var. Bu felaketin izlerini bir an evvel kaldırıp unutalım demek ilerisi için başka bir felakete hazırlık yapmak olur. Aman Belediyeye çok yüklenmeyelim ellerinden geleni yapıyorlar tutumuna girmek, ayni hataların tekrarı için çanak tutmaktır. İngilizcede –if you cant meke the time, don’t do the crime (cezanı çekemeyeceksen, suçu işleme) diye bir tabir vardır. Cezayı çekmek de evvela suçunu kabul etmek ile başlar ve buna karşı af edip etmemek bizlere düşer.

 

Sayın Belediye Başkanımız Mazlum Ağan’ın –hazırlıklı olmalıydık yerine, -hazırlıksız yakalandık diye demeç vermesi bütün bir Bodrum halkının zekasına hakarettir. Yağmur mevsiminin gelmekte olduğu, bu yağmurun da yağacağı günlerce evvel belliydi. İzmir belediyesi bu nedenle bütün kanallarını temizlettiğini ve hazırlık yaptığını okumuştuk. Bizim gazetemizde sayın Alp Erbak iki hafta evvel kış geliyor hazırlıklı olalım diye uyardı. Ben yıllardır sel ve buna bağlı alt yapı için defaatle yazmaktayım. Hava Güneye döndü, civar yörelerde yağmurlar yağmaya başladı, gök karardı, şimşekler çakmaya başladı, yağmurun yağacağını beşikteki çocuk bile biliyordu, amma Belediye hazırlıksız yakalandı. Bunu benim kavuğuma anlatsınlar. Biz milletçe kin tutmayız, belki koyun sürüsü gibi güdülmeye alışmışızdır amma hiçbir zaman enayi olmadık, o yere koyulmak ta ağrımıza gider.

Büyük olmanın, saygı görmenin, birinci şartı hatalarını kabul edecek kadar kuvvetli ve dürüst olmaktır. Son zamanlarda birçok olumlu girişimlerde bulunmaya başlayan Belediye reisimizden bunu beklerdik.

Tabiatiyle gazetelerde yazanlardan başka, kapı arkalarında neler konuşulduğunu bilmemize imkân yok. Ancak sel felaketini geçen yılki yangıdan ötürü yozlaşan bayıra bağlamak gene ana konulara yan çizerek hadiseye belirsiz bir sorumlu bulmak olur.

Yozlaşan yamaçlara yağmur düşeceği bir sürpriz midir?

Belediyenin kendi çöplüğündeki kontrolsüz yığılan çöplerin aşırı yağmur yağdığı zaman evvela yanındaki dereye dereden de çevre yoluna geleceği sürprizmidir?

Karayolları yokuş başı ile Torba kavşağı arasındaki yolu yaparken kenara koydukları gülünç arık ve yolun altına bıraktıkları yetersiz künkler, arık içerisinde aylardır yatmakta olan taş toprak sürprizmidir?

Burası Karayollarına ait diye kentimiz için hayati boyutlara erişebilecek hatalara sırt çevirmek olumlu bir tutum mudur?

Dereleri kapatıp yol yapmak, köprülerin altını darlaştırmak veya tıkamak nasıl bir zihniyettir?

Uyardığımız halde beş aydır hertarafta biriken pisliklerin ilk yağmur ile turist dolu denizlerimize akacağı sürprizmidir?

Sel basması olanaklı olan yerlerden, örneğin Azamak Başından vasıtalar neden kaldırılmamıştır?

Neden yetkili ekipler iş başında değillerdi?

Çünki hiçbir hazırlık yapılmamıştı, bukadar basit. İşe bunu kabul etmekle başlamış olsalardı sizleri saygı ile anardım.

Bütün bunlara, ve daha birçok benzerine, gerek kendi devirlerinde gerek kendilerinden evvel yapılmış hatalara, olmuş bitmiş olarak bakmak, önlem almamak -hazırlıksız yakalanmak değil, düpedüz ihmal ve plansızlıktır ve bunun bilincinde olduklarını bize ifade etmeleri yapacakları ilk olumlu hareket olacaktır.

 

Bodrum ikinci derecede deprem bölgesidir ve her an büyük bir felaket olabilir. Bodrum yarımadasındaki inşaatların çoğunluğunun iskan müsadesi olmadığı söylenmektedir. Yapılmış olan binaların birçoğu, istinat duvarlarının çoğu, acemi ustaların elinden çıkmış hiçbir statik niteliği olmayan ve yıkılmaya hazır binlerce hayat alacak tuzaklardır. Bu olduğu zaman da işteceğimiz –hazırlıksız yakalandık mı olacak? Depremin geleceğini biliyoruz amma alınması gereken önlemler için plan bile yapılmamış ve halk bu hususta uyarılmamıştır. O felaket geldiğinde bu hayatların bedelini hangi yardım komitesi ödeyecek?

İş işten geçtikten sonra Kriz Komitesi kurmak alışılmış olan delik yamamak pisikolojisidir, uygarlık değildir, artık ayıptır. Sayın Başkanımız bir bakışta bu sel felaketinin on trilyona maal olduğunu söylemiş, bukadar dirayetli olmasına hayranız ancak bu dirayeti felaket gelmeden gösterip bu paraların yarısı ile kalıcı yöntemleri almak daha olumlu olmazmıydı? Şimdi harcanan bu paralar boşa gitmedi mi? Bu paralar Belediyenin hususi hazinesinden çıkmaz, bunlar bizim vergilerimizden diğer luzumlu işler yapılsın diye ayrılmış paralar değilmidir? Eller elinden develer olsun kurbanım misali olmaz mı?

 

Okuduğumuz yazılar bazı kimselerin bu hadiselerle Başkanımızı yıpratmak için fırsat bildiklerini söylemekteler. Bu doğru olabilir. Politika kirli bir meslektir, ne boyutlara ulaşacağı kişiye kalmıştır. Bu vazifeye gönüllü olarak girmiş olanların buna hazırlıklı olması gerekir. Yalınız şunu belirmek isterim ki ben Sayın Başkanımız dahil Belediyedekilerin hiçbirinin hangi partiye bağlı olduklarını bile bilmem, prati isimlerini bile sorsanız söyleyemem, plitikayla alakam sıfırdır. Bu nedenle kendilerine karşı saygı duymak arzusundan başka hiçbir alt düşüncem olmalıştır.

Yeni vazifeye geldikleri vakit 25 Mayıs 2001 tarihinde bir meslekdaş olarak kendilerine vazifeye seçilmelerini tebrik eden ve yardımlarımı bedelsiz emrine sunan yanıt almadığım bir mektup göndermiş, başarılar dilemiştim. Bilahare rahmetli meslekdaşım Melih Birsel ile bilgilerimizi kullanabileceğini bildirmek için kendileriyle ziyaret randevusu yaptık ve gittiğimizde görüşmemiz imkanı olamadı. Ondan sonra yaptığımız gayretler de boşa gitmişti. Ben de ilk elden yardım yapamayınca gazeteyle sesimizi duyurmayı seçtim. Benim gayem sadece Bodrum’un sorunlarına yardımcı olmaktır, başka hiçbirşey değil.

 

Gelecek yazımda sel felaketlerini önlemek, denizlerimizi bundan korumak için gerekenlerin ana hatlarını birkere daha yetkililerin dikkatlerine getireceğim. Bu kere daha dikkatli okuyacaklarını ümit ederim.

About The Author

0 Comments