Bodrumun yerlisi dostlarıma 1

Kendimi size dost olarak sıfatlandırmam size olan sonsuz sevgimden gelmektedir. Tabiatiyle çogunuz beni tanımıyorsunuz amma senelerce evvel Bodrumu ve Bodrumluyu tanımış  kişiler gibi ben de sizlere büyük bir yakınlık duymaktayım. Bu yazım ile başlayan yazılarımda ortaya koymaya çalışacağım konular şikayet olmayacak Bodruma yardım gayesiyle bu sorunlara  çözümler getirmeye çalışacağım.

Yerli ve yabancı yayınlarda Bodrumun örneksiz güzelliklerini birçok benden daha yetenekli kimseler yazdılar. Bunları tekrar etmeye gerek görmüyorum. Hayatının yarısından fazlasını yurt dışında geçirmiş ve dünyanın birçok yerini görmüş biri olarak ben de ilave edebirimki Bodrum yarımadası bütünüyle hakikaten allahın insanlara lütfu denebilecek derecede güzel bir yer. Bu güzellik eserleri, denizi, yemekleri, mimarisi, binlerce yıllık tarihi, ve insanları ile birbirbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Bu nedenledirki son otuz yıldır Bodrum olağanüstü bir alaka gördü ve istilaya uğradı. Tabiatları çok mûnis ve açık fikirli olan yerli halk bu istîlayı sessizce ve itirazsız kabul etti. Hatta kendi kabuklarını çekilerek yeni gelenlere yerlerini verdiler. Bundan ötürü de siz Bodrumunuzu tamamem kaybetmek üzeresiniz, biz yabancılar da dünyada eşine birdaha rastlanamayacak bir yaşam oluşturma fırsatını kaçırmak üzereyiz.

Bodrum sizindir ve sizin olarak kalmalıdır. Bu da ancak siz mevcut oldukça varl olacaktır. Siz bütün olanlara seyirci kalırsanız siz de Bodrum da yok olcak ve bu eşsiz belge güzel vatanımızın birçok başka yerinde olduğu gibi karektersiz, kalitesiz, çirkin bir şehir haline çabucak gelecektir. İzmir, Çeşme, Marmaris, Antalya bu âkibete uğradılar siz de Bodrumun bu hâle düşmesine seyirci mi kalacaksınız? Yeter demenin zamanı geldi ve geçmekte.

Türkiyede herkez herşeyi devlet babadan beklemeye alışmıştır. Esasında halkımız bu yola yöneltilmiştir. Çünki bu politikacıların işine gelmektedir. Bizde yönetim makanizması yukarıdan aşağıya doğru kurulmuştur. Bu nedenle halk adaylıklarını kendilerinin koymadığı, tanımadıkları, kendileri yaşamları hakkında bilgisi olmayan kimseler tarafından yönetilmektedirler. Bu politika organları da çok zaman şahsî çıkarlarını korumaktan bazan de bilgisizlikten ötürü sizin hak ve ihtiyaçlarınız için çalışmamaktadırlar. Birkere seçim yapıldımı artık halkın hiçbir gücü kalmamaktadır. Zaten seçilenin de çok zaman halka karşı bir vaadi ve mesuliyeti yoktur.  Onların mesuliyeti sadece partiyedir. Çoğunun gayesi sandalyesini muhafaza ederek kendi cebini doldurmaktır.

Halbuki ilerlemiş ülkelerde, mesela Amerikada, sistem tamamen bizdekinin tersidir. Yönetim makanizması aşağıdan yukarıya doğru oluşmuştur. Yani bütün devlet makanizmasını oluşturanların seçimi “kişiden” başlamaktadır. Basitleştirilmiş olarak alırsak kişi bir gurubu, grup bir mahalle gurubunu, mahalle grubu kasaba gurubunu, kasaba gurubu nahiye gurubunu, nahiye gurubu vilayet gurubunu oluşturur, sonunda bunlardan da hükümet oluşur. Bu mevkilere “kişi“ yalınız kendisinin bildiği kendi problemlerini bilen güvendiği şahısları seçer. Alt seviyede parti unsuru olmadığından yalıniz iş görecek kimseler iş başına gelebilir. İş görmeyeni kişi birdaha seçilmez. Bu nedenle seçilenler seçenler için çalışmaya mecburdur. Onların çalışmaları bir lütuf değil kişiye karşı olan vazifelerini yerine getirmekten ibarettir. Bu elemeden devamlı olarak geçen adaylar yüksek kademelere vardığında partilere mensup olurlar amma bu onların kişiye olan vaad ve borçlarını değiştirmez. Şayet vaadlerini yerine getirmezlerse birdaha seçilmezler.

Etrafınıza bir bakınız sizin istiyerek seçtiğiniz ve size verdiği hizmetten memnun olduğunuz kaç kişi var?

Bu şekildeki bir idare makanizması için bazı polıtikacıların konuşmalar yapıklarını duydum. Mevcut sistemin devamı onların işine geldiğinden bu gelişmenin yukarıdan aşağıya gerçekleşmesi hemen hemen olanaksızdır.  Ancak bu aşağıdan yukarıya doğru kurulan sistemin oluşması gene kişinin arzusu ile başlayacaktır. Amerikada hem devletin hiçbir kuvveti yoktur hem de çok büyük kuvveti vardır. Kuvvetinin olmadığı halkın seçme hakkı olduğundan, kuvvetinin büyüklüğü de arkasında halkının bütünlükle gelmesinden kaynaklanır. Sadâkatleri partilerine değil de size olan ve size yaralı olacak kişileri seçmenin zamanı gelmedimi?

 

 

 

About The Author

0 Comments