Bodrum, Turizm ve Yelkencilik- 1/4

 

Yurdumuz, alanına nisbetle, belki dünyanın en çok deniz sahili olan ülkelerinden birisidir. Böyle olmasına rağmen, sahili olan batı ülkeleri içerisinde yelken sporlarında en geri kalmış bir durumdayız. ABD’nin Maryland ayaletinde, yalınız Annapolis şehrinde, elli bin civarında tekne varken, bizim bütün ülkemizdeki tekne sayısı herhalde birkaç bini geçmez.

Deniz sporlarının, yelkenciliğin, kişisel olarak yapılabilmesi maddi imkanlara dayanır ve bir ülkenin ekonomik yapısı ile alakalıdır. Ancak bu sporların, gerek bakanlık yardımı, gerek şahsi yardımlar, ve spor klüpleri vasıtası ile yapılabilmesi, imkanları çok arttırır. Yurdumuzda, geçmişte, gelişme ancak bu vasıtalarla olagelmiştir.

Bugün bu konu, bizim ülkemizde  bir milli gaye olarak henüz ele alınmamıştır,  mahalli, ve şahsi gayretler ile çabalamaktadır. Halbuki elimizdeki imkanları kullanabilmek bize yepyeni turizm imkanları açabilir.

Bodrum yarımadası, aynen bütün yurdumuz gibi, sahil şeridi en uzun olan yerlerden birisidir. Koylarının bolluğu, rüzgarlarının uygunluğu, denizinin hâlâ temiz olması, bulunmaz bir potansiyel olmasına rağmen, yelkencilik Bodrum’da birkaç yelken severin gayretiyle ancak birinci basamağa basabilmiştir. Bunların yaptıkları gayretlerin meyvalarını da, Optimist sınıfında Bodrum’lu yavrularımız şampiyonalarda aldığı üstün derecelerle, toplamaya başlamış bulunuyoruz.

Bodrum’un ucuz turistlerden para kazanmayıp ağladığı, Valiliğimizin Muğla Vilayetinde değişik mevsimlerde turizmi devam ettirmeye çabaladığı bu aşamada, yelkenciliğin gündemde olmamasını büyük bir eksiklik olarak görmekteyim. Bodrum, mevkii, ıklimi, ve diğer arzuyu çeken vasıflarıyla, Annapolis gibi, bizim yurdumuzun en zengin bir yelkencilik merkezi haline gelebilir.

Bugün İstanbul yurdumuzun en çok yelekncilik yapılan bir mıntıkasıdır. Fakat orada genellikle bu faaliyet beş ay yapılabilmektedir. Yılın yedi ayı ıklim müsait değildir ve hemen hemen bütün aktivite durmaktadır. Halbuki Bodrum’da yılın her ayında bu spor rahatlıkla yapılabilir.

Yelkenciliğe ve yatçılığa bir lüks olarak bakmak, bunu bir zenginin oyuncağı olarak düşünmek yalınıştır, cehaletttir, altın yumurtlayabilecek bir tavuğu boğmaktır. Yat limanlarının, tekne bağlama ve ufak tekne saklama yerlerinin birçok çeşiteleri vardır ve bunların hepsinin, şimdi olduğu gibi, ateş pahasına fiatlanması da gerekmez. Valiliğin ve Belediyelerin anlayış göstermesi, yardımı, ve yer göstermeleri ile tesisler çok olumlu bir şekilde kurulup işleyebilirler. Bunu gerçekleştirmek için evvela yetkililerimizim bu konuyu bilenlerle beraber çalışması, ve teşvik etmeleri gerekir.

Yatların, ve küçük teknelerin, makul ücretlerle limanlanabilmelerini temin edebildiğimiz takdirde, Bodrum süratle Türkiyenin yat merkezi haline gelebilir. Bu da Bodrum’un çok ihtiyacı olan ek turizm, kaliteli turist, para bırakan turist, ihtiyacının büyük bir kısmını karşılar.

Evvela Kuzey bölgelerden, hiç değilse bütün kış aylarında, yelken yapacakları buraya çekmek imkanımız doğacaktır. Sonra bunların bir kısmı kalıcı hâle dönüşebilecektir. Büyük bir tekne sahibi Bodrum’a, bir uçak dolusu ucuz turistin bırkacağından daha fazla para bırakır ve Bodrum sokaklarında iğrenç bir manzara yaratan, göbekleri sarkık, çıplak dolaşan, ucuz turistler yerine, Bodrum’a kaliteli bir görünüş getirir. Genç yelkenci yavrularımız ise aileleri ile beraber olacaklarından Bodrum’un kaliteli yerli turist adedini arttıracaklardır. Her iki grup için de kışın okulların ara tatillerinde yarışlar tertiplemek, Bodrum’un en ölü sezonunda buraya turist çekmeyi sağlar. Bu şekilde kışın da yabancı turist bile çekilebilir.

Dünyanın değişik yerlerinde yarım asırdan fazla yelkencilik yaptım. Hiç bir yerde, yılın her ayında yelken sezonu olabilen, ve gerek emniyet gerek rüzgarlarının olumlu olarak estiği, her iyi unsuru bir araya toplamış, Bodrum gibi bir yer görmedim.

Benim çocukluğumda Yelken Federasyonu, o zamana göre, çok olumlu katkılarda bulunmuştu. Bugünün anlayışı ve bilgisi ile, arzu edildiği takdirde, çok çabuk ve çok büyük mesafeler kat edebileceğimize inanıyorum. Başlangıç, Bitez Belediye Başkanı Sayın Remzi Güngör’ün yaptığı gibi, olaylara positif ve arzulu olarak bakmaktır. Böyle bir çalışma içeirisinde, yapıcı bir çağrıya büyük ölçüde yansıma gelecektir.

Deniz sporlarının, yelkenciliğin, Bodrum için bir turizm politikası olması gerektiğini yetkililerin dikkatine sunuyorum. Bu fırsattan bir an evvel istifade etmek milli bir borçtur.

Gelecek sayıda bu konuya devam edeceğiz.

About The Author

0 Comments